Muharrem İnce, "Bin Günde Memleket Hareketi" programı kapsamında Artvin’deydi 

Muharrem İnce, "Bin Günde Memleket Hareketi" programı kapsamında Artvin’e gelen İnce, vatandaşlarla buluştu.  Ziyaret kapsamında Artvin sokaklarında gezen İnce esnaf ve vatandaşlara sohbet etti.

Ziyaret kapsamında vatandaşlarla bir süre konuşan İnce, burada basına yaptığı açıklamada Ülkenin büyük bir yoksulluk içinde olduğunu vurgularken gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İnce yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Memleketimiz derin bir yoksulluk yaşıyor. Özellikle içinde bulunduğumuz Doğu Karadeniz bölgesi Türkiye’de açlık sınırı 2 bin 300 lirayken ne yazık ki, bu bölgede kişi baş gelir 2 bin 237 lira. Böyle bir ortamda millet açlık sınırının altında yaşarken, yalan ve cehaleti tartışıyoruz.

Hem yalancılar hem cahiller, adaları Lozan’da 1923 de ismet Paşa’nın verdiğini söyleyecek kadar, cahil ve yalancılar. Neden cahil ve yalancılar. Adaları padişah verdi, 1912 de verdi.  Lozan’ın Uşi semtinde verdi. 1912 de Atatürk daha binbaşı. Bu bir yalan, bu bir sahtekarlık cahillik. Eğer bunlar dolardan Euro’dan, betondan, imardan, ranttan zaman bulsalardı biraz kitap okusalardı. Bu cehaletleri ortaya çıkmazdı.

Bunlar dolardan Euro’dan zaman bulup biraz kitap okusalardı. Mızraklı ilmihal okusalardı. Bu kadar harama yanaşmazlardı.

14. yüzyılda İbn-i Haldun’un yazdığı Mukaddimeyi okusalardı. Devleti bu kadar kötü yönetmezlerdi. İbn-i Haldun diyor ki vergi ne kadar, az olursa o bölgede üretim daha fazla olur, devleti yönetmek daha kolay olur.  Bunlar ne mızraklı ilmihali okumuş nede mukaddimeyi okumuş. Nede nutku okumuşlar.

“Atatürk kız öğrencileri Hırstıysan yapan Koleji kapatıp konsolosu sınır dışı etmiştir”

1928 de Bursa Amerikan kolejinde Amerikalı bir öğretmen, Türk kız öğrencileri Hırstıysan yapar.  Bunun üzerine Atatürk okulu kapatır.  Konsolosu sınır dışı eder. Yıl 1928, 1239 a kadar Amerikan konsolosu yoktur. Türkiye’de papazı gönderenlere Artvin’den selam gönderiyorum. Artvin’den 1928 deki onurlu dış politikayı görün bir de şimdikileri görün. 

“Doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır”

İktidarın yancısı Sayın Bahçeli, oda kafayı doktorlara takmış. Sayın Bahçeli Doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Memleketin akıllı evlatların üzerinden elini çek. Onlar biz ölmeyelim diye ölüyorlar. Onlar çoluk, çocuğunu evde bırakıp bizi tedavi etmek için, bizi iyileştirmek için, bizi yaşatmak için, ölüyorlar. Tıp fakültesine yüksek topuklu ayakkabıyla değil yüksek puanla girilir. Tıp fakültesine yüksek topuklu ayakkabının arkasına basılarak girilmez. Tıp fakültesine yüksek puanlı sınav belgesiyle girilir. Bu memleketin akıllı çocuklarını daha fazla üzme. Eğer bir şey söylemem gerekiyorsa yanı başında desteklediğin. Atatürk’e Cumhuriyet’e, İsmet Paşa’ya her gün hakaretler yağdıran yalan söyleyen iftira atan cahil takımıyla uğraş.

“Kapalı kapılar yoktur yanlış anahtar vardır”

Umutsuz olmaya gerek yok. Umutlarımızı yeniden yeşerteceğiz. Kapalı kapı yoktur yanlış anahtar vardır. Onun için bütün kapıları yeniden açacağız umutlarımız yeniden yeşerteceğiz.

Ben yollara düştüm Şırnak’tan buraya geldim. Ben yan gelip yatamam. Geziyorum insanları dinliyorum. Ankara’da kenara çekilip emekli milletvekili maaşını alıp yan gelip yatmasını bende bilirim. Ben onu yapmayacağım. Bugün Artvin’den başladım buradan devam edeceğim. Buradan geçeceğim Muğla’ya oradan geçeceğim Edirne’ye. 81 vilayeti bitireceğim sonra büyük ilçelere sıra gelecek.  Sonra büyük köylere sıra gelecek. Bin günde Türkiye’yi karış karış gezeceğim.

“Ben Mustafa Kemal’in askeriyim”

Bir siyasetçi gezmez gezmeyince seçimden seçime geliyorsunuz der. Gelince de ne yapmaya gelirsin. Ben Partinin askeri değilim. Kimsenin askeri değilim. Ben Mustafa Kemal’in askeriyim. 16 sene milletvekilliği yaptım.  Ben öyle talimatla gezemem. Bu vatan benim. Hopa ne kadar benimse Yalova o kadar senin. Hakkâri ne kadar benimse Diyarbakır o kadar senin. Bu memleket benim. Depoyu dolduruyoruz peynir ekmek almaya da paramız var. Türkiye’yi gezmek için de kimseden emir almak zorunda değilim. Ne zaman istersem Türkiye’yi gezerim. Ne parti yönetiminden ne de Erdoğan’dan kimseden izin almak zorunda değilim.