20 YILDA CERATTEPE’Yİ ANLAYAMAYANLARIN
ARTVİNLİLİĞİ TARTIŞILIR
Yeşil Artvin Derneği Artvin tanıtım günleri sonrası ve Artvin’de yaşanan çevresel sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bu yıl 4.sü yapılan Artvin tanıtım günlerine dolambaçlı yollarla giren maden şirketinin üst makamdaki insanlara, gerek vali, gerek milletvekilleri ve bürokratlarla temas kurarak, Artvin’de maden mücadelesine yönelik algıyı kırmak ve taraftar edinme çabalarına çok sert tepki gösterdi. Özellikle Artvin tanıtım Günleri adı altında bu organizasyonu gerçekleştirenlerin Artvin’deki sorunun ehemmiyetini yeterince kavrayamadığı ve bu nedenle de bunların yaşandığı ima edilerek şu ifadelere yer verildi.;
“Son günlerde, Artvinimiz ve Artvin Halkı, farklı kişi ve kurumların değişik platformlarda verdikleri beyanatlar, savundukları görüşler ve beklenmeyen davranışları ile karşı karşıya kalmaktadır. İlimizin geleceğini yakından ilgilendiren söz konusu bu gelişmeler konusunda görüşlerimizi bildirmek, cevap haklarımızı kullanmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile aşağıdaki hususlara dikkatinizi çekmek için bu basın açıklamasını yapmak zorunluluk haline gelmiştir.
SAYIN KIŞLANIN KOMİSYON İSTEĞİ ART NİYETLİ BİR DÜŞÜNCEDİR!
İlk olarak; ilimizin Sayın Milletvekili İsrafil Kışla’nın Cerattepe’de yapılmak istenilen madencilik faaliyetini tartışmaya açarak, yeniden bir platform oluşturulması çağrısını yenilemesinin anlamsız, gereksiz, art niyetli ve yakışıksız olduğunu düşündüğümüzü bilmenizi istiyoruz. Öncelikle sayın milletvekili ne kadar görmezden gelse de Cerattepe madeni konusunda bilim adamları tarafından düzenlenmiş onlarca rapor mevcuttur. 20 yıllık mücadelede onlarca panel, rapor, bilimsel inceleme, üniversite senato kararı ile Artvin halkı Cerattepe madeni hakkında bilgi ve fikir sahibi olmuştur. Madene karşı mücadele zaten bu bilgilerin ışığında kararlılıkla sürdürülebilmektedir. Bununla da kalmamış bağımsız yargı 2008 yılında iptal kararı vermiş, yeni dönemde de 2014 yılı sonunda Rize İdare Mahkemesi tarafından ÇED iptal kararı verilmiştir. Bu dosya kapsamında 7 bilim insanı 35 sayfalık kapsamlı raporlarında Cerattepe’de madencilik yapılmasının Artvin var oldukça mümkün olmadığını anlatmışlardır. Mahkeme de bu rapora dayanarak iptal kararı vermiş, dava konusu alanın madencilik için uygun olmadığını vurgulamıştır. Sayın Milletvekilinin yapması gereken bu kararın arkasında durmak, sahip çıkmak ve Artvin halkının yargı kararı ile taçlandırılan mücadelesinin yanında olmaktır.
Kaldı ki sayın milletvekilinin komisyon kurma çağrısına geçen yıl olumlu yanıt verilmiş, Ticaret Odası Başkanının girişimi ile oluşturulan komisyon toplanmış, ancak onlarca rapor ve yargı kararı karşısında yapılacak bir şey olmadığı anlaşılmıştır. Yine TBMM çatısı altında kurulması önerilen ve üyelerinin çoğunluğu kendi partisinden oluşacak araştırma komisyonu önergesi de kendisinin ve partisinin oylarıyla reddedilmiştir. Partisinin geçen dönem milletvekili, bütün il başkanları ve belediye başkanı da bu madenin Artvin’e zarar vereceğini kabul etmiş ve açıklamış iken sadece sayın milletvekili ikna olmamakta direnmektedir. Sayın milletvekili anlaşılan gerçeklerin ve Artvin halkının yanında değil, madenciliğe evet diyecek meşrebine uygun bir komisyon kurdurmanın peşindedir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Sayın milletvekilini, kendisine oy vererek meclise gönderen Artvin halkının mücadelesinin yanında yer almaya ve ahlaksız bir adamla olan bağını kesmeye davet ediyoruz.
ARTVİN TANITIM GÜNLERİ HES VE MADEN
ŞİRKETLERİNE MAĞLUP EDİLMİŞTİR
İkinci olarak; 9-12 Nisan tarihleri arasında Ankara’da ve 16-19 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen Artvin Tanıtım Günleri kapsamında yapılan etkinlikleri organize eden ve Artvinimizi farklı açılardan bütün ülkeye tanıtan kişi ve kurumlara öncelikle teşekkür ediyoruz. Ancak, 20 yıldır mücadele ettiğimiz madencilik girişiminin bu dönemdeki temsilcilerine ve derelerimize, sularımıza göz diken yağmacı şirketlere geçmiş yıllarda da stant vermeyerek Artvin halkının tepkisini gösteren dernek ve vakıflarımız bu kez gerekli özeni göstermemiş, her ne kadar bu şirketlere yine stant verilmemiş ise de maden şirketinin Murgul Kaymakamlığı stantı içerisinde yer almasına gerekli tepkiyi göstermemişlerdir. Murgul Kaymakamlığı ise halkın tepkisini aşmak, bu şirketleri meşrulaştırmak ve aklamak amacıyla kullanılmış, Truva atı görevi görmüş, dağlarında derelerinde mücadele eden bu tüm halkı sırtından bıçaklamıştır.
PARASAL KAYGISI OLMAYAN ŞİRKET NEDEN AYRI BİR
STANT ALMAMIŞTA KAYMAKAMLIK STANTINA SIĞINMIŞTIR?
Murgul Kaymakamlığının en hafif deyimle buna hakkı yoktur. Bu sahteliğe bilerek alet olanları, göz yumanları, izin verenleri şiddetle kınıyoruz. İlçenin en yüksek mülki idaresinin bir şirketin sınır tanımaz kar hırsına alet edilmesini kabul etmiyoruz. Hiçbir mülki idare amirinin başında bulunduğu kurumu bu tür kirli oyunlara alet etmemesi gerektiğini, bunun kamu idaresinin ciddiyeti ve saygınlığı ile bağdaşmadığını düşünüyoruz. Murgul kaymakamlığı sahibi millete küfür eden bir şirketin hamisi midir, ortağımıdır, ne almıştır, ne vermiştir, stantında bu şirket neden yer almıştır, hiçbir parasal kaygıları olmayan bu şirketlerin ayrı bir stant almayıp neden kaymakamlık çatısı altına gizlenmek istediklerini sormuşlar mıdır bilmiyoruz. Ancak bu oyuna gelen kaymakamlığı Artvin halkından özür dilemeye davet ediyoruz.
SAYIN VALİMİZİN BUGÜNE KADAR Kİ DURUŞUNA YAKIŞMAMIŞTIR!
Yine bu etkinlikler kapsamında Sayın Valimiz Kemal Cirit’in Eti Bakır İşletmelerinin standını ziyaret etmiş olması ve bununla da kalmayıp bu işletmenin bir Cerattepe projesi yetkililerinden bir hediye kabul etmesini bu güne kadarki tutumu ile bağdaştıramıyoruz. Şirin görünme çabalarına büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü bile alet etme cüretini kendinde bulan bu şirket, Ata’mızın çerçeveli bir resmini Sayın Valimize hediye olarak vermiş, bu güne kadar bu tür hediye girişimlerini kabul etmeyen Sayın Valimiz bu kez Artvin halkının bu tür hediye girişimlerine tepkisini bilmesine rağmen kabul etmiştir. Maden şirketi stantında verilen onlarca poz ve hediye bu şirketin kamuoyu nezdinde meşrulaştırılmasında kullanılmış sayın vali bu davranışı ile yansız tavrına gölge düşürmüştür. Bu konuda önceki doğru tavrı nedeniyle abartılı tepkilere gerek duymamakla birlikte verilen hediyenin iade edilmesini beklediğimizi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz. Aynı şekilde hediye kabul eden diğer kişi ve kurumları da halkın bilgi ve taktirine sunuyoruz.
ŞİRKET ELEMANI GİBİ GAZETECİLİK!
Üçüncü olarak; Derneğimiz öncülüğünde ve bütün Artvinlilerin desteği ile yaklaşık 25 yıl boyunca Cerattepe’deki madenciliğe karşı sürdürdüğümüz mücadelemize ne yazık ki en büyük engeli yine içimizden kendini bilmez birileri çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu zamana kadar başarılı olamadıklarını bildiğimiz bu kişiler halen bu mücadeleye zarar vermeye var güçleri ile devam etmektedirler. Söz konusu bu haksız propaganda faaliyetlerine gazetecilik kisvesi altında alet olan, gazeteciliği aşarak şirket elemanı gibi çalışan, özü halkın haber alma özgürlüğü olan basın yayın hakkını kötüye kullanarak Cerattepe madeni konusunda kamuoyunda olumlu bir algı yaratmaya çalışan bir gazeteci gurubu türemiş durumdadır. Yapılan işin gazetecilikle bir ilgisi olmayıp maden şirketinin reklam çalışmasına dönüşen, kamuoyunu yanıltmaya dönük bir algı operasyonunun bir parçası olduğu açıktır. Öyle ki arka arkaya çıkan birkaç sayının tümü sadece madene ayrılmış olup bir basın organının bütün sayfalarının bir konuya özgülenmiş olması yapılan yayının amacını da göstermektedir. Para ile satılmayan, bedava dağıtılan, reklam panolarına boy boy ilanları verilen bu yayınların bütün finansmanının maden şirketi tarafından karşılandığı konusunda bir şüphe yoktur.
Bunlar nasıl Artvinliler? Bu insanların Artvin’e karşı ne gibi bir düşmanlıkları var ki göz göre göre bu haberleri yapabilecek vicdanları kendilerinde bulabiliyorlar? Artvin’de madencilik yapılmasını isteyen az sayıda vatandaşımız olabilir ki biz bu kişilere saygı duyarız ama hiç biri bu sözde yerel gazete ve sözde basın mensupları gibi yanlışları bilerek çarpıtarak ve kara propaganda yaparak açık açık şirket lehinde çalışma yapmamaktadır. Bu durumda, bu kişilerin Cerattepe konusunda kasıtlı ve taraflı oldukları gerçeği ortaya çıkmaktadır. Bu kişileri bütün Artvin halkı biliyor ve nefretle takip ediyor.
Sözkonusu gazetelerde yayınlanan röportajlarla ilgili olarak konuşmalarının kötüye kullanıldığını, bir algı operasyonunun parçası haline getirildiğini, genel olarak madencilik hakkındaki düşüncelerinin Cerattepe projesi hakkında söylenmiş gibi yansıtıldığını, bazı cümlelerin bütünlüğünden koparılarak ve yazı başlığına çekilerek esasen ilgisi olmadığı şekilde madenden yana görüş olarak yansıtıldığını ifade eden bazı siyasi parti temsilcilerinin açıklamaları olmuştur. Yine bu kişilerin maden şirketinin finanse ettiği bir televizyon programında sordukları soruların kasıtlı olması, faaliyetin çevresel etkilerinin ve yargı sürecinin ve ÇED Raporunun iptal edilmiş olmasından bahsedilmemesi özellikle gözden kaçmamıştır.
YUSUFELİ BELİRSİZLİK VE KARARSIZLIK İÇİNDEDİR
Son olarak değinmek istediğimiz konu ise Çoruh Nehri’nin üzerinde kurulacak en büyük ama aynı zamanda insanlarımıza, kültürümüze ve Çoruh Vadisine en fazla zararı verecek olan Yusufeli Barajı ve HES konusundaki belirsizliklerin bir türlü giderilememesidir. Uzun süre yapılıp yapılmayacağı bile tartışılan bu barajın son günlerde en fazla tartışılan konusu ise kamulaştırma çalışmaları ve daha da önemlisi su altında kalacak olan Yusufeli ilçe merkezinin yeni yerleşim yerinin akıbetinin ne olacağıdır. Sizlerin de bildiği gibi başta plansızlık ve yöre halkının ve yöneticilerinin görüşlerinin alınmadan verilen gelişigüzel kararlardan dolayı Yusufeli ilçemizin yeni yerleşim yerinin bildiğimiz kadarı ile üç defa değiştirilmesi bu ilçemizde yaşayan vatandaşlarımız açısından oldukça sıkıntılı bir süreç yaratmış ve halen yaratmaya devam etmektedir. Yer belirleme çalışmalarındaki plansızlık bu ilçemizde yaşayan insanlarımızı “ben şimdi ne yapacağım, ne yapmalıyım?” gibi gelecek endişesi taşıyan sıkıntılar içerisine sokmuştur. Bu nedenle son iki ay içerisinde Yusufeli’nde iki miting düzenlenmiş ve halk tepkilerini göstermiştir.
YUSUFELİ BARAJI MUTLAK SURETLE İPTAL EDİLMELİDİR
Ancak Yeşil Artvin Derneği olarak Yusufeli halkının bu tepkilerini haklı bulmakla beraber, tarihsel sorumluluğumuzun gereği olarak asıl sorunun Yusufeli Barajının kamu kaynaklarının israf edilmesine, ülkenin hiç bitmeyecek borca batırılmasına sebep olacak, asla bir enerji projesi olmayan, Çoruh Vadisindeki ihanet ve katliamın son halkası olduğu ve hangi aşamada olursa olsun mutlaka iptal edilmesi gerektiğini belirtmeyi bir borç biliyoruz. Yusufeli halkının tepkisinin bu gerçeği görerek bu amaca yönelmesini bekliyoruz.
Çoruh Nehrini büyük barajlarla yok eden yetkililerin tek düşüncesi bu barajlar tamamlandığında ne kadar elektrik enerjisi üretip ne kadar parasal gelir elde edebilecekleridir. Anayasamızın 2. maddesinde belirtilen “sosyal devlet” anlayışı bu barajların planlanması ve inşası aşamalarında göz ardı edilmiştir. Her platformda ifade etmeye çalıştığımız gibi büyük barajlar aslında söylenildiği gibi çevre ve insan dostu enerji kaynağı değildirler ve bu gerçekleri sanıyoruz ki Artvin halkı ve özellikle de yaşadıkları köylerini barajlar nedeni ile terk edenler çok acı bir şekilde öğrendiler. Diğer yandan, sadece 400 km’lik uzunluğa sahip Çoruh Nehri üzerinde kurulan ve kurulacak olan toplam 15 büyük barajın sayıca çok olduğu, her bir barajın yeterli miktarda su tutamayacağı ve dolayısı ile beklenen enerji üretiminin olmayacağı hem Derneğimizin bilim adamlarına yaptırdığı çalışmalar hem de bazı kişi ve kurumlar tarafından birçok defa dile getirilmesine karşın, ilgililer bu söylenenleri hep kulak ardı etmiş ve bir defa bile ciddi bir şekilde dinleme nezaketi göstermemişlerdir.
Oysa, 2012 yılında tamamlanarak enerji üretmeye başlayan Deriner Barajı ilgili bakanın çarpıtmalarının aksine tahmin edilenin yarısı kadar elektrik üretebilmiştir ve daha da önemlisi bu üretimi sırasında gelecek yıl su tutmaya başlayacak olan Artvin Barajı ile 2018 yılında tamamlanması düşünülen Yusufeli Barajı hesapta yoktur. Yıllardır uyarmaya çalıştığımız üzere Çoruh barajlarının hedeflerine ulaşmadığı, Deriner barajı yıllık elektrik üretiminin barajdan kaynaklanan borcun yıllık faizini karşılamadığı kanıtlanmasına rağmen yapılan üretimi gösterip bunu bir başarı gibi yutturmaya çalışan bir ihanetle karşı karşıyayız. Bu ihaneti de kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.
Yukarıda özellikle son dönemde kamuoyunu yanıltmaya dönük bazı konular hakkında doğruları sizlerle paylaşmayı görev kabul edip gereğini bilgilerinize saygı ile sunarız.
|