Trabzon Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararı Rize İdare Mahkemesinde görüşüldü. Rize İdare mahkemesinde gerçekleşen duruşmaya, davaya müdahil olanların yanı sıra CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, CHP Artvin İl Başkanı Selim Bilgin, Baro Başkanı İzzet Varan, Av. Bedrettin Kalın, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan ve çok sayıda Artvinli katıldı.

Sabah saat 10.30’da başlayan duruşmaya katılmak üzere Artvin’den sabah saat 06.30’da çok katlı otopark önünden araçlar hareket etti. Bir kısım Artvinli davayı, duruşma salonu da takip ederken, salona sığmayanlar ise dışarıdan takip ettiler.

Yaklaşık iki saat süren duruşmada hakimler iki tarafı da dinledi. Duruşmanın tamamlanmasının ardından Yeşil Artvin Derneği Rize Adliyesi önünde basın açıklamasında bulundu. Artvin ve Rize’de görev yapan basın mensupların yoğun ilgisi altında gerçekleşen basın açıklamasını Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan gerçekleştirdi. Başkan Nur Neşe Karahan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Artvin Halkı olarak 20 yıldır üzerimize çöken bir kâbustan kurtulmaya çalışıyoruz. 1990´lı yılların başında Cerattepe´de başlayan madencilik faaliyetlerine karşı tepkilerin artması üzerine 1995 yılında Yeşil Artvin Derneğini kuran Artvinliler, o günden bu yana Artvin´in maden çukuru olmaması için mücadele ediyor.

1995 yılında başlayan bu mücadelenin ilk döneminde Kanadalı Cominco Madencilik şirketine karşı başarıya ulaşılmış, Cominco Madencilik 2004 yılında maden ruhsat haklarını yine Kanadalı olan İnmet Mining şirketine satmış, böylece mücadelenin 2.etabı başlamıştı.

İnmet Mining´in Artvin Bakır İşletmeleri adıyla faaliyete başlamasından sonra 2005 yılında Yeşil Artvin Derneği, Artvin Barosu ile ruhsatların iptali için dava açmış, önce Erzurum İdare Mahkemesi sonra da Rize İdare Mahkemesi açılan iki davada Artvin Halkını haklı bulmuş ve "verilen işletme izni ve ruhsatında ÇED olumlu raporunun aranması gerekirken" bunun aranmamış olmasını hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırı bularak izin ve ruhsatların iptaline karar vermiştir. Bu karar Danıştay 8. Dairesi tarafından da onaylanmış, davalıların karar düzeltme talebi de Danıştay tarafından reddedilerek 2009 yılı sonbaharında mahkemenin kararı kesinleşmiştir. İnmet Mining şirketi 2009 yılı sonunda madencilik faaliyeti konusunda Artvin Halkını ikna edemediğini kamuoyuna açıklayarak Artvin´i terk etmiş ve bu olay Dünyanın sayılı maden tekellerinden birinin bir maden sahasını terk ettiği ilk ve tek örnek olmuştur. Artvin halkının mücadelesi bir kez daha başarıya ulaşmıştır.

Ancak ne yazık ve acıdır ki, ilgili bakanlık, 17 Şubat 2012 tarihinde, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen, Cerattepe ve Genya Ruhsat alanlarını yeniden ihaleye çıkardı. Bizler, bu hayret verici karar ile 25.000 kişinin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının önemsenmediğini, kâr hırsının yaşam hakkından daha üstün tutulduğunu ve vicdanların nasır tuttuğunu anladık. Buna rağmen, 2009´da kazandığımız hukuki zaferi tekrar yaşayacağımız inancı ile hazırlıklarımızı tamamlayarak 11 Haziran 2012 tarihi itibari ile Özaltın Şirketine verilen ruhsatın iptali ve yürütmenin durdurulması için özel ve tüzel 258 kişinin taraf olduğu davamızı açtık.

Rize İdare Mahkemesinde açılan bu davada öncelikle "yürütmeyi durdurma" talebinde bulunulmuş, karar verilene kadar faaliyetin çevresel etkilerinin çok ağır olacağı da anlatılmıştı. Ancak daha önce iki kez aynı alanlarla ilgili yürütmeyi durdurma kararı veren, bununla da kalmayıp iki dosyada ruhsatların iptaline karar veren Rize İdare Mahkemesi bu kez bu talebimizin reddine karar verdi. Anlaşılması mümkün olmayan bu kararın hukuksal ve mantıklı bir sebebini bulmakta güçlük çektiğimizden bu karara karşı Trabzon Bölge idare Mahkemesine başvurduk. Trabzon Bölge İdare Mahkemesi 19.10.2012 tarihli kararı ile Rize İdare Mahkemesinin RED kararının kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Bu sevindirici ve haklı karardan sonra maden şirketlerinin Genya ve Cerattepe maden sahalarını bir daha geri gelmemek üzere terk etmelerini sağlayacak olan ruhsatların iptal davası için çalışmalarımızı daha da büyük umutlarla hızlandırdık. İşte bugün, 14 Şubat 2013´te. Rize İdare Mahkemesi’nde görülecek bu davanın duruşmasında yine hep beraberiz.

Bizler Artvin´de yaşayanlar olarak Artvin´de madenciliğe karşıyız.

Çünkü;

1-Tepemizde dinamitler patlayacak ve hep heyelan tehlikesi ile yaşamak zorunda kalacağız. 2-Havamız, suyumuz ve toprağımız sonsuza kadar kirlenmeye devam edecek. Yanı başımızdaki Murgul örneğini nasıl unutabiliriz! 3- Artvin’imizin ve artvinlilerin yarım yüzyıla yakın süredir gururu olan Kafkasör Festivali ve Boğa Güreşleri belki de bir daha yapılamayacak. 4- Bizi ve Artvin´imizi en güzel şekilde tanımlayan ormanlarımız ve eşsiz doğa güzelliğimiz yok edilecek... 5- Maden Şirketlerinin yutturmak istedikleri gibi ülke ekonomisine katkısı kesinlikle olmayacak, tam tersine aldıkları sigorta, vergi, elektrik indirimleri ve diğer teşviklerle madencilikle sağladıkları yüzde 96 kâr üzerine bir de Devletimizden para alacaklar. 6-Altın Madenciliği demek siyanür demektir ve bu siyanürün biriktiği devasa atık barajları demektir.

 

 

 

 

Tüm bu nedenlerden dolayı, yaşam alanlarımızın ve doğamızın ranta dönüştürülmesine müsaade etmeyeceğiz. Bizler, daha önce defalarca tekrar ettiğimiz gibi Artvin’imizin bir Eğitim, Kültür, Ekoturizm ve Sağlık kenti olması için çalışmalar ve yatırımlar yapılmasını istiyoruz. Bizi yılgınlığa düşürebileceklerini zannedenler bir kez daha yanıldıklarını anlayacaklar. Bu mücadele sonsuza kadar sürse de; kazananlar, çocuklarına yaşanılabilir bir dünya bırakanlar ve doğanın haklarını kutsal bilenler olacaktır. Bu duygularla bizleri yalnız bırakmayan çevre ve Artvin dostlarına teşekkür ediyor. Hepinize saygılar sunuyoruz” dedi.

Basın açıklamasının tamamlanmasının ardından çevreciler Artvin’de maden istemiyoruz diye slogan atarak sessiz bir şekilde dağıldılar.