Artvin’in Tepesinde Neler Oluyor?

Erol Çağal, Cerattepe’de çıkarılan madenin çevreye ciddi zararlar verdiğini ifade eden açıklamalarda bulundu.

“Maden çıkınca üzerindeki tabiat yok olacak, sular kirlenecek ve bir yandan da heyelanlar başlayacak” diyen Çağal açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Sizlere madenin öncelikle nerede olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Artvin Cerattepe’ye gelen bütün şirketler raporlarında madenin, içme ve sulama  sularının üzerinde olduğunu belirtmektedirler.  Artvin ili içme suları, ilin sırtını dayadığı ve madenin bulunduğu bölgeden gelmektedir.” (1)         Burada maden çıkarılınca bütün suların bozulacağını görüyoruz.

2. Söz konusu ÇED Raporunun 138. Sayfasındaki şu paragrafa dikkat edelim: “Çalışma alanına en yakın yüzeysel su kaynağı Nazıl Tepe’deki maden ve yerleşim alanından 4,5 km uzakta olan ve kuzeybatıya doğru olan Çoruh Nehri’dir. Çoruh Nehrinin çalışma alnındaki ana kolları Hatila Dersi, Fabrika Deresi ve Dalaget Deresi’dir. Gâvur Deresi, Hatila Deresi’nin kolu olup çalışma alanındaki diğer bir yüzeysel su kaynağıdır. Nazıl Tepe’deki maden yerleşim alanından 2 km uzakta ve kuzeybatı yönünde akmaktadır. Nazıl Tepe maden yerleşim alanı Hatila Deresi ve Dalaget Deresi havzalarını ayıran sınır üzerinde bulunmaktadır. Bu yüzden maden faaliyetlerinin 4.3 hektarlık kısmı Hatila Deresi havzasında iken 1.79 hektarlık kısmı Dalaget Deresi havzasında kalmaktadır. Cevher alanı Fabrika Deresi Havzası’nda kalmaktadır.”

Burada madenin nerelerde olduğunu yazıyor. Biz bu havzalardan yüzeye çıkan bu suları içme suyu olarak kullanıyoruz.

Yukarıdaki şekilde madenin çıkacağı havzaları, dereleri, Artvin’in içme sularını görüyoruz. Ayrıca şirketin ÇED raporunda yer alan bu su haritasına dikkat ediniz. Burada yeraltı sularını gösteriyor. Bunların hepsi Artvin’in tepesinde. Maden çıkınca üzerindeki tabiat yok olacak, sular kirlenecek ve bir yandan da heyelanlar başlayacak.

3. Aynı ÇED Raporu’na göre Kafkasör’de ve Hatila Vadisi’nde Artvin’e yeraltından gelen suların üstünde Gözlem kuyuları bulunmaktadır. Bunlar: 1. Soğuk suyun yanında, 2. Boğa güreşi sahasının 800 metre yukarısında, 3. İskebe’nin üstünde, 4. Hatila Vadisi’nde olmak üzere tam 8 kuyu var.

Gidip görün; ormanın bir kısmının durumunu, eski hâlini hatırlayın. Tepemizde felaket oyunu oynanıyor. Tünelden çıkan maden, hava hattıyla Borçka Barajı’nın yanına indiriliyor. Oradan Murgul’a, Murgul’dan da boru hattıyla Hopa limanına gidiyor. Hopa limanından nereye gittiği ise bilinmiyor. Bu madeni hiç kimse kontrol etmiyor mu? Vatandaş gidemiyor, kimseyi içeriye almıyorlar. Tünelden çıkan madenin içindeki su Gâvur deresinden Hatila deresine, oradan da Borçka Barajı’na iniyor. Bu su temiz görünsün diye de maden tünelinden çıkan suyun içine kireç döktüklerin bembeyaz akıyor. Gidin, görün; alınan madenin yerine beton konuluyor. Çıkan suyun yönü de değişiyor. Bu arada suyun üzerindeki tabiat da yok olmaya gidiyor. Ama bu kendine yeni yol aramaya başlayınca çökmeler ve heyelanlar olacaktır.

Burada maden şirketi güzel çalışıyoruz diye, resmi ve sivil toplum kuruluşlarından grupları davet ederek gezdiriyor. Böylelikle kendisine taraftar toplamaya çalışıyor.

Peki adı geçen maden firması yetkilileri gelen ziyaretçilerine şunları da söylüyorlar mı?

1-Yeraltı ve yerüstü sularının hepsinin yok olacağını anlatıuorlar mı?

2-Gâvur ve Hatila deresinin ne hâle geldiğini gösteriyorlar mı?

3-Milli Park’ın üzerinde kurdukları havalandırma aspiratörü marifetiyle madenden çıkan tozun Milli Park’ı ne hâle getirdiğini gösteriyorlar mı?

4-Cerattepe’nin etrafındaki ağaçların tamamen yok olmaya yüz tuttuğunu ve arazilerde çökmeler olduğunu anlatıyorlar mı?

5-Gelen ziyaretçilerin başlarına ve ayaklarına koruma malzemesi giydiriyorlar. Yeraltında çıkardıkları madenin yerlerini gösteriyorlar. Ziyaret bitiyor. Şunu her zaman iddia ediyorum ki; bu maden şirketi faaliyetlerine böyle devam ederse, şehrimiz halkı, tabiatta yaşayan tüm canlıların içtiği bu sular kirlenince ne içecekler? Şehir merkezine doğru yer yer heyelanlar olacak. Bunun için yetkililerden rica ediyorum. Bu maden faaliyetinin durması lazım artık. Tarafsız bilim adamlarının getirilip onların raporları doğrultusunda hareket edilmesi gerekir. Kaldı ki 1996-2018 yılları arasında kapalı ve açık maden çıkarmak istemiştiler. Fakat mahkeme maden çıkarmayı tamamen iptal etmişti. Sonunda 2018’de çalışan firmaya da açık çalışma izni verilmeyip sadece kapalı çalışmasına izin verildi. Hâlbuki çıkarılacak maden aynı yerde durmaktadır. Bu kararda bütün içme sularının yok olacağı, tabiatın biteceği, heyelanların başlayacağı da gerekçe olarak gösterilmiştir. Kuvarshan(Bakırköy) ve Murgul/Damar’a gidilip, madenin o bölgeleri ne hale getirdiğini görebiliriz. Ayrıca maden çalışmaları sonucunda tabiat ve sular tamamen bozulacaktır.

“Su olmayan yerde, hayat da olmaz!..”