Sular kapıya dayandı

2023-03-22 05:37:05

Sular kapıya dayandı

Yusufeli de yapımına 2013 yılında başlanan ve planlanandan 4 yıl sonra tamamlan barajın suları ilçe merkezine kadar ulaştı.

Yusufeli’nin yeni yerleşim yerinde iş yeri ve konut sahibi olamayan vatandaşlar ise başka seçenekleri olmadığı için eski yerleşim yerinde yaşamaya devam ediyor. Eski yerleşim yerinde bakkal dükkânı işleten Fatma Gül, “Su geldi, ağzımıza ve kapımıza kadar dayandı. Toz duman içinde kaldık, parke taşlarını kaldırıyorlar. Sular kesildi ve çöpleri aldırmıyorlar. Mağdur ve perişan durumdayız. Bize yukarda dükkân versinler, hak tanısınlar ki buradan gidelim. Yoksa gitmeyeceğim, burada suyun içinde boğulacağım” dedi.

Yusufeli ilçesinde yapımına 2013 yılında başlanan ve planlanandan 4 yıl sonra tamamlan barajın suları ilçe merkezine kadar ulaştı. Yusufeli'nin yeni yerleşim yerinde iş yeri ve konut sahibi olamayan vatandaşlar ise başka seçenekleri olmadığı için eski yerleşim yerinde yaşamaya devam ediyor. Eski yerleşim yerinde bakkal dükkânı işleten Fatma Gül, "Su geldi, ağzımıza ve kapımıza kadar dayandı. Toz duman içinde kaldık, parke taşlarını kaldırıyorlar. Sular kesildi ve çöpleri aldırmıyorlar. Mağdur ve perişan durumdayız. Bize yukarda dükkân versinler, hak tanısınlar ki buradan gidelim. Yoksa gitmeyeceğim, burada suyun içinde boğulacağım" dedi.

Yusufeli Barajı nedeniyle yeni yerleşim yerine taşınan ilçenin eski sanayi sitesine ulaşan baraj suları yakın zamanda ilçeyi sular altına bırakacak olmasına rağmen hala eski yerleşim yerinde yaşayan vatandaşlar yetkililere seslendi.

"ANKARA'DAKİLER İŞİTSİN, EVSİZ KALDIM"

Evsiz kalan Cevahir Demirtaş, şunları söyledi: "Doğuş şirketine evimi sattım, geldim burada, Yusufeli'nde Yavuz Genç'in evlerinden iki daire aldım. Burada, Yusufeli'nde DSİ daireleri satın alınca ben de onlara dairelerimi sattım. Sonrasında, noter huzurunda, '3'üncü katta Cevahir Demirtaş adına evin var' dediler; ama 20 gün sonra iptal ettiler. Ben de avukatıma verdim, şimdi de evsizim. Ağlamam geliyor, evsizim ve ortada kaldım. Bu sokakta bin bir çeşit insanlar vardı. Bakın, burada bakkallar vardı. Burası da Yusufeli Kasabı’ydı. Şimdi bu sokakta sadece ben varım. Bana diyorlar ki 'Niye gitmiyorsun'. Çünkü benim evim yok, gidemiyorum. Yukarıda kiralar pahalı. Yukarı çıksam nasıl geçineceğim, yine burada bir şekilde geçiniyordum. Buradan söylüyorum, Ankara'dan işitsinler. Süleyman Soylu ‘ya, İçişleri Bakanı'ma söylüyorum; benim elimden evimi aldılar. 3'üncü kat, 7 numaralı daireyi vermişlerdi, iptal ettiler. Mahkemeye verdim, iptal oldu. Şimdi ise üst mahkemeye vereceğim. Yetkililer duysun sesimizi.

"SU GELDİ, KAPIMIZA AĞZIMIZA KADAR DAYANDI"

Bakkal Fatma Gül ise "Su geldi, ağzımıza ve kapımıza kadar dayandı. Toz duman içinde kaldık, parke taşlarını kaldırıyorlar. Sular kesildi ve çöpleri aldırmıyorlar. Mağdur ve perişan durumdayız, tamam mı? Bize yukarda dükkân versinler, hak tanısınlar ki buradan gidelim. Yoksa gitmeyeceğim, burada suyun içinde boğulacağım" dedi.

"YENİ YERLEŞİM YERİNDE AHIRIM OLMADIĞI İÇİN HAYVANLARIMA MEVCUT EVİMİN ALTINDA BAKIYORUM"

Besicilik yapan Yener Özer de şöyle konuştu: "Şu an burada yaşıyoruz. Neden? Bir tek annem ve babama çıkmış ev. Biz üç haneyiz ve kardeşim evli olmasına rağmen yukarıda ev vermediler. Yukarıda da bir evde üç hane yaşama şansı yok. Şimdi kardeşimin çocukları var. Doğal olarak köyde okul yok ve köyde okutma şansımız yok. Hatta kışın köye çıkma şansımız yok, çünkü yollar kapanıyor. Hayvancılığı da dile getirmek istiyorum. Şöyle ki köyde hayvan saklama şansımda zor. Bir veteriner, köye çıkmak için bizden 2 bin lira para istiyor. Benim, hayvanım hastalanınca buraya indirme şansım yok. Orada ya dereye atacağım ya da hepsi telef olup gidecek. Bizim burada, yakınlarda hayvancılık yapmamızın sebebi bundan. Çünkü burası kırsal kesim, taşlık bölge; kışın heyelan oluyor, kar yağıyor, köye çıkma şansımız olmuyor. Bu yüzdende kışın burada saklıyoruz. Yazın zaten meramıza ve yaylamıza çıkıyoruz. Yeni yerleşim yerinde ahırımız olmadığı için mevcut olan evimizin altında hayvanlarımızı saklıyoruz."

"BARAJ ÇALIŞMASI NEDENİYLE EVİMDEKİ HASARA BİÇİLEN 7 BİN 688 TL PARA YERİNE BANA BİN 800 LİRA ÖDEDİLER"

Bilgehan Demirkıran da yaşadıklarını şöyle anlattı: "Yusufeli Tek Kale köyünde yaşayan bir vatandaşım. Bir baraj süreci yaşadık. Bu süreç, 44 tane, kamulaştırma maddelerinin bilgilendirmesi ile başladı. Biz, bu 44 maddenin mağduriyetini yaşadık. Nasıl yaşadık? Süreçte şirketlerin yapmış olduğu faaliyetlerden mağduriyet yaşadık. Örneğin benim, Türkiye'nin en büyük ikinci viyadüğü dedikleri yerde, viyadüğün hemen altında evim vardı. Şirket geldi, orada faaliyet sürdürürken arazime ve evime zarar verdi. Tarım ilçeye şikâyette bulundum ve Tarım İlçe Müdürlüğü, 7 bin 688 TL zarar verdiğine dair tutanak tuttu. Ben bu raporu kaymakamlıkta üst yazıyla dosya haline getirip şirketten talep ettim bu parayı. Şirket, bu parayı ödememek için bir sene dolandırdı beni parayı ödememek için, 'yarın gel' hikâyesiyle. Bir sene sonra Tarımla şirket arasında ne olduysa rapordaki parayı bin 800 liraya düşürdü. Bu bin 800 TL parayı bana öderken de mahkemeye verilmemesi için 'belge imza' dendi ve ödendi bu para bana. 6 bin TL para, 2021 yılında viyadük için ödenen bu para elimden alınmış oldu.”


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com