Ömer YERLİKAYA
Akıp giden yıllarımız?
19.04.2019

Akıp giden yıllarımız…

Ä°nsanoÄŸlu duygu deviniminin etkisi altındadır. Geriye döner anılarımızı hatırlar ve iç çekerek; Ah! Her ÅŸey eskiden daha güzeldi diye mırıldanırız. Niçin her ÅŸey eskiden daha güzeldi de günümüzde manasını yitirip kabalaÅŸtı? Bir insan ne kadar yaÅŸarsa yaÅŸasın bir çocukluÄŸunu birde gençlik yıllarını unutamaz. Varsa yoksa bu yıllarıdır. Sanki bütün yaÅŸamı orada yaÅŸamış, her ÅŸey o zaman diliminde var olmuÅŸtur.  Orta yaÅŸ döneminin, ihtiyarlık dönemin çok fazla anısı olmaz. Rutin iÅŸler, günlük yaÅŸam devam eder hepsi budur! Ve her geçen gün zaman ilerledikçe doÄŸallıktan uzaklaşıyoruz. Beslenme alışkanlıklarımız deÄŸiÅŸiyor, sofra adabımız, sohbet adabımız deÄŸiÅŸiyor, ilgi alanımız baÅŸkalaşım referansları yaşıyor. Cep telefonu, internet, televizyon, bilgisayar oyunları, sosyal medya derken hepimiz bir bakıma kendimize küçük bir dünya kurmuÅŸuz bile.

Çok insanla görüÅŸmenin, akÅŸamları ev ziyaretlerinin bir manası artık toplumda kalmadı. Kalsa da bir yere gidiyorsunuz herkes ya cep telefonu ile meÅŸgul oluyor veya televizyondan bir dizi izliyor. Normal sohbetler yapılmıyor. Ne yapılıyor? Birisinin arkasından dedikodu yapılıyorsa bakınız bu her ÅŸeyin önüne geçiyor. Vallahi bayılıyoruz dedikodu yapmaya! Birinin arkasından konuÅŸmaya can atıyoruz bununla da yetinmeyip ÅŸunu ÅŸunu söylemiÅŸ diye de üzerine söylemediÄŸi sözlerin yükünü bindiriyoruz. Bunu yapıyor muyuz? Hepimiz yapıyoruz sonra da sokakta ÅŸurada burada karşılaÅŸtığımız zamanda hiç bir ÅŸey olmamış gibi de rahat görüntü sergiliyoruz! Bu milletçe içine düÅŸtüÄŸümüz bir eksikliÄŸimizdir, zaafımızdır en zayıf noktamızdır.

Dedikodu dedin mi adeta akan sular duruyor. Ä°ÅŸimizi gücümüzü bırakıp önce dinliyor sonra konuÅŸulanları onaylıyor arkasından da dedikodu üreterek katkıda bulunuyoruz. Yaptığımız iÅŸin farkında deÄŸiliz. Bunu zararsız gibi görüyoruz. Aman iÅŸte ne olacak onu konuÅŸma bunu konuÅŸma birini bir ÅŸeyi konuÅŸacaksın iÅŸte! Diye de savunmaya geçeriz. Bu durum kiÅŸiliÄŸimize, dürüstlüÄŸümüze zarar verir. Bizi itibarsızlaÅŸtırır toplumdaki yerimizi zayıflatır. Ancak bunları düÅŸünmüyoruz bile. Eskiden bu durumlara çok sıklıkla rastlanmazdı. O zaman sıkı iliÅŸkiler vardı ve vefa duygusu öne çıkıyordu. Bir yakınınla her gece görüÅŸmesen hiç deÄŸilse haftada birkaç kez görüÅŸürdün. Bu görüÅŸme sıklığı da kötü düÅŸüncenin ve dedikodunun önüne geçiyordu.

Şimdilerde gelme gitmenin yerini dedikodu alıp gidiyor.

Eskiden birisi iÅŸleri bozulur yoldan aÅŸağı düÅŸtüÄŸünde herkes üzülür ve çıkması için de dost eli uzatılırdı. Åžimdi böyle deÄŸil yoldan aÅŸağı düÅŸene seviniyor belli olmasak bizi kimse görmezse inanınız bir tekme de biz atacağız ki iyice düÅŸsün ve bir daha ayaÄŸa kalkamasın diye! Ä°çimizde ki fesatlık, çekememezlik, kin nefret duygularıdır insana bunları düÅŸündüren ve bu hareketleri yaptıran! DoÄŸallığımız, sıcaklığımız, samimiyetimiz kalmayınca suni duygu belleÄŸinde iÅŸ yapmaya kalkışıyoruz.

ÇocukluÄŸumuzu her an özlüyor olmamızın bir diÄŸer nedeni de o günlerdeki masumiyetimizi özlediÄŸimizdendir. Yıllar ilerledikçe hepimiz deÄŸiÅŸtik ve farklı duyguların esiri olduk. Ä°yi olduk kötü olduk ve bir insanın üstleneceÄŸi bütün rolleri bir bir yaÅŸadık. Ä°çimizde bir piÅŸmanlık ve vicdan azabı duygusu var. KeÅŸkelerimiz o denli çok ki nereye uzansak altından bir piÅŸmanlık ve beraberinde keÅŸke olmasaydı düÅŸüncesi ortaya çıkıyor. Üzerimizde benim yok onunda olmasın ve ya ÅŸunları nasıl kazandı kimin hakkını yedi? Gibi düÅŸüncelerimiz varken iyi niyet duygularımızı nasıl geliÅŸtirebiliriz?

Korkumuz bundandır; çocukluk ve gençlik yıllarımızdaki insani güzelliÄŸimizi giderek daha da kaybettiÄŸimize yanıyoruz. Para artık her ÅŸeyin önüne geçmeye baÅŸladı. Ä°nsanlığımız da para dostluÄŸumuzda para oldu! Bu hallerde insani iliÅŸkilerimize deÄŸer vermek bir yana görüÅŸmeyerek de bütün baÄŸlarımızı yok ediyoruz. Yeni kuÅŸak çocuklar akraba oldukları insanların çocuklarını bile tanımıyor. Ya bir tesadüf sonucu bir araya geliyor ve ya farklı bir algı ile akraba olduklarını öÄŸreniyorlar. Ancak bu tesadüfî durumlar akrabalık bağını güçlendirmiyor ve bir deÄŸer ifade etmiyor. Bu bakımdan bu hallerimizi sürdürmeye devam edersek hep anılarımızla yaÅŸayacak ve eski günlerimizin özlemi ile de gelecek günlerimizi geçireceÄŸiz. Oysa insanoÄŸlu için hiçbir ÅŸey geç deÄŸildir. Ä°stesek her ÅŸeyi sil baÅŸtan yapabilir bütün güzelliklere yeniden yelken açabiliriz…

                                                                                                                                                                                                                                                                                              Sevgi ile kalın.     


Bu makale 616 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com