Ömer YERLİKAYA
Mevsimsel hastalıklar ve ikinci hastane?
19.04.2018

Mevsimsel hastalıklar ve ikinci hastane…

                Mevsimler geçiÅŸlerin doÄŸal akışı bozulduÄŸu için de bu deÄŸiÅŸimden insanlar çok kolay etkileniyorlar ve baÅŸta solunum yolları enfeksiyonu olmak üzere nezle ve gripsel hastalıklara yenik düÅŸülüyor. Ses kısılmaları, bademciklerin ÅŸiÅŸmesi, yutkunma zorluÄŸu, yüksek ateÅŸ, halsizlik, kuru öksürük ve benzeri türü rahatsızlıklar öne çıkıyor. Eskiden de bu rahatsızlıklar vardı. Ancak büyük bir ekseriyeti ayakta geçirilerek atlatılırdı. Åžimdi öyle deÄŸil bağışıklık sistemi daha zayıf, vücut direnci daha yetersiz olduÄŸu için öyle ayakta filan atlatmak hiç kolay olmuyor. Hasta yatarak, tıbbi yardım alarak bir hafta on güne ancak düzelebiliyor. Mevsimsel hastalıklar topyekûn öne çıktığından aynı anda çok sayıda insan hastalanıyor ve olaÄŸan üstü bir yoÄŸunluk oluÅŸuyor. Hastaneler ana baba günü gibi. Hele ÅŸehrimizde tek hastanenin olması büyük bir eksiklik olarak gözüküyor. Hasta çok yer müsait deÄŸil, doktor müsait deÄŸil. Bir doktor bazı günler iki yüz hastaya hatta daha üzerinde hastaya bakıyor. Neticede doktor da bir insan iki yüz hastaya bakmak hiç kolay deÄŸil bir de bunun geri dönüÅŸümü tahlil kontrolleri var. Neresinden bakarsanız günde üç yüz kiÅŸiye cevap veriyor. Dolayısı ile yanlış tanılar oluyor, yanlış ilaçlar veriliyor, yanlış tedaviler uygulanabiliyor.  

Kimsenin elin de sihirli asa yok ki sorasın bu hastaya ne lazım hangi ilaç verilmeli, nasıl bir tedavi yöntemi uygulanmalı diye… Doktor kırk- elli hastadan sonra her ÅŸeyi birbirine karıştırtıyor. Bu yoÄŸunluk bir gün iki gün deÄŸil ki her gün böyle. Allah doktorlarımıza kolaylık versin. Bu iÅŸin bir standardı olmalı; bir doktor günde kaç hastaya bakabiliyorsa geliÅŸmiÅŸ ülkelerde ölçü ne ise burada da aynı kriterler uygulanmalıdır. Yirmi hastasına bakan bir doktor ile iki yüz hastasına bakan bir doktorun tanı isabetleri bir olabilir mi? Ä°ki yüz kiÅŸinin ÅŸikâyetlerini dinlemek kolay iÅŸ midir? Kolay iÅŸ deÄŸildir. Yanlış teÅŸhisler konuyor, iÅŸe yaramayan ilaçlar veriliyor. Tanı eksik kalınca eksik tedaviler uygulanıyor. Dolayısı ile hasta tam olarak iyileÅŸemiyor. Gereksiz ilaç kullanımları artıyor, maliyetler artıyor, ek masraflar ortaya çıkıyor. Hepsinden önemlisi insan saÄŸlığı risk altına giriyor. Hastaneye ne zaman giderseniz gidiniz; bir bakıyorsunuz dâhiliyenin hastası kulak burun da yatıyor. Bir bakıyorsunuz ortopedinin hastası bir baÅŸka serviste yatıyor. Neden böyle? Kendi servislerin de yer olmadıkları için hangi serviste boÅŸ yatak varsa hasta oraya yatırılıyor. Sabah doktor viziteye çıkarken ilave olarak diÄŸer servislerdeki hastalarına da uÄŸruyor! Ä°yi de bu yıllardır böyle ve yıllarca sürüp gitmesi tabii ki beklenemez.

Åžehir merkezine ikinci bir hastane muhakkak gerekiyor. Bunun en güzel yerleÅŸkesi de korzul olmalıydı. Orası ikinci bir hastane için çok uygundu. Ä°lçelerden gelen hastalar ÅŸehre çıkmadan orada iÅŸlerini görebilirler. Ve en önemlisi ÅŸehirdeki yoÄŸunluk azaltılmış olurdu. Doktor başına düÅŸen hasta sayısı da azalmış olurdu. KomÅŸu illere bakıyorsunuz; Erzurum’a, Rize’ye, Trabzon’a doÄŸrusu ÅŸehir için de hastanelerden geçilmiyor. Biz ne yapıyoruz? Yarım asırdır bu illere gidip gidip geliyoruz. Yok, o eksik, yok bu eksik derken her ay yüzlerce hasta il dışına gidiyor. Ve bu gidiÅŸlerde çok büyük paralar harcanıyor. Tünelimizi beÅŸ yıl gecikmeli de olsa açtık, emeÄŸi geçenlerden Allah razı olsun. Yeterli mi? Tabii ki deÄŸil. Defalarca yazıp çizdik Åžehrimizin kalkınıp büyümesi için Hopa’dan itibaren mevcut yolun dışında ikinci bir yol daha gerekiyor. GidiÅŸler ayrı olacak geliÅŸler ayrı olacak. Ulaşım bölünmüÅŸ yol üzerinden gerçekleÅŸtirilecek. Ülkemizde baÅŸta biz olmak üzere bizim gibi toplasan üç il bulamazsınız; tamamı bölünmüÅŸ yol ağına sahipler. Artvin için bu yol ağı muhakkak gerekiyor. Ve tabii ki tam donanımlı ikinci bir hastane ÅŸehir merkezin de kurulmalıdır. Bu yolla il dışına hasta sevkleri tamamı ile kaldırılmalıdır. Ä°nsanlar buradan ancak büyük merkezlere; Ä°zmir, Ä°stanbul, Ankara gibi yerlere son çare olarak gönderilmelidir. Yoksa aparat yok, malzeme yok, ÅŸu yok, bu yok gibi nedenlerle Haydi Rize’ye haydi Trabzon’a Haydi Erzurum’a demek hiç doÄŸru deÄŸil. Bir ÅŸehrin kaderi yarım yüzyıldan çok bir zaman dilimin de ÅŸuraya buraya hasta götürmek olamaz, olmamalıdır da…

Yukarıda izah edildiÄŸi gibi hasta yoÄŸunluÄŸundan kaynaklanan tanı eksiklikleri yaÅŸanıyor. Dışarıya gidiyorsunuz tahliller filan derken kullandığınız ilaçları gösteriyorsunuz doktor ÅŸaşırıp kalıyor. Bu ilacı kim verdi diyor? Hastanın kendine ilaç yazmadığı belli, esasen ilacı veren de belli ama ÅŸaÅŸkınlık sürüyor. Doktor; Bu ilacı kullanma tam tersini vermiÅŸ. At onları çöpe benim verdiÄŸim ilaçları kullanacaksın diyor! Bunu ben kendim yaÅŸadım. Eeee iki yüz hastaya bakmak hiç kolay deÄŸil beyler…

                                                                                                                                                                            Sevgi ile kalın.


Bu makale 495 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com