TOÇ Bir-Sen Genel Başkanı aynı zamanda Memur-Sen genel sekreteri olan Günay Kaya "Türkiye´nin sorunu Memur-Sen´in sorunudur, TOÇ Bir-Sen´in sorunudur. Biz asla kendi sorunumuzu ötelemeyiz.750 milyar dolarlık terör sorunu varsa Memur-Sen buraya elini değil başını koyar" dedi.

TOÇ Bir- Sen Artvin Şubesi tarafından Aşağı Şehitlik Köyü asma köprü mevkisinde ki Doğa Restoranda düzenlenen geleneksel 5. iftar programına TOÇ Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya’nın yanı sıra TOÇ Bir- Sen Artvin Şube Başkanı Yaşar Gürel, Artvin Orman Bölge Müdürü Salih Akbaş, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Bahattin Yetim, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İshak Hacıkamiloğlu, Yusufeli Belediye Başkanı Eyüp Aytekin, Orman Bölge Müdür Yardımcısı Mimar Sinan Özkaya ve çok sayıda sendika mensubu katıldı.

TOÇ Bir- Sen Artvin Şubesinin düzenlediği geleneksel 5. iftar programına katılan Memur-Sen Genel Sekreteri aynı zamanda TOÇ Bir-Sen Genel Başkanı olan Günay Kaya iftar sonrası açılım süreci, Gezi Parkı ve toplu sözleşmelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

1071´den beri Türklerle Kürtlerin Anadolu´yu ortak vatan yaptığını ifade eden Günay Kaya Malazgirt Zaferini, Kosova, Varna savaşlarını,   İstanbul´un Fethini de gerçekleştirdiklerini söyledi. Kaya, bunun gibi onlarca destan sayılabileceğini ifade ederek Çanakkale´de Kürt Ahmet´le Türk Mehmet koyun koyuna yatmaktadır. Şimdi bu büyük destanları yazan dedelerin torunları bir birinin canıyla uğraşıyor. Bir birimize 750 milyar dolarlık bir maliyet çıkarmışız. İşte bu bir paradokstur. Eğer siz bir sendikaysanız ortada kanayan bir yara var. Hani merhemiz.  Burada üye sayısının üzerine hesap kurulamaz. Memur-Sen devletin ve milletin büyük menfaatini düşünerek burada rol almıştır dedi.  Biz memur-sen olarak başbakanımızın başlattığı bu süreçte eğer milletin devletin bir menfaati varsa ki var. Biz tüm hesapları öteleriz. Biz milletin olduğu yerde başka hesap aramadık. Memur-Sen olarak bunun için çözüm sürecinin içindeyiz. Bizim bu ülkede ki 76 milyon insanın huzurunun kardeşliğinin meşru nema bulması için her türlü sendikal hesabın üzerinde hesabımız vardır. Milletin çıkarı için değil bir, 10 TOÇ-Bir-Sen feda olsun" dedi

Toplumsal barış sürecinde Elazığ, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis, Hakkari, Van, Yüksekova, Şemdilli, Eruh, Çukurca Eruh, Uludere, Şırnak Siirt, Batman, Hasankeyf, Midyat, Mardin, Çınar ve Diyarbakır programlarına çıktığını söyleyen Kaya; "Bu süreçte buradaki insanlar şunu dedim. Bu ülkenin çoğunluğu Türk´tür. Eğer Türkçülük yapılsaydı sizin burada yaşam hakkınız yoktu. Biz aynı kültürün medeniyetin müntesipleri olarak nasıl batıda ki Türkçülüğe karşı çıkıyorsak, sizde burada Kürtçülük yapamazsınız. Kürtçülük adı altında 76 milyon insanın kardeşliğinin altına dinamit koyamazsınız. Binlerce yıl medeniyetin öncülüğünü yapmış insanlar bugün bir birinin kanını akıtıyorsa burada bir çözüm üretmemiz gerekiyor. PKK başka bir şeydir Kürtler başka bir şeydir. Doğuda ki PKK´nın maliyetini Kürt halkına yüklemeyelim. Kürtlerde JİTEM gibi karanlık örgütlerin yaptığı olayları Türklere yüklemesin. Türklerle Kürtler bu milletin ortak mayasıdır. Biz bir sivil toplum kuruluşu olarak bu olayı seyredemeyiz.31 Mayıs gecesinde İsrail´in Mavi Marmara Baskınında sırasında PKK´nın da İskenderun deniz birliğine saldırması PKK´nın maskesini düşürmüştür" diye konuştu.

Gezi Parkı olayında mesele ağaç ya da demokrasi değil

Bu milletin geçmişte ki darbelerde ciddi bedeller ödediğini dile getiren Kaya milletin gezi olaylarını bundan dolay çok iyi analiz ettiğini belirterek şunları söyledi. " Mısır´da yaşananları CİA VE MOSSAT Türkiye üzerinde yaşatacaktı; ama milletin feraseti olayı anladı" dedi. Mesele 3 ağacın kökündeki çevreci düşünce değil. Mesele demokrasi meselesi değil. Mesele CİA´nin MOSSAT´ın bu topraklar üzerin de ki 100 yıllık stratejisidir. "

Kaya, Avrupa ve İsrail başta olmak üzere büyük devletlerin çıkarlarına ters düşen Kanal İstanbul, 3. Boğaz Köprüsü ve Havaalanı projelerinden rahatsızlık duyduğunu ve gezi parkı olaylarının da bu projeleri baltalamak için provoke edildiğini söyledi. Gezi Parkı olaylarının Ak Parti düşmanlığına dönüştüğüne vurgu yapan Kaya olayların Ak Partiye yüzde 12 oy kazandırdığını iddia etti.

Memur-Sen olarak 4 /C´e savaş Açtık

Konuşmasının son bölümünde toplu sözleşme ve sendikacılık faaliyetleri hakkında konuşan Kaya yeni bir toplu sözleşme aşamasında olduklarını belirterek Ek ödeme üzerinde emekliliğe yansıtılması, emekli maaşına yansıtılması, emekliliği gelen kardeşlerimizin emekli olabilmesi için ek ödemelerin emekliliğe bürüt ücret üzerinden yansıtılmasını talep edeceğiz. Kılık kıyafet özgürlüğü ile ilgili 12 milyon 300 bin imzanın arkasında duracağız. Bunun gereği olarak yönetmeliğin iptale dilmesini isteyeceğiz. 4/b, 4/c meselesinde 4/b´i çözdük. 4/c´li kardeşlerim bilsin ki 4/c´ye karşı Memur-Sen olarak savaş açtık. Öncelikli talebimiz 4/a kadrosudur. Eğer hükümet işçi kadrosuna da sıcak bakarsa buna da karşı çıkmayacağız. Dolayısı ile işçiye de varız; ama en kötü ihtimalle 4/b´de olsa bu kardeşlerimizin mağduriyetlerinin çözülmesi için memur-sen olarak masada kararlı duracağımızı da arkadaşlarımızın bilmesini istiyorum" dedi

Kaya “sendikamız mücadelesini vermiştir yangın tazminatını söke söke masadan almıştır. Orman Genel müdürlüğünün yangın nöbetlerini kaldırması sebebiyle bugün yangın tazminatı mağduriyetleri vardır. Bu sendikal bir kusur değil idari bir taktir yetkisidir. Bu bakımdan arkadaşlarımız TOÇ Bir-Sen´i suçlarla haksız bir suçlama olur.

TOÇ Bir-Sen ailesi büyüyor, Memur- camiası Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu oldu.11 hizmet kolunun 10´da yetkiyi aldık. TOÇ Bir-Sen olarak tüm bakanlıklarda bütün kurumlarda ve 80 ilimizde yetkiyi alarak sendikacılık tarihinde bir rekor kırarak, her sene kendi rekorumuzu kırarak bu günlere geldik. Biz Türkiye sevdalı bir sendikacılık yapıyoruz. Anadolu´nun her karış toprağını önemseyerek sendikacılık yapıyoruz. Bu açıdan memur-Sen´in sendikacılığı başkalarının sendikacılığına benzemez.76 Milyon insanın derdi Toç Bir-Sen´in, Memur-Sen´in de derdidir.

Buraya gelirken 4/B´li kardeşlerimize kadro aldık. Bu başarı Memur-Sen başarısıdır” dedi.

Yaşar Gürel’den Açılış Konuşması

İftar programına ev sahipliği yapan TOÇ Bir Sen Artvin Şube Başkanı Yaşar Gürel yaptığı konuşmasına Bu yıl beşincisini düzenlediğimiz TOÇ bir Sen iftar yemeği hepiniz hoş geldiniz diyerek başladı. Gürel konuşmasının devamında ise her yıl iftar yemeklerinin daha kalabalık olduğunu belirterek daha geniş bir mekanlarda yapmayı hedeflediklerini ifade etti. Gürel, “Ramazan ayı bereket ayı ramazan ayı birlik beraberlik ayı burada bunu çok iyi görüyoruz ilçelerden ilimizin çeşitli yerlerinden gelip bizi onurlandırdığınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Ardından kürsüye Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü İshak Hacıkamıloğlu çıktı. Hacıkamiloğlu konuşmasını kısa tutarak TOÇ Bir-Sen camiasını selamladı.

Devamında kürsüye çıkan Orman Bölge Müdürü Salih Akbaş; “Bizleri bu müstesna gecede bir araya geçtiren Toç Bir-Sen’e teşekkürlerimi sunuyorum. Birlik ve beraberliği her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuz bu günlerde böle kalabalık bir ortamda birlik beraberlik içersinde iftar yapmaktan duyduğum memnuniyeti belirtmek istiyorum değerli konuklar ülkemizin içinde bulunduğu birçok sorun var bu sorunların başında da terör geliyor. Bu terör konusunda memur sen in elini taşın altına koyarak göstermiş olduğu cabadan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Eski Bir Memur-Sen’li Eyüp Aytekin

TOÇ Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya’dan önceki son konuşmacı ise Yusufeli Belediye başkanı Eyüp Aytekin oldu. Eyüp Aytekin konuşmasında;“ Memur-Sen benim için bir okul bir mektep sizlerin içinden çıkmış olmak bugünde bir yerel yönetim görevini görüyor olmaktan da onur duyuyorum. Sizler beraber yürüdüğümüz süre içerisinde hakikaten bizlere çok şey öğrettiniz bu gün bir yerde sizler adına bir hizmet görüyorsak emin olun ki bunlarda sizlerin katkıları. O sendikacılık yaptığımız günlerde sizlerin o bize vermiş olduğu enerjinin önemli katkıları var.  Bundan dolayı da hepinize teşekkür ediyorum. Değerli dostlar Memur-Sen ülkemizin en büyük sivil toplum örgütü dolayısıyla demokratik ülkelerde sivil toplum örgütlerinin sivil toplum yapılarının o ülkelerin demokrasilere katkısı yadsınamaz” dedi.