Bahriye Üçok, Artvin’de Anıldı

Artvin’de Doç. Dr. Bahriye Üçok, ölümünün 26´ncı yıldönümünde CHP´li kadınlar tarafından anıldı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Artvin İl binasında Bahriye Üçok´un ölümünün 26´ncı yıldönümü nedeniyle anma töreni düzenlendi. Törene; CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul, CHP Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin, Belediye Meclis Üyesi Sinan Saraç, CHP Artvin Eski Yöneticilerinden Fahriye Keleş, Nuriye Keleş ve çok sayıda partili katıldı.

CHP Artvin Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul, tarafından Bahriye Üçok’un özgeçmişi okundu. Kurul yaptığı açıklamada şunları söyledi, “Bugün 6 Ekim 2016. Bu tarih Cumhuriyet Halk Partisi ve çağdaş Türk kadının en acı bir günü yaşadığı tarihin yıldönümüdür. 6 Ekim 1990 tarihinde Türk tarihçi ve siyaset bilimci, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi´nin ilk kadın akademisyeni, Cumhuriyet Senatosu üyesi (1971-1976), Halkçı Parti´den Ordu milletvekili (1983-1987) CHP ve Sosyal Demokrat Halkçı Parti parti meclis üyesi Bahriye Üçok’un katledişinin yıldönümü.

Bahriye Üçok kimdir?

Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu Türk kadının aydınlanmasının önünü açan bir isimdir. Bu anma programında ben bir kez daha Bahriye Üçok’un özgeçmişini sizlere anlatmak istiyorum.

Bahriye Üçok 1919 yılında Trabzon’da doğdu. Yükseköğrenimini Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Ortaçağ Türk-İslam tarihi bölümünde tamamladı. Üçok, aynı zamanda Devlet Konservatuarı Opera Bölümü’ne de devam etti ve bitirdi.

Samsun ve Ankara’da 11 yıl süren lise öğretmenliğinden sonra 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesine ilk kadın öğretim üyesi olarak girmiştir.

1964 yılında ‘İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar’ adlı teziyle doçentliğe yükselen Bahriye Üçok, Kuran’ı Kerim’e bağlı kalarak İslam dinini çağdaş, gerçekçi ve dinin özünde bulunan hoşgörüyle yorumladı. Bu nedenle 1960 yıllarından itibaren tehditler almaya başladı.

Bahriye Üçok 1971 yılında Cumhuriyet Senatosu’na kontenjan senatörü olarak atandı. Altı yıl süre bu görevde çalıştı. 1977 yılında CHP’ye katıldı. 1983 yılında Halkçı Parti’nin kurucu üyesi oldu. 1983 seçimlerinde bu partiden Ordu Milletvekili seçildi.

1986 yılında SHP üyesi oldu. 1990 Eylül ayında SHP Parti Meclis Üyesi oldu.

Bahriye Üçok yaşamı boyunca laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerine bağlı kalarak Kadın Haklarının Atatürk aydınlanması ışığı içinde savunucusu oldu. 1989 da bir televizyon programında yaptığı konuşmada ‘İslam’da örtünmenin zorunlu olmadığı’nı açıklamasından sonra gericilerden, şeriatçılardan yoğun tehditler almaya başladı. Üçok yılmadı, her fırsatta açıklamalarına devam etti. Bilindiği gibi 6 Ekim 1990 günü evine gönderilen kitap paketini kapısının önünde açmaya çalışırken içine yerleştirilen bombanın patlamasıyla yaşamını yitirdi.

‘İslam’dan Dönenler ve ‘Yalancı Peygamberler’, ‘İslam Devletinde Kadın Hükümdarlar, ‘İslam Tarihi Emeviler-Abbasiler’ ‘Atatürk’ün İzinde Bir Arpa Boyu’ adlı eserleri vardır.

Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladık. 1950 yılında iktidara gelen parti ezanı Arapça’ya çevirdi sustuk hep birlikte dinledik. Demokrasi sandık.

Daha sonra hızla Kuran kursları ve imam okulları açıldı, sustuk. Eğitim özgürlüğü sandık. 1980’lı yıllarda devletin imamlarına Rabıta-ül Alemi örgütü maaş verdi, sustuk. Din dersleri anayasal zorunluluk oldu. Cami sayısı okulları geçti, Tesettür Sustuk! Bütün bunları inanç özgürlüğü sandık.

Gazetecileri, bilim insanlarını vurdular. Şairleri, yazarları, dansçıları yaktılar, sustuk. Tepkisiz kaldık. 10 Nisan 1994 Pazar günü Ankara ve İstanbul’da Şeriat düzeni gelmesi için gövde gösterisi yapıldı, sustuk! Düşünce özgürlüğü sandık.

Biz hep sustukça Recep Tayyip Erdoğan konuştu. Ata’ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yokBütün okullar imam hatip yapılacak, dedi.10 Kasım’da yaygara kopartıldı, dedi.Elhamdülillah Şeriatçı’yız dedi.Ben İstanbul imamıyım, dedi.İmamlarda nikah kıysın, dedi.Ben Meclis’in dua ile açılmasından yanayım! Dedi.Cumhurbaşkanının İmam hatipli olacağı yıllar yakındır, dedi.İçki yasaklansın! Dedi.Ben tekkeye değil, dergaha gittim, dedi.

Susmayan, hep konuşan Recep Tayyip Erdoğan oldu. 1996 yılında yaptığı bir konuşmada “Laiklik elden gidiyormuş’ bu millet istedikten sonra elbette gidecek. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına ne menem şey” demiştir. “Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya da laik” dedi. Daha dün “Lozan’ı bize zafer diye yutturmaya çalışıyorlar” dedi.

Çok kıymetli parti mensupları ve sayı değer davetliler; Evet, artık susma zamanı bitmiştir. Güçlerimizi birleştirerek örgütlenme zamanı gelmiştir. Kemalist ilke ve devrimlerle birlikte tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkma zamanı gelmiştir. Ancak böyle yaparak Bahriye Üçok ve diğer devrim şehitlerimize layık olduğumuz gösterebiliriz.

Çağdaş, aydın, cumhuriyet kadını Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusu Bahriye ÜÇOK’un katledişinin 26. Yıldönümünde bir kez daha susmayacağımızı, gericilere, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına geçit vermeyeceğimiz, kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğimizi sizlerin huzurunda bir kez daha haykırıyoruz.