Artvin Eğitim Sen Şubesinden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi,  “Tüm eleştiri ve itirazlarımıza rağmen eğitimde 4+4+4 dayatmasını hayata geçiren Milli Eğitim Bakanlığı, yaşanan okul dönüşümleri sonrasında öğretmenleri, öğrencileri ve velileri çeşitli yönlerden mağdur etmiş, eğitimde yaşanan sorunların daha derinleşmesine neden olmuştur.   

 

Hiçbir hazırlık ve altyapı yatırımı yapılmadan hayata geçirilmeye çalışılan 4+4+4 kademeli eğitim dayatması, bir taraftan eğitimi tamamen piyasalaştırıp, toplumun geleceğini ipotek altına alırken; diğer taraftan on binlerce öğretmen “norm fazlası” durumuna düşürmüştür. 4+4+4 düzenlemesi daha uygulanmaya başlanmadan 30 bini sınıf öğretmeni olmak üzere 70.000 yakın öğretmenin norm fazlası durumuna düşürülmesi eğitimde yaşanan ve halen devam eden kaosun ilk habercisi olmuştur.

 

Milli Eğitim Bakanlığı, norm fazlası öğretmenleri bu süreçte yan alan değişikliği gibi tercihlere zorlamış, ancak bu işi de eline yüzüne bulaştırmıştır. 2012–2013 eğitim öğretim yılının başından bu yana 4+4+4 sisteminin getirdiği sıkıntılarla baş etmeye çalışan öğretmenler ve okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) elinde adeta perişan edilmiştir.

 

Her yıl rutin olarak yapılan ve mezun olduğu alan dışında öğretmenlik yapanlara tanınan kendi alanına geçiş yapma hakkı bu sefer norm kadro mağduriyetlerini giderme adına genişletilmiştir. Norm fazlasını eritmek adına, yan alanını tercih etmek isteyenlere, hiçbir belgesi olmadan zihinsel engelliler, teknoloji tasarım gibi alanlara geçiş hakkı tanınmış, eğitimde yaşanan kaos daha da arttırılmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığı, hemen her konuda olduğu gibi, norm fazlası öğretmenlerin durumu ve alan değişikliği mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda da büyük bir aymazlık içindedir ve tüm eleştirilere rağmen yanlışta ısrar etmektedir.

Bakanlığın öğretmenlerin yaşadığı mağduriyeti göz ardı ederek, “benim dediğim olacak” inadının bedelini, norm fazlası ve alan değişikliği mağduru olan öğretmenlere ödetmek istemesi kesinlikle kabul edilemez. 

Milli Eğitim Bakanlığı resmen çöken norm kadro uygulamasının enkazı altında kalan öğretmenlerin sorunlarını derhal çözmek zorundadır. MEB, okulların açılmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen, eğitim hizmetlerinin düzenliliği ve sürekliliğini göz ardı ederek, norm fazlası öğretmenlerin yaşadığı sorunlara somut çözümler üretmek zorundadır.

Eğitim Sen olarak önerimiz, haftalık 15 saat ders yükümlülüğü olan herkesin norm içinde sayılması ve Bakanlığın kendi yanlışının faturasını norm fazlası durumuna düşürdüğü öğretmenlerin sırtına yıkmamasıdır.

Bu mağduriyet Artvin de henüz hissedilmese de önümüzdeki süreçte yani okul dönüşümleri tamamlandıktan sonra kendini iyiden iyiye hissettirecektir.

Eğitim Sen olarak, Milli Eğitim Bakanlığını bir kez daha uyarıyor, norm kadro mağduru öğretmenlerin sesine kulak vermeye, sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmeye çağırıyoruz.

Bu sürece ilaveten Artvin İl Milli Eğitim Müdürlüğü nün yaptığı görevlendirmeler ve uygulamalar Artvin deki yıllarca sağlanamayan iş başarısını daha da derinleştirmiştir.Bu görevlendirmeler yapılırken İl Milli Eğitim Müdürlüğü eğitim camiasını sürece dahil etmemiştir.

Şu bilinmelidir ki bu görevlendirmelerin kimlere tahsis edildiği sendikamızca önemsenmekte olup görevlendirme sürecinde ki yöntem eğitim çalışanlarını rahatsız etmiştir.

Görevlendirmelerde yasal olmayan hiçbir yön ve usulsüzlük  yoktur.Ama şunu hatırlatmakta fayda görüyoruz; Sayın Bakanımızın ilk göreve geldiğinde “sizlere, adaletli olacağıma söz veriyorum.Kurallar yanlış olabilir ama herkese eşit dağıtırsanız adaletli olur.Kural doğru olsa bile kişilere özel davranırsanız adaletli olamazsınız.Derken tamda bugün içinde bulunduğumuz durumun yöneticilerin kendi söylemleriyle ne kadar ters düştüklerini ispatlamaktadır.Özetle “Dervişin fikri neyse zikri de odur.” Diyebiliriz.

Bizler eğitimin gönüllü neferleri olarak kimseden bir lütuf veya tolerans beklemiyoruz. Sadece adalet bekliyoruz. Bunun yolu ve yöntemi de genelgelerle görevlendirmeler değil sınavlarla atamaların yapılmasıdır.

Eğitim-Sen olarak sürecin ve fırsatı ganimete dönüştürmeye çalışan zihniyetin takipçisi olduğumuz herkes tarafından bilinmelidir”