Kayın Mantarcılığına Büyük İlgi

2014-07-02 14:30:26

Artvin’de kayın mantarcılığı yapan üretici sayısı hızla artarken, 10 bin kütüğün üstünde bir üretime ulaştı.

Artvin mantarcılıkta çok ciddi bir atılıma doğru gidiyor. Üç yıl önce dönemin Orman Bölge Müdürü Ömer Naci Kaya ile adı anılan ve ilk kez duyulan kayın mantarcılığı büyük ilgi görüyor. Artık sadece Artvin’de değil, tüm Karadeniz’de, Türkiye’de kayın mantarcılığı konuşulur hale geldi.

 Artvin’de kayın mantarcılığı yapan üretici sayısı hızla artarken, 10 bin kütüğün üstünde bir üretime ulaştı. Artık üreticilerin bireysel olarak başarı yakalayamayacağı, mutlaka birlik kurulması gerçeği ortaya çıktı. Mantarın üretimi kadar, pazarı ve tüketiminin de çok önemli olduğu, bu konuda yaşanan sorunların aşılması için akademik ve bilimsel anlamda neler yapılacağı konusunda Artvin Valiliği Çoruh Toplantı Salonu’nda bir toplantı gerçekleşti.

 Toplantıya konuşmacı olarak mantarcılıkta Türkiye’de sayılı uzmanlar arasında yer alan Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Aysun Pekşen, mantar fikri ve düşüncesini Artvin’e getiren Artvin Orman Bölge Müdürlüğü Eski Bölge Müdürü Ömer Naci Kaya yaklaşık 4 saat süren çok kapsamlı bir sunum yaptılar. Toplantıya Vali Yardımcısı Yılmaz Kurt, Arhavi Kaymakamı Muhammet Önder,  Borçka Kaymakamı Öner Şakir Öztürk, Artvin Belediye Başkan Yardımcısı Erkan Yazan,  Muhtarlar Derneği Başkanı Cafer Azizağaoğlu, Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Muhtar Ali Fuat Beyaz, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, OR-KOOP Başkanı Hasan Yaşar, Artvin Girişimci Kadınlar Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Hatice Nur Ersöz, İşadamı Aslan Özer, 19 Mayıs Üniversitesi Tarla Bitkileri bölümü Başkanı Prof. Dr. Erkut Pekşen, mantar üreticisi ve yaptığı birçok buluş nedeniyle adı mucide çıkan Salim Pınarbaş, Artvin ve ilçelerinden gelen mantar üreticileri katıldı…

 Açılış konuşmasını programın organizatörlüğünü üstlenen Doka Artvin Temsilcisi Berna Turna yaptı. Artvin Valiliği Çoruh Toplantı Salonu’nu tık tıklım dolduran mantar üreticileri ve bu işi yapmak isteyenler, sunumları dikkatle dinlediler. İlk sunumu Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Pekşen gerçekleştirdi. Pekşen, Türkiye’de çok çeşitli mantarların bunmasına rağmen mantar kültürünün gelişmemiş olduğunu belirterek şu bilgileri verdi.

 “Mantarlar, mikro olanlar var ki; benim konum doğada göle görülen, doğada kültürü yapılan mantarlardır. Makro mantar dediğimiz bu mantarlar, yenme özelliği olan var, yenmeme özelliği olan zehirli türleri var. Hatta yenme özelliği olmadığı halde tıbbı özelliği olan çok değerli mantar türleri var.  Bunun dışında yenmeyen, doğada görevi parçalama olan sirkülasyonu sağlayan mantarlar var. İlkbaharda ve sonbaharda gazetelerde okuduğumuz mantar zehirlenmeleri var. Hangi mantarın zehirli olduğunu,  hangi mantarın yenebilir olduğunu anlamak çok zordur. Artvin’de de misal olarak söylüyorum çok değerli ve lezzetli kuzugöbeği mantarı bulunmaktadır. Etten daha leziz ve protein bakımından da çok zengin mantarlar var.

 Bunun için kimyasal analizler gerekir. Türkiye’de bunun analizi zordur. Yurt dışında yapılabilen laboratuvarlar var. Bizim bu konuda geleneksel yöntemlerimiz var.  Bugün yenen mantarların çoğunu tanıyoruz. Tanımadığınız mantarı asla yememelisiniz. Şöyle bir söz vardır; Mantardan bir kes zehirlenebilirsiniz. O kadar etkili bir zehirlenme ile karşı karşıya kalabilirsiniz.

Yenilebilir mantarlar sosyo-ekonomik olarak büyük değere sahip. Neden derseniz? Çünkü bunu toplayan kişiler kendileri için değil aynı zamanda aracı firmalara satarak yurt dışına gönderdiğiniz mantarlardan gelir ede etmek mümkün. Artvin’in her yeri orman... Bu ormanlar ciddi anlamda zenginlik sunmaktadır.  Yurt dışına ihraç edilen mantarlar dendiğinde zaten aklınıza doğa mantarları geliyor. Kültürü yapılan mantarlardaki durumumuz maalesef istediğimiz seviyede değil. 40 yakın yemeklik mantar türümüz var.  Sarı kız adıyla tanıdığımız mantarımız, kuzugöbeği, 10 yılda yaklaşık 200 milyon dolarlık ihraç yapmışız. Doğa mantarlarının toplanması esnasında çok dikkatli olmamız gerekiyor.   Doğa mantarı zenginliğimizi hafife almamamız gerekiyor.  Orman tahribatının önlenmesi bu zenginliğimizin korunması adına önemli...  Doğa mantarında sattık para kazandık diye düşünmeyin.  Bu mantarlar adına etkinlikler düzenlenebilir. Avustralya’da Truff mantarı için festival bile düzenleniyor.  Doğa mantarları kültür mantarlarının da ana kaynağı. Bununla ilgili çalışmalar var. Bu çalışmalar yeterli mi değil. Tarım Bakanlığı’nın son yılarda etkin çalışmalarını görüyorum. Orman Bakanlığı’nın etkinliğini görüyorum.

  Truff mantarını duydunuz mu bilmiyorum. Yemeği sever miyiz bu bir soru işareti. Aromatik kokusu yüzünden kilosu bin, 3 bin 4 bin Euro gibi bir parayla satılabilir. Bu mantar iş koşularda yetişmiyor. Mutlaka bir ağaçların yanında işbirliği yaptığı ağaçlar ise meşe, çam, ceviz, kavak gibi ağaçların yanında yetişiyor. Dünya piyasası için yetiştireceğimiz bir mantar türü.  Gıda ve parfüm sektöründe kullanılıyor. Maalesef kültürü çok zor yapılan bir mantara türü. Bahçe tesisinden 3-4 yıl sonra olup olamayacağını ancak belirleyebiliyorsunuz.  Bu mantarı bulmak çok zor. Bunu bulmak için domuz ya da köpek kullanılıyor.

Bize gelelim. Gündemde beyaz şapkalı mantımız var. Ölümszül mantarı var… Kırmızı Reishi hakkında tüm dünyada birçok araştırma yapılıyor. Bu araştırmalara göre; Kırmızı Resihi Ekstrakt, hastalıklara karşı vücudun direncini arttırır.

Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi ile genetik, bulaşıcı ve yaşlanmaya bağlı gelişebilen birçok hastalığa karşı koruyucu özelliği vardır.

 

Kan dolaşımını düzenlemeye yardımcı olur. Böylelikle kalp krizi ve spazmı, damarlarda tıkanma, felç gibi risklerin önlenmesinde etkilidir.

 Kanser riskine karşı koruyucu etkileri vardır. Kanser yönünden risk grubunda olan kişilerin (ailesinde kanser vakası olan, yoğun stres altında veya yoğun hava kirliliği ortamında çalışan, işi gereği radyasyon ve/veya kimyasallara maruz kalan) özellikle kullanması önerilir.

 Vücutta biriken toksinlerden arınmayı kolaylaştırır.Kandaki oksijen miktarının artmasına ve kan akışının düzenlenmesine yardımcı olur. Böylelikle cilde gelen oksijen ve besin miktarında yükselme ve cilt üzerinde iyileştirici etkiler gözlemlenebiliyor. Sürekli kullanımda stres seviyesinde azalma ve uyku düzeninde düzelme görülür. Hücre yenileyici özellikleri nedeniyle yaşlanmayı geciktirici (anti-aging) etki gösterir.

 Türkiye’de üretilen mantarların %80’i beyaz şapkalı mantardır. Son yılarda kayın-kavak mantarlarının üretimi %10’lara ulaştı. Çok hızlı bir şekilde artmaya devam edecek diye düşünüyorum. Mantarlar besinsel anlamda çok değerlidir. O yüzdende beyaz et olarak adandırılıyor. Ette %18 civarında bir protein var. Ama bunun %30’u sindirilebilir nitelikte ama mantarın ise %70 sindirilebilir bir özelliği var. Mantarı bizim için önemli kılmasının birçok nedeni var. Birçok hastalığa iyi geldiği, bağışık sistemini güçlendirdiğini biliyoruz” dedi

  Kayın mantarıyla ilgili bilgiyi ise Artvin eski Orman Bölge Müdürü Ömer Naci Kaya verdi. Kaya;  3 yıl önce Artvin’de mantarın “M”sinin bulunmadığı bir dönemde kayın mantarcılığını gündem taşıdığını, Artvinlilerin buna sahip çıktığını ve bugünlere kadar gelindiğine işaret ederek; “ Üç yıl önce Kayın Mantarıyla ilgili olarak bir çalışma başlattık. Sayın hocamız mantarlar hakkında genel bilgiler verdi. Kendileri mantar konusunda uzman Türkiye’de az sayıda bulunan çok değerli bilim insanından birisidir. Bu bakımdan verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ediyorum. BU salonda tanımadığım bir iki kişi ancak olur. Herkesi yakından tanıyorum. 

Üç yıl önce Türkiye’de pek bilinmeyen, Artvin’de adı bile bilinmeyen Kayın Mantarcılığının bu aşamaya gelmesinden büyük mutluk duydum. Bu salona insanlar sığamayacak kadar ilgi gösteriyorsa bu çok güzel ve başarılı bir gelişmedir. Evet, artık amatörlükten profesyonele geçme vakti gelmiştir. Artvin’in %54’ü ormanlarla kaplı…  Ormanlarımızı artık odun dışı ürünlerle değerlendirmemiz gerekiyor.

 Kayın mantarı nasıl üretilir. Dilerseniz kısaca anlatalım: Ana kütüğün kesilen yüzeyine  tahıl miseli ve kestiğiniz kütükten çıkan taze  talaş karışımı serilir.Kesilen üst kapak tekrar kütüğün üzerine bir kaç çivi ile çakılıp sabitlenir.Ek yerleri  koli bandıyla iyice sarılır.Nemli kalması için üzerine bir siyah poşet geçirilir.Poşetin üzerine toplu iğneyle 10-15 tane delik delinir.Bir ay sonra poşet çıkarılır.. 2-6 ay arasında ilk mantarlar görülmeye başlar.  Mantar üreticileri artık bir araya gelmeli. Bir tarafta üreticiler, diğer tarafta bu mantarları kurutma, soğuk hava tesisleri kurarak ihraç edecek işadamlarına da ihtiyaç olacak. Üreticilerden bu ürünleri ihracatçı bir firma dünyaya pazarlayacak. Bundan herkes kazanacak.

Bugün Artvin genelinde 10 binin üstünde Kayın Mantarı var. Sadece Artvin’de 10 bin kütükten söz ediliyor. Tam bir mantar cenneti olması gereken coğrafyada bulunuyoruz. Bir buçuk iki yılda 40 yakın mantar tespit ettik. 6 adet dünyaya endemik tür tespit ettik. Allah her şeyi insanlar için yaratmış. Artvin’de her şey var. İklimi, coğrafyası, insanı çok özel.

 Burada Kayın mantarcılığının yanı sıra birçok odun dışı ürün elde edilebilecek imkânlar var. Likapasından Ahududu’ya, Alıç’a kadar ürün yetiştirilebilir. Yeter ki birlik içinde hareket edebilin. Artvin şu an itibarıyla önemli bir aşamayı geride bırakmış görünüyor.

 Bize ne zaman ihtiyacınız olursa her zaman yanınızda olacağımızı bilmenizi istiyorum. Ben buraya geldiğimde evime geldim hissini yaşıyorum. Biz değerli hocalarımızla birlikte nu konuda araştırmalarımıza devam edeceğiz. Aklıma gelmişken, Hatalı yapılan o tüneller mantarcılık için çok ideal bir alan sunuyor. Ben dinlediğiniz ve geldiğiniz için çok teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. “dedi. Toplantı katılım nedeniyle çalıştaya dönerken, üreticilerin ve kayın mantarı üreticiliği yapmak isteyenlerin sorularının cevaplanmasının ardından program sona erdi.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com