Eğitim Sen Artvin Şubesi Ankara’dan gelen konuğunu ağırlıyor. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu Eğitim Sekreteri Betül Korkut Artvin Eğitim Sen Şubesi’nde çeşitli eğitim ve bilgilendirme toplantılarını yapıyor.  Bu arada Eğitim Sen Artvin Şubesi bir basın açıklaması yaparak eğitim ve çalışma yaşamındaki gelişmelere karşı sessiz kalmayacaklarını kamuoyuna duyurarak şu ifadelere yer verdi;  “Eğitimde ve çalışma yaşamında yaşanan gelişmelere karşı sessiz ve tepkisiz kalmayacağız! AKP iktidarı geçtiğimiz on yıl içinde eğitim alanında yaşanan sorunları daha da derinleştirmiş, kangrene dönüştürmüştür. 4+4+4 gerici, piyasacı eğitim sistemi ile eğitim hizmetini enkaza çevirmiş, binlerce öğretmenimiz okulundan, öğrencisinden ayrılmaya zorlanmış, norm fazlası durumuna düşürülerek sürgün edilmiştir. Eğitim biliminin tüm ilkelerini ayaklar altına alan 4+4+4 sistemi ile eğitim muhafazakârlaştırılmış, eğitimde dinsel simgelerin kullanılmasının önü açılmış, bilim dışı gerici öğeler ders kitaplarına konularak, laik bilimsel eğitimden daha da uzaklaşılmıştır. Öğrencilerimizin geleceklerini karartacak sorunlar yeni sistemin daha ilk aylarında ortaya çıkmış, 4+4+4’ün yarattığı kaos artarak devam etmiştir.

Eğitimde Norm Kadro Yönetmeliği Çökmüştür

Hiçbir hazırlık ve alt yapı yatırımı yapılmadan hayata geçirilen 4+4+4 dayatması on binlerce öğretmeni mağdur etmiştir ve önümüzdeki günlerde de mağdur etmeye devam edecektir. 4+4+4 ile birlikte dönüştürülen, dağıtılan okullardaki sınıf öğretmenleri başta olmak üzere birçok öğretmen norm fazlası durumuna düşürülmüş ve meslektaşlarımız öğrencilerinden okullarından ayrılmak zorunda bırakılmıştır.

MEB’nın norm sorununu çözmek için attığı her adım mağduriyetleri daha da arttırmıştır. Norm kadro mevzuatında eski ve yeni mevzuat birbirine girmiş, bu güne kadar defalarca değiştirilen ve on binlerce öğretmeni mağdur eden norm kadro sistemi tamamen çökmüştür. Okulların açılmasının üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen MEB kimseyi mağdur etmeyecek şekilde somut çözümler üretememiştir.

MEB Yönetici Atama Yönetmeliği Kayırmacılığı Arttıracak

MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğini geçtiğimiz günlerde yayımladı. Yayımlanan bu yönetmelik bizleri şaşırtmamıştır.

Türkiye’de siyasi iktidarlar yıllardır eğitim sistemini kendi siyasal ideolojik görüşleri doğrultusunda düzenlemek ve şekillendirmek istemiş, bu isteklerini gerçekleştirmek için başvurulan ilk ve en etkili yöntem ise “siyasal kadrolaşma” olmuştur. Yönetici Atama Yönetmeliği ile MEB ve siyasi iktidar eğitimin her kademesinde kendine kapıkulu istemektedir, bu yüzden de yeni yönetmelikle yönetici atamalarını doğrudan kendisi, kendi istediğini atayarak yapmak istemektedir.

AKP İktidarının Hedefinde Kamu Emekçilerinin İş Güvencesini Ortadan Kaldırmak Var

On yılı aşan iktidarında devletin bütün kurumlarını denetimi altına almak için akla hayale gelmeyecek yöntemleri başarıyla uygulayan AKP iktidarı, giderek otoriterleşen yönetim anlayışıyla tüm emek ve demokrasi güçlerine, sendikalara, her renkten siyasi muhaliflerine karşı saldırılarını son hızla sürdürüyor.

Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine ülkenin dört bir yanına piyasanın vahşi sömürü çarkları acımasızca işletilirken, kamu emekçileri ve işçilerin en temel hakları, kazanımları ve değerleri yok edilmek isteniyor. Bugün, Halkın eğitim ve sağlık hakkına yönelik gerçekleştirilen saldırıların ardından sıra kamu emekçilerinin iş güvencesine gelmiş durumdadır.

Önümüzdeki dönemde kamu emekçilerinin sözleşmeli ve iş güvencesinden yoksun olarak istihdam edilmesini sağlamak amacıyla 657 sayılı DMK’ nda değişiklik taslağının Çalışma Bakanlığı tarafından tamamlandığını biliyoruz. Performansa dayalı ücretlendirmeyi esas alan DMK’daki değişiklik çalışmalarının özünde, iktidarın dünya görüşü doğrultusunda hareket eden, onun verdiği yüzdelik zamlara şükreden, iktidar yandaşı sendikaya üye olmaya zorlanan, her biri tornadan çıkmış gibi hareket eden makul, eleştirmeyen, sorgulamayan memur tipi yaratılmak vardır. 657 sayılı DMK’nda yapılacak değişiklikle daha ucuza, esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırma kamuda esas çalışma biçimi haline getirilmek istenmektedir.

Sendikamız Eğitim-Sen ve konfederasyonumuz KESK iş güvencesini ortadan kaldırmaya yönelik her türlü düzenleme ve uygulamaya karşı geçmişte olduğu gibi mücadele etmeye devam edecektir. Sendikalı, sendikasız tüm kamu emekçilerini ve ailelerini 657 sayılı DMK’da yapılmak istenen değişiklikle iş güvencemizin ortadan kaldırılmak istenmesine, esnek, kuralsız ve güvencesizliğe karşı mücadelemize güç vermeye çağırıyoruz.

Doğanın talanına, Artvin’de Maden’e ve HES’lere izin vermeyeceğiz.

Eğitim Sen ve KESK olarak yürüttüğümüz mücadele aynı zamanda, doğanın ve emeğin üzerindeki sermaye tahakkümünü tamamen ortadan kaldırmayı hedefleyen bir mücadeledir. Anadolu’nun dört bir yanında HES projelerine, termik ve nükleer santrallere, doğayı zehirleyen maden şirketlerine, taş ocaklarına, su havzalarının metalaştırılmasına ve kirletilmesine karşı yürütülen mücadeleyi, eğitim hakkı mücadelemizden, insanca yaşam güvenceli iş mücadelemizden ayrı düşünmüyoruz. Bu yüzden de Artvin’de binlerce dönüm alanın, dünyada sadece 100 adet örneği olan doğal yaşlı ormanın maden sahasına dönüştürülmesine, yok edilmesine ve doğayı zehirleyecek altın çıkarılmasına izin vermeyeceğiz. 6 Nisan’da doğasına, suyuna, ormanına, yaşamına sahip çıkan herkesi Artvin’de Madene hayır Mitingine davet ediyoruz.”