“Akil Adamlar Şimdi Neredesiniz?”

Artvin’de 25. Dönem MHP Birinci Sıra Adayı olarak Artvin Halkı’nın karşısına çıkan Avukat Muhammed Altunal, seçimler sonrası da ülke, Artvin ve Artvin halkının sorunlarıyla yakından ilgilenmiş, sadece seçim için konuşmadığını, gerektiğinde her zaman açıklamalarda bulunarak, meselelere dikkat çekerek fikirlerini ve yaşananları dile getirmeye devam etti.

Son zamanlarda özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan terör olayları ve verilen şehitler dolayısıyla mesaj yayınlamış ve terörü lanetlerken şehitlere rahmet, ailelerine ve Türk Halkına başsağlığı dileyerek, terörün bir an önce sona ermesini istemişti.

Altunal, hiçbir zaman susmayacağını, Türk halkına düşüncelerini ve yaşananları aktaracağını belirtti.  Silvan’da 4, Siirt’te 8 vatan evladının hain ve kalleş terör saldırısıyla şehit edilmesine de sert tepki göstererek,  MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin bazı illerde sıkıyönetim uygulanması istemine destek verdi. Altunal, 45 günde 45 şehit veren Türkiye’nin bir an önce buna acil ve sert önlemler alması gerektiğini savunarak, sorumluları ve yetkilileri göreve çağırdı.

Altunal, yaptığı yazılı basın açıklamasında, bu olayların baş sorumlusunun AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu ve samimiyeti sorgulanan HDP olduğunu iddia ederek şu ifadelere yer verdi;

“Terörle Müzakerenin Geldiği Son Nokta!”

“Türkiye’de terör örgütü 2002 yılına gelindiğinde neredeyse sıfırlanmış, kıpırdayacak hali kalmamış, kendi deyimleriyle belleri kırılmıştı. O yıllarda teröristler kendi aralarında telsizlerden sürekli bunu dile getiriyordu.. Ne olduysa AKP iktidara geldikten sonra oldu.  AKP, 1984 yılından beri alışılagelmiş ve önemli tecrübeler kazanılmış olan “Terörle Mücadele” yöntemini terk ederek yerine “Terörle Müzakere” dönemi başlattı. Bunu bizzat dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan 2005 yılında başlattı.

2009 yılında açılım süreci önce “Milli Birlik v e Kardeşlik” projesi adı altında başlatılmış, bu isimler halk tarafından daha şirin anlaşılsın diye, “Demokratik Açılım” ve son olarak da halkın gönlünde taht kurmuş, sevilen, sayılan sanatçı, aydın, STK başkanları kullanılarak halkın desteğini almak için adına Akil adamlar denen, popçu, topçu ile süslenen, desteklenen bana göre magazinleştirilen bir isme ve şekle dönüştürüldü.

“Akiller Şimdi Neden Terörü Ve Teröristleri Lanetlemiyorsunuz?”

Türkiye bugün kaos ortamını yaşıyorsa başlatılan “müzakere” ve “çözüm süreci”nin eseridir. Şimdi ben bu projeyi başlatanlara, hala savunanlara ve o akil adamlara sesleniyorum;  Hani çözüm süreci barışı getiriyordu? Hani analar ağlamayacaktı? Hani bunlar demokratikti? Doğu Ve Güneydoğu’ya bu hain kalleş saldırıları yapan teröristlere, “Çözüm Sürecini” anlatın.. Bu kadar kan döküldü, analar ağlıyor. Türkiye’yi Ortadoğu’ya çevirdiniz.  Minnacık bebeler yetim kalıyor. Türkiye ağlıyor.

Neden bir taneniz çıkıp, bunları yapan teröristleri lanetlemiyorsunuz?  Gazetelerden TV haberlerinden takip ettiğimiz kadarıyla, Türk Savaş Uçakları Kandil’i ve Kuzey Irak’ı bombalıyor.. Ülkemizde cinayetler işleyen, kan döken i teröristler oralarda değil ki? Güpegündüz, şehirlerde yol kesiyor, halkın kimliklerine bakılıyor ve terör örgütünün propagandaları yapılıyor. Bu teröristlerin yüzleri de açıkça görülmesine rağmen, dikkati sınır dışında yapılan uçak bombalamalarına çevrilmek istemesi bana göre bir algı operasyonudur.

“Çözüm Sürecinin Yönetmeni  Bebek Katili Olursa!..”

 Çözüm Sürecinin yönetmeni ve akil hocası(!) bebek katili İmralı canisi olunca gelinen nokta budur. Ne yazık ki; ne söylediyse onu yaptılar. Kanunlar, düzenlemeler onun isteği doğrultusunda yapıldı. Sürekli tavizler verildi.  İşçileri Bakanı İdris Naim Şahin’den rahatsız olanlar onu görevden aldırdı. Çünkü İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin terör örgütünün şehir yapılanmasına karşı büyük bir operasyon yaptı.

Sonuç;  “Çözüm Süreci” ortaya atıldıktan sonra üzerinde en çok tartışılan ve en çok uyarı yapılan yıkım projesi oldu. Ne yazık ki; iktidar kimseyi dinlemedi.  Bu sürece engel gördüğü, paşaları, aydınları Ergenekon, balyoz iddialarıyla görevden aldı, hapse attırdı. Türkiye’de hukuk büyük yara aldı. En çok güven sarsılan kurum ne yazık ki Adalet Kurumu oldu.

“Böyle Bir Günde Haykırmayacağız, Konuşmayacağız Da Ne Zaman Konuşacağız?”

 Böyle bir günde konuşmayacağız,  halkımıza bazı gerçekleri anlatmayacağız da ne zaman konuşacağız. Bu kadar çok şehit verdiğimiz halde kimse konuşmuyor, Şehit cenazelerinde terör lanetlenemiyor. Şehit Cenazelerinin merasim şekilleri değişti. Din görevlileri art arda hiç boşluk vermeden yüksek sesle sadece tekbir getirerek teröre karşı atılacak sloganları engelliyor. Bu da son zamanlarda başlatılan bir şey oldu.

“BOP Uğruna Türkiye Dâhil Ortadoğu Yanıyor, Kanıyor!”

Ne yazık ki; Büyük Orta Doğu Projesi’nin bir parçası, bir ayağı ülkemizde yaşanıyor. Bu projeyi yapanlar Türkiye dahil 22 İslam ülkesinin sınırlarının yeniden şekilleneceğini açıkça gözlerimizin içine bakarak söylüyor. Bir BOP uğruna ne güneşler batıyor? Çanakkale, Kurtuluş Savaşlarını vermiş Türk halkı; bunun da üstesinden gelecektir.

 Son olarak; Türkiye Cumhuriyeti, Misak-i Milli Sınırlar içerisinde 78 milyon nüfusuyla, birlik ve beraberlik içinde yaşamaya devam edecek, bizi parçalatıp, bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. “Bir oğlum şehit oldu. Bir oğlum daha var,  onu da vatan için vereceğim.” Diyen bir halk bunlara asla müsaade etmeyecektir. Şehitlerimizin ruhu Şad olsun. Yaralılara acil şifalar diliyor, ülkemizin, milletimizin başı sağolsun.”