Ömer YERLİKAYA
Doların yükselen ateşi...
18.05.2018

                Doların yükselen ateÅŸi...  

Dolar Ocak 2018 den sonra dört buçuk ay için de yüzde on sekiz deÄŸer kazandı. Dolar yükselince de her ÅŸeyin tadı kaçıyor. Bir iki gün önce 4,50’yi test etti. Burada tutunur ve bunu geçerse 4,60 ve 4,70’i göreceÄŸi de yine ekonomistler tarafından dile getiriliyor. Merkez bankası doların çıkışı ile ilgili gerekli bütün önlemleri alacağız açıklamasından sonra da dolar frene bastı gibi gözüküyor. Dolar durdurulmayınca da hayat olumsuz etkileniyor. Üzerine birde hassas ramazan ayını koyarsanız ki tüketicinin daha çok harcama ihtiyacı duyduÄŸu bir aydır piyasalar daha da zamlanacak demektir. Keyfi zamlar insanlara sunulacaktır. Canı bir ÅŸeyler çeken oruçlu tüketici de parasına puluna bakmadan gördüÄŸü imrendiÄŸi her ÅŸeyi satın alma yoluna gidecektir…

Dolar artarken bizim paramız eriyor ve TL üzerinden deÄŸerler satışa sunuluyor. Yani dolar artarken TL üzerindeki deÄŸerleri elde tutamıyorsunuz. Satıldıkça da karşı taraf baskın çıkıyor ve deÄŸerini sürekli artırıyor. Eskiden başımızda dolar gibi bir belamız yoktu. Son yıllarda ve özellikle son dört beÅŸ ay için de bu denli yükseliÅŸe geçiÅŸi bütün piyasaların istikrarını bozuyor. Bazı ekonomist köÅŸe yazarları ilk üç aydaki sanayi üretiminin geçen yıla oranla artışlarından söz ediyor ve büyümeye olumlu katkılarının yansıyacağını söylüyorlar. Yani bir biçimde bardaÄŸa dolu tarafından bakılması isteniyor. Bir iyi niyet çaÄŸrısıdır. Piyasalara moral dopingidir ama hepsi bu kadar.

SokaÄŸa inip tüketiciye, çiftçiye bardaÄŸa dolu tarafından bakmasını söylediÄŸinizde tepki alıyorsunuz. Çiftçi girdi maliyetlerinin yüksekliÄŸinden ÅŸikâyetçi oluyor. Biz mazota gübreye çalışıyoruz, tarladan aldığımız ürünümüz bunları bile karşılamıyor; bardağın dolu tarafına nasıl bakalım diyor. Pazardaki tüketici de aynı durumdan ÅŸikâyetçi. Ne satın alıyorsa bir kaç hafta sonra aynı ürünü daha pahalıya satın alıyor. Kendi kazancı erirken piyasanın bu ÅŸekilde dalgalanması sürekli cebinden alıp götürüyor. Bu insanlara bardağın dolu tarafından bak demek de uygun düÅŸmüyor.

Borsa yerinde çakıldı. Dolar Euro ve altın sürekli yükseliyor. Ä°thalata dayalı bir ekonomimiz olduÄŸu için de döviz artınca her türlü ithal girdisi de artıyor. Durdurmak bu çıkışla mümkün gözükmüyor. Ä°thalat üzerine kurulan bir ekonominin yaÅŸayacağı döviz sorunu hep aynı seyri izlemiÅŸtir. Tüketici olmaktan vazgeçip üreten bir toplum olarak biçim deÄŸiÅŸtirmek gerekir. Bu tip handikaplarla mücadele etmenin en verimli yolu üretmektir. Dahası ÅŸeker fabrikalarını kapatıp dışarıdan ÅžBN satın alarak iÅŸi götürmek bir katkı saÄŸlamaz. Aksine doÄŸal üründen uzaklaşıp kimyasal katkılı saÄŸlıksız ürünlere bulaşılmış olunur.

Ä°thal ekonomisine dayanabilmek için ya doÄŸal gaz zengini bir ülke olmak gerekiyor veya petrol zengin ülke olmak gerekiyor. Bir yandan doÄŸalgazınızı, petrolünüzü satacaksınız ve karşılığında oluk gibi para akacak! Ä°ÅŸte o zaman döviz girdisi ile filan bir derdiniz olmaz. Bakınız Arabistan da bir litre su iki litre benzin demek oluyor. Yan benzin sudan ucuz fiyata gidiyor. Ülkenin dağı bayırı yok ama adamların altından iki bin motordan baÅŸlayıp yükselen hacimli lüks araçlardan geçilmiyor. Bir nedeni var akaryakıt sudan ucuz ve parasal karşılığı bir ÅŸey ifade etmiyor. Ne yazık ki bizim böyle bir ÅŸansımız yok. O zaman tek ÅŸansımız üretmektir. Hem sanayi ürünlerin de hem tarım ürünlerin de ciddi üretimler gerçekleÅŸtirmeliyiz. Hem bunu yapmıyoruz ve hem temel girdilerde dışarıya bağımlıyız iÅŸte o zaman tıkanıp kalıyoruz.

Hiç deÄŸilse tarım ürünlerini kendi topraklarımızda kendimiz üretmeliyiz. Köylerimizi sayfiye yeri olarak kullanmalıyız. Özellikle yeni nesil köyleri hafta sonları ve yaz tatillerinde sadece bir dinlenme yeri olarak görüyor. Köyler bu amaçlı kullanılıyor. Ovalarda tarım yapılmazken köyleri kullanmak kimsenin aklına gelmiyor bile. Hiç deÄŸilse komÅŸu ülkeler bir araya gelip ticaretlerini kendi paraları ile yapma yoluna gitmelidir. Aralarındaki ticaret hacimlerini artırmalı ve kendi paralarını kullanmalıdırlar. Bu yolla dövizin bir ÅŸekilde önüne geçilebilmiÅŸ olur. Yoksa döviz arttıkça paramız deÄŸer kaybediyor. Döviz cinsinden borcumuz artıyor. Döviz olarak borçlanan ÅŸirketlerin maliyetleri bir anda yükseliyor. Ya iflas ediyor veya iÅŸ yerini bırakmak durumunda kalıyor. Çok amaçlı bütün önlemlerin alınması gerekiyor.

                                                                                                                                                             Sevgi ile kalın.


Bu makale 326 kez okundu.

Yazarın Diğer Yazıları
Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com