Bu Sistem Cumhuriyetin Değerlerine Karşı Bir Saldırıdır
16 Nisan Referandum için Artvin’e gelen Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığı, Artvin CHP İl merkez binasında bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Gerçekleşen basın açıklamasına, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Kadın Kolları MYK üyesi Meltem Öz, Karadeniz Bölge Sorumlusu MYK üyesi Kamer Uzuner, CHP İl Başkanı Ali Yücel Kurt, Kadın Kolları İl Başkanı Gülşen Kurul, Merkez İlçe Başkanı İlyas Şahin, Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Neslihan Küçükay katıldı.
Basın açıklaması yapan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, yapılmak istenen sistem Demokratikleşme için anayasa değişikliği değil, bu bir rejim değişikliğidir dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığı olarak bu güne kadar 47 ilde çalışma yaptıklarını belirten CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, “ Artvin’den güçlü bir Hayır beklediklerini” söyledi.
2 aydır alanlarda çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse “Artvin karşılaştığımız enerji bizleri çok mutlu etti. Artvin’deki bu enerjinin tüm Anadolu’ya yayılmasını istiyorum. Sabah sokaklarda bu ülkenin aydınlık yüzlerini, heyecanlarını gördüm. Bu gerçekten bizler için çok kıymetli bir durumdur. Dün Artvin’e geldiğimde ilk olarak Atatepe’ye çıktım ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e baktım ve o anda bende bıraktığı ifade hüzündü. Benim ülkem nereye gidiyor hüznü gördüm Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzünde. Benim kurduğum ülke böyle değildi der gibiydi bize bakışı. Çok duygulandım çünkü bize getirmek istedikleri sistem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu yüce meclisin lav edilmesi sistemi. Özellikle bu ülkenin kadınları olarak buna izin vermeye hiç niyetimiz yok. İçinde kadının olmadığı bir anayasa değişikliğine asla izin vermeyeceğiz” dedi.
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“Anayasalar Toplumsal Uzlaşma Metinleridir”
Bizler 1981 anayasasına da karşıydık. Biz dedik ki yeni bir anayasa yazalım. İçinde özgürlüklerin olduğu, içinde Demokrasinin olduğu, içinde tüm halkların olduğu, tüm renklerin olduğu yeni bir anayasa yazalım dedik. Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir. Bu bize dayatılmak istenen sistem de uzlaşma var mı?
Bir anayasanın tümüyle yeniden yapılması da bazı maddelerin değiştirilmesi de toplumun tüm kesimlerinin ortak akıl ve kabulünü gerektirir. Ama bu anayasa değişikliğinde hiç kimsenin önerisi alınmadan bizlere dayatıldı.
Şimdi yapılmak istenen sistem Demokratikleşme için anayasa değişikliği değil, bu bir rejim değişikliğidir. Bu sistem özgürlüklerimizin tek kişiye teslim edileceği sistemdir. Türk halkı buna asla rıza göstermeyecek.
Bu sistem de Cumhurbaşkanı yasama, yürütme ve yargı yetkilerini tümüyle kendi üzerine almaktadır. Bu ülke bir kişinin iki dudağı arasına verilemeyecek kadar kıymetli bir ülkedir. Buna asla rıza göstermeyeceğiz. Bu sistem de demokratik rejimin en önemli özelliği olan kuvvetler ayrılığı ilkesi yok edilmektedir. Oysaki gerçek demokratik başkanlık sisteminde güçlü kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Ama bu sistemde yasamanın, yargının ve yürütmenin birbirini denetleme yetkisi yoktur. Birbirini denetleme ilkesi olmayan ülkelerde diktatörlük olur.
Eğer bu değişiklik gerçekleşirse parlamento sadece bir vitrin olarak kalacaktır. Her şey tek adamın eli ve emriyle gerçekleşecektir.
“Bu Sistemle Hiçbir Şey Çözülemeyecektir”
Getirilmek istenen bu sistem Ülkemizin hiçbir sorununu çözmeyecektir. Bu değişiklik Artvin’de ki işsizlik sorununu, doğa katliamını çözecek mi? İnsan hakları, kadın hakları, düşünme, toplanma, örgütlenme ve basın özgürlüğü hayal olacak. Yandaş medya dışında ki tüm sesler susturulacaktır. Son 2 buçuk yılda yaşadıklarımız zaten fiili bir başkanlık sistemidir.
Bu sistem kabul edilirse ekonomi tek elden geçecek, yolsuzlukların, usulsüzlüklerin üstü kapatılacak. Tek elden yönetilen ekonomiler de istikrar olmaz. İstikrar olmayan bir ülkeye de yatırımcı gelmez.
Bu sistemin sonunda kaos ve parçalanma var. Bu sistem toplumda ki siyasal, kültürel, mezhepsel ve sınıfsal kutuplaşmaları daha da derinleştirecek ve ülke kaosun içine sürüklenecek. Son 2 buçuk senede izlediklerimizin kanun sal hali şimdi önümüze sürüldü.
Bilinmelidir ki getirilmek istenen sistem Cumhuriyetin değerlerine karşı bir saldırıdır. Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrımının belirlenmediği bir toplumda Hukukun üstünlüğü ilkesinin tarihe karışacağını bildiğimiz için bu değişikliğe Hayır diyoruz.
Artvin Kafkasör Yaylasıyla Adını Duyurdu
Kafkasör yaylası Cerattepe bölgesinde çıkarılmak istenen madene karşı doğasını, yaşam alanını korumak isteyen Artvin Halkının 25 yıldır vermiş olduğu bir mücadeledir. Bu takdire şayan mücadele cet iptali ve yürütmeyi durdurma kararına rağmen hukuksuz bir biçimde bölgeye çıkıp şantiye kuran maden şirketinin gayretlerini boşa çıkaracaktır. Şirketin tüm yasadışı çabalarına rağmen bölge halkının gayretini takdirle karşılıyoruz. Bu ülkeye gönül vermiş olan bizlerin bu olayın takipçisi olacağımızın bilinmesini de istiyorum.
Artvin’in güçlü direngen halkı bu davada başarılı olacak. Bir davanın arkasında halk varsa o dava başarılı olur.
|