Ömer YERLİKAYA
Piyasalar ve ikinci el büyüsü?
11.07.2020

Piyasalar ve ikinci el büyüsü…

Virüsü umursamayan insanımız her geçen gün artıyor. Özellikle vaka sayısının en çok olduÄŸu Ä°stanbul’da kuralları ihmal eden milyonlar yaşıyor. Otobüsler, minibüsler aÄŸzına kadar tıka basa insan dolu. Tabiri caizse balık istifi gibi birbirlerine yapışık doluÅŸuyorlar. En geçerli neden ise pek çoÄŸumuzun duyduÄŸunda sinir olduÄŸu “Bana bir ÅŸey olmaz!” yakıştırması oluyor. Böyle olunca da hem vaka sayısında artışlar gözleniyor hem de istenilen rakamlara bir türlü ulaşılamıyor.

Pandemi günlerin de piyasalar oldukça dengesiz bir seyir izliyor.

Gerekçe olarak en baÅŸta dünya ekonomisinin bir buhran hali ve sıkışması gösteriliyor. Bir nevi kriz durumu. Turizm, tarım ve ulaÅŸtırma sektörleri oldukça etkilendi. Pazar fiyatlarında keyfi zamlar dur durak bilmiyor. Özellikle ikinci el araçlar neredeyse galeriden satın alınacak sıfır araç fiyatlarına ulaÅŸtı. Ä°kinci el piyasası tutulamıyor. Alanlar, satanlar sürekli el deÄŸiÅŸtiren araçlar derken bu sektör oldukça canlı bir sektöre dönüÅŸtü. Bu piyasadan para kazanan pek çok insan piyasanın tadını çıkarıyor. Araç satın alıyor, ekspres raporlu usta denetimli derken bir bakıyorsunuz sosyal medya paylaşımıyla aynı gün müÅŸteri buluyor. Çok deÄŸil bir ay için de aldığı aracını satarak otuz bin civarında para kazananlar var. Sıfır araçlarda ÖTV düÅŸerse ilgi bu alana yeniden kayabilir. Ancak ÅŸimdilik ikinci el piyasasında herkes mutlu gibi gözüküyor. Dikkat edilmesi gereken ise eksper raporlarına raÄŸmen pek çok aracın harslı olduÄŸu ne yazık ki sonradan ortaya çıkıyor.  Satın alınırken hatasız diye araç satın alınıyor ama bir müddet sonra ve ya satarken hatalar ortaya çıkıyor. Bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Bu piyasanın en sakıncalı yanı bu yanıdır.

                Yatırım aracı olarak altın her dönem en istikrarlı halini sürdürüyor.  

Yatırımcılarını en çok sevindiren de yine altın oluyor. Çok deÄŸil beÅŸ sene kadar önce altın yalnızca yüz on bin lira civarlarında iken bugün üç yüz doksan binlerde seyrediyor. Pandemi nedeniyle hızlı bir artış içinde olduÄŸu biliniyor ama bu olaÄŸanüstü günler olmasaydı bile altın hem doların hem Euro’nun altında kalıp yatırımcısını hiçbir dönem üzmedi. Sabit gelirli geçimini zorlukla sürdürürken bu tip yatırım alanlarına yönlenmesi zaten beklenemez ama altının istikrarlı yanı bilinmeli ve gerektiÄŸin de bu alanda yatırım için fırsat kollanmalıdır. Eskiden eÅŸ dost birbirine maddi yardımlarda bulunurken bir miktar altın verilir ve ödeme günü o miktar altın geri alınırdı. Bu yolla borç alan ihtiyacını karşılar borç veren de geri aldığın da altının daha yüksek deÄŸerinden geri alırdı. Hem iÅŸ görülürdü hem kimsenin zararı olmazdı.

Ancak günümüzde artık bu türden borçlanmalar, yardımlar tarihe karıştı. Ä°htiyacı olan birisi birinden borç talep etmiyor herkes aynı yolu kullanarak bankaya gidiyor. KiÅŸiye borçlu olmaktansa bankaya borçlu olmak tercih edilir hale gelmiÅŸtir. Tabii ki bankadan borç almanın da ekonomik olarak bir bedeli olacaktır. Günümüz ekonomi anlayışı insanları banka kapılarına yığmayı bir adet haline getirdi.  Banka ise parasını müÅŸterisine satarak para kazanıyor. Åžu bilinmelidir ki günümüzde pek çok insan bankacılık sistemi sayesin de yaÅŸamını sürdürüyor. Alıyor veriyor, çekiyor bir baÅŸkasına yatırıyor. Oradan alıyor bir süre kullanıyor bu süreci birkaç bankayı gezinerek sürdürüyor. Kredi kartını kullanmayan hemen hiç kimse yok gibi. Bir bakıma bu sektör hem piyasayı bütünleÅŸmiÅŸ bir kıvama sokuyor ve hem ekonominin dümen kolu oluyor. Daha çok tetikleyici ve yönlendirici konusunda belirgin bir sektör haline geliyor. Banka ile iliÅŸkisi olmayan bir birey sanırım bulamazsınız. Ä°nsan yaÅŸamıyla bu denli iç içe bir yoÄŸunluk kolay kolay baÅŸka sektörlerde bulunmaz.

 YaÅŸamın her alanında gereksinimlerimizi yerine getirirken de aklımız hep virüste olmalıdır. Dahası geçici bir durum bile olsa virüsle birlikte yaÅŸamayı öÄŸreneceÄŸiz. Pozitif bir vaka insanlarla temas ediyor, bulaşıklığını yansıtıyor, virüsü alan da en yakınlarına bulaÅŸtırıyor. Bir bakıyorsunuz; pozitif birisi bir iki gün için de yirmi kiÅŸiyi pozitif hale getiriyor. Bu yaygının zincirleme büyüdüÄŸünü düÅŸünürseniz de çözüm kurallara ve hijyene uymaktır. Dolayısıyla il dışından gelenleri yeniden karantina altında tutmak esasen bir zorunluluk olmalıdır. Bu konuda ihmaller yaÅŸanırsa vaka sayısı sürekli artış gösterecektir. Bu ise bütün toplum için bir risktir.

                                                                                                                                                             Sevgiyle kalın.


Bu makale 1050 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com