Türkiye’nin en büyük barajının yapıldığı Yusufeli’nde, barajın su tutmasının ardından yaşanan afetler vatandaşları tedirgin ediyor.
Yeniden inşa edilen ilçede bazı tüneller çökmüş, viyadükler kaymış, duvarlar yıkılmış ve heyelanlar meydana gelmişti.
Çoruh Nehri üzerinde inşa edilen, kemer baraj sınıfında 275 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin birinci, dünyanın beşinci en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı ve HES projesinde elektrik üretimine devam ediliyor. Baraj inşaatıyla birlikte Yusufeli ilçe merkezi ile Yeniköy, Tekkale, Irmakyanı, Çeltikdüzü, Çevreli, İşhan ve Meşecik köyleri sular altında kaldı.
Yusufeli Barajı'yla birlikte neredeyse her şey yeniden inşa edildi. Sular altında kalan Yusufeli, yeni yerleşim yeri ve köyler üst bölgelere taşındı. Yollar, köprüler, viyadükler ve tüneller, barajla birlikte hizmete açıldı.
Yeni İlçe Yeni Sorunlarıyla Geldi
Barajın su tutmasının ardından yeni ilçede yaşanan sorunlar da beraberinde geldi. İlçenin tek ulaşım yolu olan tünelde çökmeler meydana geldi. Şu an kapalı olan tünel için alternatif yol yapılmıştı.
Artvin-Erzurum karayolu üzerinde Yusufeli Barajı kapsamında yapılan Şilenkar Viyadüğü'nde kayma ve çatlamalar meydana geldi. Bazı köylerin duvarları çöktü, yollar çatladı. Son olarak ise Yeniköy’de meydana gelen heyelan korkuttu. Bölge halkı halen daha evlerine giremezken, peş peşe yaşanan olayların incelenmesini istiyor.
"Psikolojik Olarak Zor Süreçten Geçtik"
Ömrünü Yusufeli’nde geçirmiş Oğuzhan Boyacı şunları söyledi: “Psikolojik olarak zor süreçten geçtik. Herkes bu acıyı tattı. Yaşadığımız hikayelerimizi, anılarımızı, birçok şeyimizi sular altında bıraktık. Anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Atamızın dedemizin kemiklerini birçoğumuz poşetlere, çuvallara koyarak taşıdık. Bu bölgede yaşayanlar halen daha bu duygusal süreci yaşıyor. Rüyalarını eski ilçede görüyorlar. Fiziken buradaysalar da ruhen aşağıdalar.
Tabii ki devletimiz dünyanın beşinci, Türkiye’nin en büyük barajını yaptı. Bir şeyleri son aşamada hızlandırdığı için bazı yanlışlar oldu. Altyapıda sorunlar yaşandı. Tartıştığımızda ve konuştuğumuzda çok güzel şeyler de ortaya çıkabilir.
Dertlerimiz çok ama devletimiz büyük, devletimize güveniyoruz. Aşağıda hiç ömründe göremeyeceği eve burada sahip olan insanlar var. Ya da aşağıda birçok imkanı varken burada sudan çıkmış balık gibi olanlar var. Örneğin benim dedem ilçenin ilk kuruluşundan itibaren esnaf, babam esnaf, ben esnafım ama yeni ilçede iş yerimiz yok. Belediyenin yaptığı iş yerlerinde kiracıyız. İlçede kartlar yeniden dağıtıldı, birileri zengin birileri fakir oldu. Dertlerimiz çok ama devletimiz büyük, devletimize güveniyoruz.”
"Burada Mutlu Değilim"
Bir başka bölge sakini Naci Çakaloğlu ise, “Sorunlar çok, hangisinden başlayalım. Eski ilçede harika bir işletmem vardı. Küçüktü ama mutluydum. Verilen iş yeri işime uygun değil, ben iş değiştirmek durumunda kaldım. Burada birçok sorunumuz var. Altyapı sorunumuz var. İçme suyu sorunumuz var. Ulaşım sorunu var. Ben şahsen hayatımdan mutlu değilim. Gitmeyi düşünüyordum ama buranın yerlisi olarak gitmeyi kendime yediremedim, keşke gitseydim.” diye konuştu.
"Ankara’da oturup proje çizersen, gelip bakmazsan bu böyle olur"
Zakir Keskin ise “Köyümüz baraj suları altında kaldığı için buraya taşındık. İlk heyelanda bizi zorunlu taşıdılar. İkincisinde ise yatak odamıza kadar taş girdi. Sürekli heyelan olduğu için evden eşyaları da çıkaramıyorum. Sürekli heyelan geldiği için eve giremiyoruz. Bizim köyde başlıca sorun yeni evlerimizin kayanın dibine yapılmış olması. Ankara’da oturup proje çizersen, gelip bakmazsan bu böyle olur.” dedi.
“Detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini düşünüyorum”
Serhat İnce, “İlk önce tünelde meydana gelen çökmelere tanık olduk. Daha sonra köprülerdeki açılmaları gördük. Çevreli, Peterek ve Çeltikdüzü köylerinden sonra Yeniköy’de meydana gelen heyelanlar yaşandı. Özellikle Yeniköy'de heyelandan sonra kayalar gelmeye devam ediyor. Tüm vadide sismik olarak çalışma yapılması gerekiyor, bütün vadide böyle bir oynama var. Yapılan yollar, tüneller, viyadükler büyük yatırımlar. Bu yatırımların çatlaklar ve çökmelerle gölgelenmesi hoş değil. Yaşananların sebebi olarak daha detaylı bir araştırma yapılması gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
|