Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın Artvin’de

2013-04-15 08:30:11

Eğitim Bir Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın Artvin’de

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, "Üye kaygısıyla, ülkemizde gelecek adına atılan önemli adıma, çözüm sürecine duyarsız kalamayız" dedi.

Artvin Öğretmen Evinde gerçekleştirilen Eğitim-Bir-Sen Artvin Şubesi İl Divan toplantısına Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın’ın yanı sıra Eğitim Bir-Sen Artvin Şube Başkanı Orhan Polat, Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Bahattin Yetim ve sendika mensupları katıldılar.

Eğitim-Bir-Sen Artvin Şube Başkanı Orhan Polat’ın yaptığı açılış konuşmasından sonra katılımcılara hitap eden Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın,  “Üye kaygısıyla, ülkemizde gelecek adına atılan önemli adıma, çözüm sürecine duyarsız kalamayız” dedi.

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, üç kıtada hüküm sürmüş bir medeniyetin sınırlarını kireçle boyanmış beyaz taşlardan ibaret sanmanın akıl tutulması olduğunu ifade ederek, “Aklımızı, ülkemizin hudutları ile sınırlamak, iç sorunlarımızda boğulmak, mirasını devraldığımız cihanşümul devlet bakiyesinin altında ezilmek demektir. Ülke olarak iç sorunlarımızı çözüp gözümüzü burnumuzun ucundan ufka doğrultmalı ve umudu biz olanların umudu da, çaresi de biz olmalıyız” dedi.

İl Divan toplantısı dolayısıyla Artvin’e gelen Ali Yalçın, eğitim çalışanlarıyla bir araya gelerek, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bütün Kazanımları Resetlemeye Bir ‘5 Nisan Kararı’ Yeter

Türkiye’de yakın geçmişi unutmanın insanları rehavete sürüklediğinin altını çizen Yalçın, “Emek ve ekmek adına önemli kazanımlara imza attık. Özlük noktasında elde ettiğimiz kazanımları kitap ve broşür halinde çalışanların dikkatine sunduk. Promosyonların tamamının çalışanlara dağıtılması dâhil Memur-Sen olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme masalarında sağladığımız ekonomik kazanımlarla birlikte altmışın üzerinde kazanım bulunmaktadır. Eğitim hizmet kolunda son toplu sözleşme masasında sendikamızca yıllardır çözüme kavuşturulamayan sorunlardan 18’i birden çözüme kavuşturulmuştur, KPDK’ya sevk edilen ve çözülmesi an meselesi olanlar ise hariç. Bütün kazanımları resetlemeye bir ‘5 Nisan kararı yeter.’ Özgürlüklerin garanti altına alınmadığı yerde özlük haklarının tek başına bir anlamı olmaz” şeklinde konuştu.

Bir Ömür Mücadele Edip Bir Gecede Kaybettiklerimizi Unutmamalıyız

Türkiye’nin, her 1,5 yıla bir hükümetin düştüğü, her 10 yılda bir darbenin yapıldığı, istikrarı arayan ülke olarak bilindiğini, emekleme dönemini atlatamayan demokrasi serüvenimizin bir sürü aymazlık ve anlamsızlıkla dolu olduğunu kaydeden Yalçın, şöyle devam etti: “Cumhuriyet tarihinde çalışanların ve emeklilerin maaşlarında en iyi iyileştirmenin yapıldığı dönemde, emek ve ekmek mücadelesi verdiği zannedilen sivil ırgatlarca cezalandırıldığımız ve ülke kaynaklarının bir avuç rantiyeye peşkeş çekildiği dönemleri gördük. 28 Şubat’ın ülkeye faturasının 381 milyar dolar olduğu açıklandı. Bu fatura; omurgasız, güdümlü, askeri vesayet altındaki ‘sivil 5’li çete’ tarafından hazırlanan ortamda ülkeye ödetildi. Bir ömür mücadele edip bir gecede kaybettiklerimizi asla unutmamalıyız.”

Kazanımların kalıcı olması ve geleceğe güvenle bakılabilmesi için özgürlüklerin teminat altına alınıp, demokrasinin korku tünelinden çıkarılmasının şart olduğunu vurgulayan Yalçın,  bunu sağlayacak olanın ise, iradesi güçlü iktidarlarla omurgalı sivil toplum örgütleri olduğunu söyledi.

Türkiye Kaybediyorsa Bizim Kazanmamızın Anlamı Olamaz

“Ülkelerin yaşadığı kriz ortamlarında geniş kitleler kaybederken, uzun vadede herkesin kaybedeceği bilindiği halde küçük odaklar geçici süreliğine kazanırlar. Kısa süreli menfaatlerden başları dönenler, milletin felaketinden kendilerine saadet devşirmenin gayretinde olurlar. Her türlü kutsalı araçsallaştıranlar çıkar. Tıpkı ülkemizde yaşananlar gibi” diyen Ali Yalçın, 30 yılı aşkın süredir terör belası ile uğraşan ülkemizde birlik ve beraberlik adına atılan sloganların bile ayrışmaya hizmet ettiğini gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:

“Kardeşimiz deyip kardeşlik hukukuna riayet etmeyen, inkâr ve asimilasyon politikaları ile etnik ayrışmayı körükleyen ulus devlet paradigmasının ülkeyi götürdüğü yeri görmemek için kör olmak gerekir. Üye kaygısıyla, ülkemizde gelecek adına atılan önemli adıma, çözüm sürecine duyarsız kalamayız. Popülizme yönelenler ve kutsalları araçsallaştıranlar gibi yapamayız. Türkiye kaybediyorsa bizim kazanmamızın bir anlamı olmaz. Çözüm sürecine destek vermeyi, ‘akil insanlar’ içerisinde yer almayı, yangına su taşımayı ihanetle eşdeğer görenlerin ihanetin ne demek olduğunu Ergenekon’a kucak açarak gösterdiğini sadece biz değil, bütün toplum yakinen bilmektedir.”

Aklımızı, Ülkemizin Hudutlarıyla Sınırlamak, Geçmişin Bakiyesi Altında Ezilmektir

Üç kıtada hüküm sürmüş bir medeniyetin sınırlarını kireçle boyanmış beyaz taşlardan ibaret sanmanın akıl tutulmasıyla eşdeğer olduğunu söyleyen Yalçın, “Aklımızı, ülkemizin hudutları ile sınırlamak, iç sorunlarımızda boğulmak, mirasını devraldığımız cihanşümul devlet bakiyesinin altında ezilmek demektir. Ülke olarak iç sorunlarımızı çözüp gözümüzü burnumuzun ucundan ufka doğrultmalı ve umudu biz olanların umudu da, çaresi de biz olmalıyız. Ümmet bilinci taşıyanlar asla ‘gemisini kurtaran kaptandır’ mantığıyla hareket edemezler. Arakan’ı, Somali’yi, Pakistan’ı, Doğu Türkistan’ı, Filistin’i, Suriye’yi gündemine almayanların, ‘yurtta sus cihanda sus’ politikasını benimseyenlerin ülke sınırlarını kireçle boyanmış beyaz taşlardan ibaret görmesi doğaldır ama ‘bir kardeşinin ayağına diken battığında onu hissetmelisin’ diyen anlayışın temsilcileri sınırlara hapsolamazlar, ümmet bilinci neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorundadırlar” diye konuştu.

Öz Vatanında Parya Muamelesi Artık Sona Eriyor

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın son olarak; “Şubat soğuğunda müstağni ve mütekebbir bir edayla millete tehdit savurup, ‘28 Şubat bin yıl sürecek’ tehdidinde bulunanların millet iradesi karşısında 15 yılda çözüldüklerini ifade eden Ali Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Dün ‘biz kaç kişiyiz’ diyenler bugün ‘birkaç kişiyiz’ diyorlar. Geride bıraktığımız 15 yılda ‘Zulüm ile abat olanın sonu berbat olur’ sözü bir kez daha haklı çıkmıştır. Millete kendi öz vatanında parya muamelesi yapılması artık sona eriyor.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi, parya muamelesinin sonlandırılmasını ve özgürlüklerin iadesini içeren sürecin en önemli aktörlerindendir. Başörtüsü, katsayı, Kur’an eğitiminin önündeki engellerin kaldırılması, Milli Güvenlik Dersi adı altında ‘biri bizi gözetliyor’ döneminin kapanması, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasının kaldırılması gibi belli başlı konularda atılmasını sağladığımız adımların devamı için uğraşıyoruz. Kamuda kılık-kıyafet ve karma eğitim dayatması da sona erecektir. Buna inanıyor ve bunun için çalışıyoruz. Bu ülkede ‘herkes eşit ama bazıları daha eşit’ dönemi kapanacaktır. Adaletin omuzdaki yıldızlarla ölçülmediği bir ülke çok uzakta değildir. Özde ve sözde vatandaş ayrımı da bitecektir. Güzel günler için katkı sunmak adına ‘ben de varım’ deyip ellerini ellerimizin üzerine koyan ve güç birliğini oluşturan bütün üyelerimize sonsuz teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi..

Toplantının devamı ise basın mensuplarına kapalı şekilde gerçekleştirildi.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com