Artvin’i hatırlatacak bir çatı markası olacak

2023-02-15 05:23:13

Artvin’i hatırlatacak bir çatı markası olacak

Tıbbi-Aromatik özellikli bitkilerin yayılış alanlarından toplanması, yetiştirilmesi, içerik analizlerinin gerçekleştirilmesi ile kullanım alanlarının belirlenmesi, raporlanması, biyosertifikalı ürüne dönüştürülmesi, kişilerin bu konuda eğitilmesi ve bu konuda nitelikli kişiler ile elde edilen ürünlerin piyasaya sunulması, hem bölge hem de ülke ekonomisine katkı sağlaması amacıyla Tıbbi-Aromatik Bitkiler Alanında İhtisas Üniversitesi olan Artvin Çoruh Üniversitesi’nde kurulan Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezinde sabundan, bitkisel yağlara, losyondan parfüme kadar birçok ürün üretiliyor.

Doğu Karadeniz’de teknik donanımı en güçlü laboratuvarı olan Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezinde 1 müdür, 2 müdür yardımcısı ve 8 öğretim görevlisi Tıbbi-Aromatik Bitkiler üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyor.

Artvin Çoruh Üniversitesi, Orman Fakültesi Öğretim Üyesi olan ve Tıbbi-Aromatik Bitkiler Uygulama ve Araştırma Merkezi kurucu Müdürü görevinde bulunan Mehmet Demiralay ile TABMER üzerine konuştuk. Demiralay, herhangi bir kimyasal kullanılmadan tamamen doğal ürünlerde üretim gerçekleştirdiklerini, ürünleri ilerleyen süreçte Artvin halkına sunacaklarını ve marka ismini Artvin halkının belirleyeceğini söyledi.

Öncelikle sizi kısaca tanıyalım.

Artvin Çoruh Üniversitesi, Orman Fakültesi Öğretim Üyesiyim. Aynı zaman da Tıbbi Aromatik Bitkiler Uygulama Araştırma Merkezinin kurucu müdürlüğünü yapmaktayım. Merkezimizin kurulum çalışmalarına 2018 de başladık. 2019 yılında resmi açılışını yaptıktan sonra çeşitli çalışmalarla bu noktaya kadar geldik

TABMER’in odak alanından bahseder misiniz?

Odak alanımız her şeyden önce bölgesel kalkınma. 2016’lı yıllardan itibaren Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) ve Cumhurbaşkanlığı üniversitelerin kuruldukları bölgelerde bölgesel kalkınmaya faydalarının olup olmayacağını araştırma çalışmalarıyla denetlediler ve ondan sonra da bir ihtisaslaşma projesi gerçekleştirdiler. Bu proje kapsamında tam adı: Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması. Yani bir bölgenin kalkınmaya katma değer oluşturabileceği bir değeri, bir özelliği var ise bu bir bitki olabilir, bir bitki grubu olabilir; bir hayvansal özellik olabilir, hayvan ürünü olabilir. O ürünü üniversitenin detaylı bir şekilde işleyerek katma değerli ürünlere dönüştürerek vatandaşa ve istekli üreticilere göstererek kalkınmayı teşvikle desteklemekti amacı. Biz de odak alanı olarak tıbbi aromatik bitkileri seçerek YÖK’e başvurumuzu yaptık ve kabuk edildik ve yaklaşık 3 yıldır da Tıbbi-Aromatik Bitkiler alanında kalkınma programları hazırlıyoruz, projeleri hazırlıyoruz, çeşitli katma değerli ürünlerin oluşması için araştırmalar yapıyoruz. Nihai durumda odak alanımız olan Tıbbi-Aromatik bitkilerle kalkınan bir Artvin bölgesi istiyoruz. Bölge halkı ile birlikte hareket ederek, bitkilerin gerçekten faydalarını bilimsel olarak ortaya koymak ve ve ekonomik çıktılarla önce bölge ekonomisine sonra da ülke ekonomisine kazandırmak.

Tıbbi-Aromatik bitki deyince aklımıza ne gelmeli? Tıbbi ve aromatik Bitki ne demek?

İnsanlık var olduğu zamandan beri, insanoğlunun çevresine ilk bakılmaya başlandığı anda aynı zamanda bitkilerden de faydalanmaya başlamıştı. Çünkü temel yaşam modeli avcı-toplayıcı yaşam modeliydi bu yaşam modeli şudur etrafınızda gezersiniz, bitkilerin faydalı olanlarını seçersiniz, onları yeme, içme, Gıda, barınma ve güvenlik olarak kullanırsınız. Bu sayede insanlar aslında binlerce yıldır tıbbi aromatik bitkilerden faydalanıyorlar. İnsanların bakımlı olma, daha güzel görünme ihtiyacı ile de Tıbbi-Aromatik Bitkilerin binlerce yıldır kullanıldığını biliyoruz

Tıbbi-Aromatik Bitki içerdikleri bileşenlerle hastalıkların tedavisinde, önlenmesinde ya da yatıştırılmasında aynı zamanda günlük yaşamın kalitesini artırmak için koku, temizlik, hijyen gibi yaşamsal faaliyetlerde fayda gösteren faydalı bileşiklere sahip olan bitkilerdir.

Türkiye’de ve Artvin’de yetişen ne kadar Tıbbi-Aromatik Bitki var?

Birleşmiş Milletler, günümüzde tüm dünya olarak yirmi binin üzerinde Tıbbi-Aromatik Bitki envanterine sahip olduğumuzu gösteriyor. Türkiye coğrafyasında yaklaşık on bin tür var. Yani Anadolu coğrafyasında 10 bin çeşit bitkimiz var. Bunun yaklaşık 3 bin tanesi endemik yani sadece Türkiye topraklarında, Anadolu coğrafyasında yetişip başka coğrafyalarda yetişmeyen bitkiler. Bununla birlikte yine bu on bin bitkinin yaklaşık 5 yüz tanesinin de Tıbbi-Aromatik özellikte olduğu tahmin ediliyor. Bu azımsanmayacak bir değer. Bu Tıbbi-Aromatik Bitki çeşitliliği ile birlikte Avrupa ülkeleriyle yarış halindeyiz, hatta onları geçiyoruz. Artvin'de yaptığımız araştırmalar bize şunu gösterdi: Artvin bu 5 yüz kadar Tıbbi-Aromatik bitkinin yüz elli tanesine sahip. İleride bunun artma ihtimali var. Bu coğrafyanın bitki zenginliği ortada. Türkiye'nin en zengin bitki çeşitliliğine sahip bölgelerinden birisidir Artvin. Bunu tıbbi aromatik bitki varlığında da gösteriyor. Bu Tıbbi-Aromatik Bitkiler binlerce yıldır Artvin coğrafyasında ve çevresinde kullanılıyor. Bilimsel olmasa da halk tarafından deneme yanılma yöntemi ile tespit edilmiş, faydalı özellikleri olan yüzlerce bitkimiz var.

Artvin Çoruh Üniversitesi TABMER’de Artvin'de bulunan Tıbbi-Aromatik Bitkilerin hepsi ile çalışma yapılıyor mu?

Elimizde Tıbbi-Aromatik Bitki listemiz var. u konuda  Özgür Eminağaoğlu hocamız çalışıyor. Yaklaşık yüz tane bitkinin envanteri yapılmış durumda. Şu anda yürüyen çalışmalarla, bölge anketleri, köy anketleri ile bu çalışmaları yürütüyorlar. Biz de elimize gelen bitkilerin etken maddesi, faydalı birleşik yönünden araştırmalarını yapıyoruz

Artvin Çoruh Üniversitesi TABMER’in elinde hangi bitkiler mevcut?

Bizim Artvin coğrafyasından topladığımız yaklaşık yirmi tane Tıbbi-Aromatik Bitki türü var. Bu bitki türlerinin içerisinde kantarondan defneye kadar, papatyadan köndara kadar, kekikten mercana kadar bir sürü çeşit var. Biz bu bitkileri yaklaşık bir yıldır arazilerde topluyoruz. Bir kısmını kurutup saklıyoruz, bir kısmını taze olarak dolaplarda saklıyoruz, bir kısmını da dondurarak kurutma yöntemi ile birden fazla yöntemle onları saklıyoruz. Bitkiler üzerinde antioksidan, antimokrobiel, antikansorojen çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda bu bitkilerden elde ettiğimiz bileşikler ile ekonomiye kazandırılacak ürün modelleri üzerinde çalışıyoruz. Bunların içerisinde sabun, krem, sıvı sabun, parfüm, şampuan, diğer cilt bakım ürünleri, diğer hijyen ürünleri yer alıyor.

Tıbbi-Aromatik Bitkilerin toplama süreci ile ilgili ve bu alanda verilen eğitimlerden bahseder misiniz?

Yaklaşık 2 yıl kadar önce Cumhurbaşkanlığımız Yeşil Kalkınma devrimini başlattı ve bir başvuru kitabı oluşturdu. Burada Yeşil Kalkınma ile ilgili çok önemli veriler var, biz de Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak şunu söylüyoruz: Ekonomi kalkınmayı gerçekleştirecek ürün ile doğrudan ilişkilidir. Bu ürünün sürdürülebilir bir şekilde temin edilmesi gerekir. Standardize bir şekilde piyasaya sunulması gerekebilir ve bunun kaynaklarının yenilenebilir olması gerekir. Biz burada çalışmalarımızı yaparken vatandaştan farklı olarak bu 3 eksen üzerinde hareket ediyoruz. Yani bölgenin biyolojik dokusunu, çevre dokusunu tahrip etmeden yıllarca sürecek bir kalkınma modeli, toplama modeli, elde etme modeli nasıl olur, onu araştırıyoruz. Bazı durumlarda araziden toplama, bazı durumlarda yetiştirme, bazı durumlarda ise dinlendirerek toplama, bunlara dikkat ederek bir model oluşturmaya çalışıyoruz. Modellerimiz bittiği zaman vatandaş bitkiyi doğadan toplayacaklarsa bitki popülasyonu tahrip etmeden, bitkinin bir sonraki yıla çoğalarak aktarmasına imkan verecek şekilde toplanmasını öğreteceğiz. Araziye çıktığımızda bir popülasyona bakıyoruz, o popülasyonu tahrip etmeden örneklerimizi alıyoruz ve böylece popülasyon bir sonraki seneye eksiklerini, kayıplarını yerine getirebiliyor ya da dinlendirerek toplama yapıyoruz. Bu sene topladığınız yere önümüzdeki sene dokunmuyorsunuz, başka bir alandan topluyorsunuz. O bölge kendinde oluşan tahribatı iyileştirene kadar bu çok önemli bir durum. Biz de vatandaşımıza bunu öğretmeye çalışıyoruz.

Bizim burada yaptığımız çalışma AR-GE ve ÜR-GE çalışmalardır, yani araştırma geliştirme ve ürün geliştirme çalışmalarıdır. Biz burada bir bileşenin halk tarafından kullanılabilecek ve ürüne dönüştürülebilecek olma potansiyelini araştırıyoruz. Onu bulduktan sonra da bunu ürüne dönüştürüyoruz, bunların formülasyonlarını tescilliyoruz, patentlerini alıyoruz. Aldıktan sonra da vatandaşımıza eğitimlerini de veriyoruz. Bunu yaptıktan sonra vatandaşımız ister butik ölçeklerde evinde üretimi yapabilir, isterse kooperatifleşerek orada büyük ölçek de üretim yapabilir ya da sanayiye benzeri oluşumlar kurarak büyük ölçeklerde üretim yapılabilir. Buradaki temel esas biz bunları üretmeyi öğrendik, biliyoruz size öğretelim, bundan sonrası sizin üretiminiz olarak kalsın. Biz sadece ürün geliştirmeden sonra kontrol noktası olarak kalacağız. Vatandaş verdiğimiz reçeteleri ürüne dönüştürdüğü zaman gerçekten sağlıklı ve kaliteli bir ürün ortaya çıkmış mı diye onların testlerini yapacağız. Bizden onay aldıktan sonra da istedikleri gibi uluslararası satışa bile konu edebilirler.

TABMER’de üretim gerçekleştirilirken hangi aşamalar kullanılıyor?

Her şeyden önce bilgi edinme ile başlıyor süreç. Toplayacağımız bitkiye karar veriyoruz. Bitkinin literatür çalışmalarını yapıyoruz, daha önce yapılmış bilimsel çalışmaları inceleyerek karar veriyoruz ya da doğrudan bölge halkı üzerinden röportaj ve anketlerle bu çalışmayı gerçekleştiriyoruz. Köylere gidiyoruz, beldelere gidiyoruz, yaşlılarla, muhtarlarla, köyün şifacıları denilen insanlarla oturup onların kullandıkları bitkileri öğreniyoruz, türlerini öğreniyoruz, sonra gidip araziden kendimiz topluyoruz. Sonra bitkiler laboratuvara getirildikten sonra tam olarak bilimsel isminin tespit edilmesi için teşhis sistemi yapıyoruz. Teşhis edilirken bitki bir sonraki analizlere kadar bozulmadan, yapısal bütünlüğünü kaybetmeden kalsın diye onları farklı şekillerde depoluyoruz. Vatandaşımızın kurutma yöntemini taklit ediyoruz, kalibrasyonlu fırınlarımızda kurutuyoruz ya da dondurarak kurutuyoruz, eksi 55 derecede buharlaştırarak suyunu çektiriyoruz ya da hiç dokunmadan taze olarak araziden topladığımız gibi eksi 80, eksi 30 derecelerde muhafaza ediyoruz. Ondan sonra topladığımız bitkinin hangi Tıbbi-Aromatik bileşik yönünden kullanılabilir olduğuna karar veriyoruz. Mesela kekik, köndar, lavanta gibi ballıbabagiller familyasına ait bitki ise öncelikle onların uçucu yağlarını almaya çalışıyoruz. Elde ettiğimiz uçucu yağın bileşiğini öğrenmek için cihazlarımızla analiz ediyoruz, içeriğini tespit ediyoruz. Ondan sonra da antioksidan, antimikrobial, antikansorojen etkilerine bakıyoruz. Bu süreç genelde en erken bir buçuk, iki yıl devam ediyor. Ama elde ettiğimiz bilgiler bu coğrafyanın bitkilerinin insan hayatına dokunabileceğini, yaşam kalitesini ve konforunu arttırabileceğini ve nihayetinde ekonomik bir çıktı oluşturabilecek, bölge kalkınma değeri açısından para girdisi sağlayacak bir ürün olabilme potansiyelini göstermiş oluyor. Bunu yakaladığımız zaman da hemen ürünlerde dönüştürme çalıştırmalarına başlıyoruz; krem, kolonya, parfüm… Bunların premium kalitede olduğunu bildiğimiz için daha üst segment alıcı kitlesine ulaştırmak için gerekirse pazar araştırmalarını yapıyoruz.

Üretimde herhangi bir kimyasal ürün kullanılıyor mu?

Genelde endüstriyel olarak tüketime sunulan ürünler, raf ömürlerinin uzun olması, maliyetlerinin düşük olması ve hızlı bir şekilde üretilebilir olması için ve doğal kaynaklara olan bağımlılığı azaltmak için genelde kimyasal bileşiklerden yapılır. Koku ve aroma verici maddeler de laboratuvarlarda sentezlenir. Biz Tıbbi-Aromatik Bitki Araştırma ve Uygulama Merkezimizde elimizden geldiği kadar aroma vericiler, koku vericiler, kıvam arttırıcılar vs. bunların hepsini bitkilerden elde etmeye çalışıyoruz. Mecbur kaldığımız durumlarda bir ürünün oluşabilmesi için gerekli bağlantı bileşiklerini kimyasal olarak satın almamız gerekiyor ama onun da bitkisel kaynaklardan elde edilmiş olanını tercih ediyoruz. Örnek vermek gerekirse bir krem üretiminde olmazsa olmaz bağlayıcı maddelerden birisi olan Polisorbat dediğimiz bileşik, bunu biz sentetik olarak almıyoruz, bitkilerden üretilmiş olan versiyonlarını temin ediyoruz. Tabii ki bu maliyeti artırıyor ama vatandaşımıza verdiğimiz her şey bitkisel, her şey doğal sözünü yerine getirmek için bunu yapıyoruz.

TABMER’de ilerleyen dönemlerde hangi ürünler elde edilecek. Yeni ürünler için çalışmalar var mı?

Dudak nemlendiricilerinden, peeling bileşiklerine kadar kadınların ve erkeklerin kişisel bakım için kullanabileceği ürünlerin neredeyse tamamını bitkisel olarak üretme düşüncelerimiz var. Bu konuda da yavaş yavaş ilerliyoruz. Biz Artvin'e ait ve insanlar tarafından kullanıldığında Artvin'i hatırlatacak bir parfüm yapmayı umut ediyoruz. Bir de nerede duyulursa duyulsun Artvin'i hatırlatacak çatı markası oluşturmak istiyoruz. Bu çatı markasına ait bir ürün yurdumuzun ya da dünyanın herhangi bir köşesinde temin edildiği zaman insanlarımızın artık Artvin'i bileceğini biliyoruz bunun için çalışıyoruz.

Tıbbi-Aromatik Bitkilerinde ekonomideki payından bahseder misiniz?

Tıbbi-Aromatik Bitki ve bu bitkilerden elde edilen bileşenlerin ihracatını yapan birkaç ülke var. Bunlardan bir tanesi Hindistan, diğer Çin. Türkiye'de ortalama bir değerdedir ama dünya ekonomisinde Tıbbi-Aromatik Bitkiler ve bunlarla ilgili sektörlerin toplam değeri azımsanmayacak seviyelerde. Milyonlarca dolarlık bir sektör bu. Türkiye'de bundan pay almak istiyor haklı olarak. Çünkü koskoca Avrupa kıtası kadar bitki çeşitliliğine sahip ve yine onlardan fazla endemizm oranı var. Bu nedenle Türkiye'de bu noktada söz sahibi ülkelerden birisi olmak istiyor.

Pandemi sürecinde evlerine kapanan vatandaş hobi olarak kendi kremlerini, sabunlarını üretmeye başladı akabinde birçok insan bunu e ticarete döktü. Siz bu noktada neler öneriyorsunuz? İnsanlar evde bu işlemleri yaparken nelere dikkat etmeliler? Ayrıca bir denetim olması gerekmez mi?

Kozmetik ürünleri hazır formülasyonlardan yapmak gerçekten kolaydır ama burada dikkat edilmesi gereken en önemli faktör hijyen ve temizlik. Çalışma alanının en kötü ihtimalde antimikrobiyal maddelerle dezenfekte edilmesi, daha basitini söyleyeyim bir kolonya ile temizlenmesi, ondan sonra sabun yapımında ya da kozmetik ürün yapımında kullanılan alet, edevatın kesinlikle tekrar kullanılmadan önce temizlenmesi lazım. Sabun yapımında insanların dikkat etmesi gereken nokta kullanılan sabunlaştırıcı ajanın aşırı derecede alkolik bir bileşik olması ve temas ettiği yeri yaması ve zarar vermedi. Bunun dışında göze temas ettiğinde görme kaybına bile neden olabilir. Bu nedenle biz genelde vatandaşa şunu tavsiye ederiz; eldiven kullanın, kalın siperli ve geniş alan kaplayan polikarbonat gözlükler kullanın ve kozmetik ürün yapımında kullandığınız eşyaları, ekipmanları hiçbir gıda eldesinde, üretiminde kullanmayın. Bundan emin olmaları lazım, bunun dışında formülasyon konusunda zaten her türlü yardımı yapıyoruz halkımıza.

Sabun ile ilgili bazı denetlemeler tabii ki de var. Sabunu hazır olarak alıp, eritip kalıba sokuyorsanız aldığınız kaynağın size belli başlı sertifikasyonlar sunması lazım. Ürün menşei olarak nereden geldi, ürünün içeriğinde, reçetesinde hangi bileşikler var, bu bileşiklerin kökenleri nelerdir, bunlara dikkat etmeleri gerekiyor. Zaten bu hususta herhangi bir ihtiyaçları olursa kapımız vatandaşa her zaman açıktır. Gelip bize istedikleri zaman alanımızda soru sorabilirler, yanıtsız kalmayacaktır.

 

TABMER’de üretilen ürünler ne zaman vatandaşla buluşacak, pazarda ne zaman yerini alacak?

Şu anda markalaşma ve algı araştırmalarına başlamış durumdayız. Yakın bir zamanda şehrimizle, halkımızla bir anket çalışması yapacağız. Belki bir marka yarışması düzenleyeceğiz. Artvin markasının ismi ne olsun diye vatandaşımıza soracağız ve en çok oyu alan markayı kendi üniversitemizin çatı markası yapacağız ve onun altında bal, kozmetik ürünler, diğer gıda ürünleri, gıda takviyeleri, boğaz pastilleri gibi ürünlerimizi geliştirdiğimiz zaman peyderpey marka isimlerini vereceğiz. Bu sürecin her aşamasında vatandaşımız ile birlikte yürümek istiyoruz, onların fikirleri bizim için çok önemli.

 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com