İŞ BIRAKTILAR

Artvin Devlet Hastanesinin sağlık emekçileri sağlık sisteminin verimsiz işleyişi protesto etmek için 3 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.

Artvin’de sağlık emekçileri 14 Mart Tıp Bayramında sağlık emekçilerinin çalışma koşullarına farkındalık oluşturmak için acil servis hariç diğer birimlerde çalışan Tabip-Sen’e bağlı sağlıkçılar 3 günlüğüne iş bıraktılar. Hastane önünde Tabip-Sen adına basın açıklaması yapan Anestezi Uzmanı Fatih Altıparmak, “Hekimleri mutsuz, güvensiz ve isteksiz olan bir topluluğun kendisi de mutsuz olur” diyerek şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizde sağlık alanında birçok altyapı ve sağlık teknolojileri yatırımı yapıldı. Bugün geldiğimiz noktada ise nitelikli hekimlerimiz ve iyi bir altyapımız olmasına rağmen sistem verimsiz çalışıyor. Nasıl ki adaletin ve kanunların olmadığı yerlerde adliye binaları işe yaramaz ise, biz hekimlerin olmadığı yerlerde de koskoca binalar hiçbir işe yaramayacaktır. O binaları anlamlı kılan; içindeki hekimlerin mesleki becerileri ve özverili çalışmalarıdır. Hem hizmet veren hekimler, hem de hizmet alan vatandaşlarımız mutsuz. Özellikle kronik hastalığı olan, ileri tetkik tedavi ve araştırma gerektiren hastalar ile "gerçek" acil hastalar, sistem tarafından mağdur ediliyor. Biz hekimler, bu sıkıntıları yıllardır çekiyoruz ama artık iş tıkanma ve tükenme noktasına geldi. Hekimleri mutsuz, güvensiz ve isteksiz olan bir topluluğun kendisi de mutsuz olur.  Sağlık sistemindeki sorunların çözümü; hekimlerin üzerindeki ekonomik (özlük hakları), hukuki (malpraktis), sosyal (şiddet) baskılarının kaldırılması ile ancak mümkündür. Bu; herkesin kazanacağı bir reçetedir. Gerçek olan şu ki; gençliğimizi feda etmiş hekimler olarak; bizlerin emeğinin karşılığının, hiçbir ücret veya ömür ile ödenemeyecek olmasıdır. Hekimlerin üzerindeki baskıların kalkması da, defansif tıbbın azalmasına; bu da sağlıktaki israfın son bulmasına yol açacaktır ve sonuç itibarıyla devletimiz kazanacaktır. Hekimlerin üzerindeki baskıların kalkması vatandaşların nitelikli sağlık hizmeti almasına yol açacak ve milletimiz kazanacaktır. Salt, hastaların istek ve arzularına göre kurgulanan sağlık politikalarının; “tabip merkezli" bir anlayışla bilimsel dayanaklara göre yeniden dönüştürülmesi artık bir zorunluluktur. Hekimler olarak talebimiz nettir; güven ve huzur içerisinde mesleğimizi icra edecek, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayacak koşulların sağlanmasıdır. Hakkımızı aramak adına, bizler için çok önemli bir gün olan "14 Mart Tıbbiyeliler Günü"nü kutlamayıp; özlük haklarımızın kaybı, bir türlü çözüme kavuşmayan şiddet ve malpraktis olayları ve daha bekleyen dag gibi sorunlarımız nedeniyle -acil vb. istisna hizmetler harici-üç gün boyunca iş bırakıyoruz. Görmek istemeyen gözler görsün, işitmek istemeyen kulaklar işitsin, fark etmek istemeyen zihinler kavrasın ve uyuyan kalpler, vicdanlar uyansın diye... Feryadımız, gerçek bayramlara çağın olsun diye.”

“5 Dakikada 1 Hasta Muayene Edilmez Hasta Sadece Görünmüş Olur”

Tabip-Sen’in açıklamasından sonra konuşma yapan Kadın Doğum Uzmanı Hilal Şerifoğlu, Uzman Hekim’in kolay yetişmediğini ve bu hekimlere sahip çıkılması gerektiğini vurgulayarak, randevulu hastalara 5 dakikada bakılması durumunu eleştirdi. Şerifoğlu konuşmasında, “Ben Doktor olmak istedim ve severek bu mesleği yapıyorum. Sadece bu mesleği yapmaya devam etmek istiyoruz.  Biz bu milletin evlatlarıyız ve bu millete hizmet etmeye devam etmek istiyoruz. Bunun için sağlıklı çalışma şartları oluşturulsun istiyoruz, çok zor bir şey değil. Hastaneye birileri belinde silahıyla, bıçağı ile girip bizi Görev başındayken sağlığımızla tehdit etmesin istiyoruz, yaşamak istiyoruz ki sizleri de yaşatalım. Sağlıklı çalışma şartları diyorum. 10 dakikada bir MHRS randevusu var, randevusuz hastalar var. Aynı zamanda iki kadın doğum doktoru olarak çalışıyoruz. Nöbetler tutuyoruz, görmediğiniz perdenin arkasında gece nöbetlerine geliyoruz, gece sezaryen alıyoruz, acil ameliyat alıyoruz, sabah polikliniğe geliyoruz ve sabah 3 dakikada ve 5 dakikada bir hasta bakmaya zorlanıyoruz. 5 dakikada 1 hasta muayene edilmez hasta sadece görünmüş olur. Aslında biz sadece sizleri görüyoruz sizler doktor görüp evinize gidiyorsunuz 5 dakika içerisinde hem bebeğe hem anneye bütün tetkikleri yapıp derdini dinleyip bazen babanın da endişelerini dinlememiz gerekiyor ve bu 5 dakika içerisinde en ufak yaptığımız hata yüzünden milyonluk tazminat davalarına maruz kalıyoruz. Adalet önünde Bununla ilgili hesap vermek zorunda kalıyoruz. Biz eksik bir şey yapıyorsak, mesleğimiz kötüye kullanıyorsak tabii ki hesabını verelim ama 3 dakika 5 dakika içerisinde yaptığımız bir muayene ile yargılama ya maruz kalmak istemiyoruz. Dolayısıyla biz sistemi sağlığı için sizleri sağlıklı şartlarda muayene edebilmek istiyoruz sesimizi duyurmak için buradayız” dedi.

Kadın Doğum Uzmanı Yasin Serkan Kuruoğlu da, Mal Praktis yasasına değinerek “Bir doktor bin tane Hastaya aynı ilaçtan yazar, bir tanesinde sıkıntı olur ve bu sıkıntı olduğu zaman hasta doktora dava açabiliyor. Ama bu doktorun suçu değil. Bu olabilecek tıbbi bir komplikasyon tıbbi bir durum bunun için doktora dava açılıyor ve doktorun ömrü boyunca kazanamayacağı ücretlerin dava olarak tazminat olarak ödenmesini istiyorlar. Bu olmaması gereken bir şey. Şunu söylüyorum; biz kimseye karşı değiliz. Biz hiç kimseye hiçbir oluşuma karşı değiliz. Hele hele Kamu dairelerinde en çok hizmet etmiş olan doktorlar hiçbir şekilde devletine, halkına karşı değildir. Biz sadece yıllarca çığ gibi büyüyen olumsuz durumları naif bir şekilde anlatmaya çalıştık ama duyulmadı, duyulmadığı zaman da mecburen eylem yapmak iş bırakmak zorunda kaldık” diye konuştu.