“82 İl 82 Sahabî” Artvin’e Konuk Oldu

2015-02-10 06:34:31

 

“82 İl 82 Sahabî” Artvin’e Konuk Oldu

Siyer Araştırmaları Merkezi, Diyanet-Sen ve Memur-Sen Artvin Şubesi tarafından düzenlenen ´82 il 82 Sahabe´ projesinin Artvin programında Hz. Ebu Mihcen Es-Sekafi sahabenin hayatı konu alındı.

Siyer Araştırmaları Merkezinin başlatmış olduğu “82 il 82 Sahabe” projesinin Artvin ayağı Diyanet-Sen ve Memur-Sen Artvin Şubesinin öncülüğünde düzenlendi.

Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezinde gerçekleşen programa, Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Artvin İl Müftüsü Kemal Uçkun, Cumhuriyet Savcısı Yusuf Bahadır Özay, Memur Sen Artvin İl Başkanı Fehmi Er, Diyanet Sen Artvin Şube Başkanı Osman Özaydın, İstanbul Siyer Araştırma Merkezinin Kurucusu Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, İlçe Müftüleri, Memur Sen’e bağlı sendika başkanları, daire amirleri ve vatandaşlar katıldı.

Sunuculuğunu Seyitler Köyü Lomaşen Camii İmam Hatibi Osman Demir’in yaptığı program Artvin Merkez Orta Mahalle Camii İmam Hatibi Hacı Yıldırım’ın okuduğu Kur´an´ı Kerim tilavetiyle başladı.

Açılış konuşmasını yapan Diyanet-Sen Artvin Şube Başkanı Osman Özaydın, Memur Sen ve Diyanet Sen öncülüğünde birçok dini konferansın yapılmasına gayret gösterdiklerini belirterek şunları söyledi. Özaydın, “Sendikamız tarafından Artvin’de son yıllarda 40 üzerinde program yapmak suretiyle ilim adamlarını bilim adamlarını, akademisyenleri kazandırdık. Bundan da şeref ve onur duyuyoruz. Bugünde çok kıymetli hocamız Muhammed Emin Yıldırım Bey aramızda hoş geldiler sefalar getirdiler. Dediler ki sahabe anlatılacak. Orda Diyanet Sen olmaz mı? Memur Sen olmaz mı ? evet oldu.  Çünkü kim anlatılacak Allah resulünü yalnız bırakmayan o gerçek kahramanlar anlatılacaktı. Bizde hocamızın Artvin’e gelme noktasında elimizden gelen gayreti gösterdik. İmanın zirvesini biz onlardan gördük. Allah yolunda can ve mal nasıl verilir biz onlardan öğrendik. Dostluğu, kardeşliği, vefayı, fedakârlığı, gerektiğinde zorluklar karşısında sabrı onlardan öğrendik. Onun için sahabe anlatılacaksa biz orda olmalıyız dedik. Bu kutlu yürüyüşü başlatan ve katılan Muhammet Emin hocamıza, sizlere, Memur Sen ve diğer kardeş sendikalarımızın yöneticilerine, yönetimde ki arkadaşlarımıza, üyelerimize canı gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim hepimizden ve hepinizden razı olsun inşallah” dedi.

Program 82 il 82 Sahabi projesinin tanıtım filminin gösterimiyle devam etti.  

Daha sonra kürsüye davet edilen İstanbul Siyer Araştırma Merkezinin Kurucusu Araştırmacı Yazar Muhammed Emin Yıldırım, Hz. Ebu Mihcen Es-Sekafi sahabenin hayatını ve bilinmeyen yönlerini anlattı.

Yıldırım şöyle konuştu: “Aziz kardeşlerim arkadaşlarımın dediği gibi, her il’de bir sahabe efendimiz, belli kriterlere, ölçülere riayet edilerek tespit edilmeye çalışıldı. Artvin’in nasibi, Hz. Ebu Mihcen Es-Sekafi, gerekçesi de şu;  Azerbaycan’a en yakın ilden onun kabrine selam gönderilsin diye Artvin’de o seçildi” dedi.

Ebu Mihcen Es-Sekafi´nin hayatının üzerinden neler öğrenilmesi gerektiğini beş konu başlığı antlında anlatacağını belirten Yıldırım” . Beşeriyetlerin İzharı, Zaafiyetlerin Islahı,  Kabiliyetlerin İnşası, Mesuliyetlerin İdraki,  Rehberiyetlerin” olduğunu söyledi.

Yıldırım, “ İster tarihte yaşamış bir şahsiyet olsun, ister şu an yaşayan biri olsun, kiminle bir iletişim kurarsan kur, onun bir beşer olduğunu unutma ki, yanlış düşüncelere ve yanlış yollara sapmayasın, hayal kırıklıklarına düşmeyesin.

 İnsanın aciz bir varlık olduğunu, zaafiyetlerinin varlığını, hiç ummadığın zamanlarda ve zeminlerde ummadığın tavırlar gösterebileceğini unutma ki, bu eksikleri ıslah edebilesin, hem kendinin, hem başkalarının sıkıntılarını giderebilesin. 

Allah´ın her insana farklı nitelikte kabiliyetler bahşettiğini, ihsanı ilahiyyenin her insanda bir şekilde tecelli ettiğini unutma ki, hem kendine hem başkasına haksızlık yapmayasın, verilen nimeti, nikmete/belaya çevirmeyesin.

Yaratış amacının kulluk olduğunu, kulluğun ise insana mükellefiyetler ve mesuliyetler yüklediğini unutma ki, vazifelerini aksatmayasın, zaafiyetlerinin kurbanı olmayasın, bahanelere sarılarak kendini felakete sürüklemeyesin.

“Her bilenin üstünde daha iyi bir bilen vardır" (Yusuf, 76) ilahi fermanını, hayatının eksenine yerleştirmeli, halini ve haddini hiçbir zaman unutma ki, rehbersiz kalmayasın, ihtiyacın anında sana uzanacak ellere hasretlik çekmeyesin.

Efendimiz (sas) buyurmuşlardır ki: "Üç şey vardır ki, bu hususlarda kendimden sonra ümmetim hakkında korkuyorum: Kaderi inkar etmeleri, yıldızların/burçların insana etkilerine inanmaları ve sultanların, idarecilerin haksızlıkları, zulümleri!" (İbn Hacer, el-İsabe, c. 4, s. 2350, 2351; İbn Esir, Usdü´l-Ğabe, c. 5, s. 89) “ diye konuştu.

Programın kapanış konuşmasını Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe yaparak programda emeği geçen herkese teşekkür etti. Kocatepe, “Konuşmacı hoca Muhammet Emin Yıldırım’dan Allah razı olsun gereken her şeyi söyledi. Efendimiz (sas) buyurduğu Üç şey vardır ki ümmetim hakkında korkuyorum dediği üçüncü maddesi olan  “idarecilerin haksızlıkları, zulümleri” maddesi beni biraz korkuttu. İnşallah Zalim idarecilerden olmayız, olursak ta sizler bizi uyarın” dedi.

Mihcen Es-Sekafî Hayatı

Ebû Mihcen Abdullah b. Habîb b. Amr es-Sekafî (ö. 30/650) Şair sahâbî. Adının Amr veya Mâlik, babasının adının Hubeyb olduğu da söylenmektedir. Hem Câhiliye döneminde hem de İslâmî devirde yaşadığı için muhadramûn*dan sayılmaktadır. Müslüman olmadan önceki hayatı bilinmemekte, ancak Hz. Peygamber’in Tâif’i muhasarası (8/630) boyunca Tâif Kalesi’nin üzerinde bekleyerek müslümanları sürekli rahatsız ettiği, bu sırada attığı bir okla Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdullah’ı yaraladığı ve Abdullah’ın bu yara sebebiyle 11 (632-33) yılında vefat ettiği rivayet edilmektedir. Tâif Muhasarası’ndan bir yıl sonra ramazan ayında Sakīf heyetiyle Medine’ye gitmiş, onlarla birlikte müslüman olmuş ve zaman zaman Hz. Peygamber’le beraber bulunmuş, söylendiğine göre ondan hadis de rivayet etmiştir. Müslüman olmadan önceki içki alışkanlığını İslâmiyet’i benimsedikten sonra da devam ettiren Ebû Mihcen Hz. Ömer tarafından defalarca cezalandırılmış, içkiyi bırakmaması veya bir rivayete göre ensardan birinin karısı olan Şemûs’a göz koyması sebebiyle bir adaya sürülmüştür. Ancak oraya giderken muhafızların elinden kaçmış, o sırada İranlılar’a karşı Kādisiye’de savaşan Sa‘d b. Ebû Vakkas’ın yanına gitmiş, Sa‘d da onu Hz. Ömer’in emriyle sarayda hapsetmiştir. Kādisiye Savaşı bütün şiddetiyle devam ederken muharebeye katılamadığı için çok üzülen Ebû Mihcen söylediği şiirlerle Sa‘d b. Ebû Vakkas’ın hanımını, serbest bırakılması ve kocasının Belkâ adlı atının kendisine verilmesi hususunda ikna etti. Serbest kalınca da İslâm süvarilerinin en önünde yer aldı. Kahramanca çarpışmasıyla İranlılar’ın yenilmesinde büyük rol oynadı. Yüzünü kapattığı için tanınmayan Ebû Mihcen savaştan sonra saraya döndü ve hapse girmek üzere teslim oldu. Kılıç kullanma tarzından onun Ebû Mihcen olduğundan şüphelenen, fakat kaçmış olacağına ihtimal vermeyen Sa‘d b. Ebû Vakkas’a karısı olup biteni anlatınca Sa‘d onun cezasını uygulamaktan vazgeçti ve kendisini serbest bıraktı. Bunun üzerine Ebû Mihcen artık şarap içmeyeceğine ve ahlâka aykırı şiirler söylemeyeceğine dair söz verdi. Hz. Osman’ın hilâfeti devrinde İran taraflarında yapılan bir savaş sırasında vefat eden Ebû Mihcen’in şehid edildiği veya eceliyle öldüğüne dair kesin bilgi yoktur. Kabrinin Azerbaycan veya Cürcan’da olduğu söylenmektedir. Ebû Mihcen’in şiirleri az olmakla birlikte kendisi güçlü bir şairdir. Müslüman olmadan önce söylediği şiirlerde tema olarak aşk, şarap ve şarap âlemlerini, kahramanlık, iffet, şecaat ve cömertlik gibi meziyetleri işlemiştir. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Âişe hakkında söylediği şiirlerde son derece saygılıdır. Ebû Hilâl el-Askerî tarafından derlenip şerhedilen, nahivcilerin şâhid* olarak kabul ettiği şiirlerini ihtiva eden küçük divanı ilk defa C. Landberg (Leiden 1886), daha sonra da L. Abel tarafından (Leiden 1887) yayımlanmıştır. Ebû Hilâl el-Askerî’nin şerhiyle birlikte Kahire’de de basılan (ts.) divanı ayrıca çeşitli yazmalarına dayanarak İmtiyâz Ali Arşî (bk. bibl.) ve Selâhaddin el-Müneccid de (Beyrut 1389/1970) neşretmiştir. Ebû Mihcen’in hayatı ve şiiri hakkında Mahmûd Fâhûrî tarafından Ebû Mihcen es-Sekafî hayâtühû şiǾruhû (Haleb 1982) adıyla bir çalışma yapılmıştır.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com