Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan Hopa’daydı

2012-05-01 09:14:48

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan Hopa’da Verdiği Konferans’ta Yeni Anayasa Çalışmalarının Abant Platformunda Tasarlandığını Söyledi.

 Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan Hopa’ya gelerek bir dizi etkinliğe katıldı. Çölaşan Hopa’da vereceği konferans öncesi Titanik Eğlence Merkezi toplantı salonunda Artvin ve Rize İlleri ADD Şube başkanları ve Yönetim Kurulu üyeleri ile bir tanışma ve değerlendirme toplantısına katıldı. Artvin ADD Başkanı Ahmet Biber, Hopa ADD Başkanı Dr. Selahattin Gül ve Arhavi ADD Başkanı Emine Hekimoğlu’nun da katıldığı toplantıda şubelerin çalışmaları hakkında genel değerlendirmelerde bulunuldu ve bundan sonraki sürece ilişkin nelerin yapılabileceği ve bu konuda Genel merkez tarafından çizilen yol haritası üzerinde çalışmalara devam edilmesi ortak görüşüne varıldı.

Daha sonra Hopa ADD tarafından Yeni Emre Düğün salonunda organize edilen Konferansın verileceği salona geçildi. ADD Genel Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Celal Akpınarlı’nın da katıldığı konferansa Hopa CHP İlçe Başkanı Fehmi Ustabaş, Arhavi CHP İlçe Başkanı Musa Ulutaş ve Kalabalık bir izleyici grubu katıldı.

İlk olarak kürsüye çıkan Hopa ADD Başkanı Dr. Selahattin Gül yaptığı konuşmasında, “Gün yeniden Müdafaa-İ Hukuk Yeniden Kuvayı Milliye günüdür, bu önerimiz bir devletin güçlü bir şekilde ilelebet yaşaması için iki olguya ihtiyacı olduğunu ifade etmiştir. Biri devlet zora düştüğünde onu güç kullanarak savunan asker oldu, diğeri de barış zamanında devleti güçlü kılmak ve çağ uygarlığı doğruluğa taşımak için eğitim ordusudur. Bu gün Türkiye’mize baktığımızda bu iki olgununda kolu kanadı kırılmış olduğunu görüyorsunuz. Biri Ergenekon davasıyla diğeri 4+4+4’le kolu kanadı kırışılmıştır. İşte bu nedenle yeniden Müdafaa-İ Hukuk Yeniden Kuvayı Milliye zamanıdır. İkinci bir husus bağımsız olmayan bir devletin hukuku da olmaz adaleti de olmaz. İşte bunun içindir ki ölümsüz liderimiz ya bağımsızlık yada ölüm diye yola çıktı. Bu gün ne yazık ki genel anlamda bağımsızlığımız olmadığı için normal olarak siyasetimizin hukukumuzun adaletimiz ekonomik ve eğitim politikalarımızın da bağımsız olması düşünülemez. Bir oyun oynanıyor Türkiye üzerinde emperyalistler Türkiye’de ki ortaklarıyla birlikte oynuyorlar bu oyunu işte bu yüzden Müdafaa-İ Hukuk diyorum” dedi.

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, verdiği konferansta yaptığı konuşmada yeni anayasa çalışmalarının Abant Platformu ile 2. Cumhuriyetçiler diye nitelendirilen kesimler tarafından yapıldığına dikkat çekerek, bu karanlık tuzağa düşülmemesi için Atatürkçülerin ortak hareket etmesi gerektiğini söyledi. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, ülke rejimlerinin eğitimle belirlendiğini ifade ederek Çağdaş eğitimden uzaklaşan ülkelerde rejimlerinin karanlığa gittiğine dikkat çekerek, “Ülkemizde yaşanan süreç karşısında sivil toplum kuruluşlarının birbirleriyle kavga etmekten vazgeçip, Cumhuriyetin korunmasına yönelik ortak adımları atmaları gerekiyor” dedi.

Genel Başkan Tansel Çölaşan Konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Cumhuriyet ulusal egemenlikle kuruldu. Ulusal egemenlik ne demek? Ulus bizim egemenliğimiz yani bizim iktidarımız bu cumhuriyet halkın iktidarı bu cumhuriyet başkasının iktidarı değil, şimdi başkalarının çoğunluk olmayan ama kendilerini siyasi ve başka olgularda gösterenlerin oyunuyla ortaya çıkan bir egemenlik. Sunu halkı teksif etmenlerin egemenliği var. Ama ben egemenim halkı temsil ediyorum diyor halkı temsil etmiyor. Ama o kurgudaki yanlışlığı biz aşmalıyız aşacak olan gerçekten ulus kendisi kendi kendinin egemen olduğunun bilincinde olduğunuzda birey olarak hepimiz yan yana gelme iradesini önce kendimiz gösterdiğimizde inanın milyonları bulacak yüzde 50’si değil yüzde 70’i 80’i ülkeyi gerçek sahipleri bizler, egemenliği önümüze getirebiliriz.   

Bunların hepsi demokratik önünüzde oy hakkınız var kurgulanan bütün oyunları yenerek tekrar ulusal iktidarı tekrar ulusal egemenliği gerçekten ihtiyacımız olan kuruluşumuzun 89 yıl önce kurulan ulus devletimizi yeniden kura biliriz. Şimdi kurulmuş olan Cumhuriyetimizin niteliklerini hepiniz biliyorsunuz, yaşarken unuttuk” dedi.

 “Ülkenin Başına Diktatörlük Getirmeyi Planlıyorlar”

 ADD Hopa Şubesi tarafından "düzenlenen konferansta konuşan ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, hükümetin anayasanın değişmesini millet için değil kendisi için istediğini belirterek, "Bu yeni anayasayla birlikte hükümetin yapmak istediği şey ibadeti nedeniyle kimse eğitim, çalışma ve kamusal alanda zorlamaya tabi tutulamayacak. 4+4+4´ü de bu yüzden getirdiler. İlkokulun 4. sınıfının ardından ya İmam-Hatip´e ya da eve kocaya. Ya da fakir çocuklar çıraklığa. Bu değişimle Diyanet tamamen bağımsız hale gelecek ama Türkiye´deki Diyanet sadece Sünni Müslümanlar için çalışan bir kurum haline gelecek. Ayrıca bu değişimle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olmaya devam ederken, Kur´an seçmeli ders olabilecek. Bu yeni anayasayla etnik olarak ülkeyi bölmeye ve cemaatlerin eline verme amaçlanıyor. 4+4+4´le karanlık bir kuşak yetiştirmeyi böylece bölünmüş ve ayrışmış bir ülkenin başına diktatörlük getirebilmeyi amaçlıyorlar" dedi.

 “Eğitim Ulusal ve Bilimsel Olmaktan Çıkartılmak İsteniyor”

 Çölaşan, iktidarın eğitimde ki adımlarını 9 yıldır planladığına dikkat çekerek, “Siyasi iktidarın ansızın gündeme getirdiği, alelacele kanunlaştırmak için dayattığı 4+4+4 sistemi, eğitimi ulusal ve bilimsel bir konu olmaktan çıkarmakta, siyasi bir projeye dönüştürmektedir. Oysa çocuklarımız, siyasi projelere kurban edilemeyecek kadar değerlidir. 9 yıldır kadrolaşma faaliyetlerini tamamladıktan sonra iktidarın attığı bu adım ülkemizi karanlıklara itecektir. Bir oldu-bittiyle, eğitim-öğretim birliği paramparça edilerek eğitimde kesintili bir model benimsenmesinin, ilkokulun 4 yıla indirilmesinin, ortaokulun fiili meslek okuluna dönüştürülmesinin bilimsel hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Çocuklarımız, 9–10 yaşında meslek seçmeye zorlanmakta, körpe yavrularımız siyasi bir şekillendirmenin tezgâhına sokulmaktadır” şeklinde konuştu.

 “Anayasa Abant Platformunda Tasarlandı”

 Eğitimde yaşanan süreçle ilgili konuşmasının ardından yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili görüşlerini aktaran Çölaşan, yeni anayasa çalışmalarının Abant Platformu ile 2. Cumhuriyetçiler diye nitelendirilen kesimler tarafından yapıldığına dikkat çekti. Çölaşan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi; “Üzerinde çalışılan yeni anayasa ne yazık ki yerli işbirlikçilerin yardımıyla emperyalist güçler tarafından hazırlanıyor. Daha önce Başbakan yeni anayasa maddelerinin komisyon görüşmelerinde mecliste gurubu bulunan tüm partilerin oybirliğiyle kabul edilmesi durumunda ekleneceğini söylemişti. Fakat bugün yine Başbakan farklı konuşuyor. Mesela yargıda reform yaptım diye konuşarak buna karışamazsınız diyor. Şunu bugün çok açık bir yüreklilikle söylüyorum; Türkiye vahim bir durumda ve bunun suçluları bizleriz. Bizler tembelliğe alıştık. Bu iktidarı halk getirdi ama bizler halkın iş başına getirdiği bu iktidarın yanlışlarını topluma anlatamadık. Bilgi akışının olmadığı bir toplum yaratıldı. Bizler birbirimizde küserek ve yan yana gelmeyerek yarın eğitimde yapılan olumsuz değişiklikleri anlatamasak bu iktidar yarın önümüze gelecek referandumdan da kazançlı olarak çıkacak. Biz hepimiz birlikte olacağız yan yana geleceğiz. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’ye çıkarken yanında birkaç kişi vardı. Ve o dönemde de toplumda birbirleriyle yan yana gelmeyen guruplar vardı. Ama onlar Cumhuriyet için büyük Türkiye’nin inşası için yan yana gelerek emperyalistlere karşı mücadele verdiler. Bizlerde bugün sendikasından tutun derneklerine kadar tüm ulusal ve milli değerlere sahip kurumlar birlikte mücadele vermek zorundayız. Aksi halde hazırlanan anayasa ülkemizin karanlığa itilmesinde son nokta olacak. Bu nedenle ailenize, çevrenize herkese özellikle yeni eğitim sistemini anlatmamız gerekiyor. Bu yönde yapılan eylemlere destek vermemiz gerekiyor.” diye konuştu.

Yargı seçimde güvencedir. Seçim kurlu anayasada sırf bu nedenle kurulmuştur. Yüksek seçim kurulu 2004’e kadar veri tabanını kendisi denetlemiştir. Bu adam yaşıyor mu oy verecek durumda mı diye. Şimdi öyle değil. Elinizde ki seçmen kağıdıyla bir gidiyorsun bakmışsın kayıtların kaybolmuş. Eğer sen o beklenen partiden değilsen sen oy kullanamıyorsun ama bir takım yerlerde ölmüşler oy veriyor senin yerine. 70 milyonluk nüfusa sahip ülkemizde bir seçimde oy vereceklerin sayısı başka çıkıyor diğer seçimde başka. Çünkü veri tabanını İçişleri Bakanlığının emrinde ki bir kurum yapıyor. Yargının seçimi denetlemesinin nedeni budur. Bunu da değiştirdiler. Siyasi partilerde ki milletvekili senin seçtiğin değil. Seçim yasaları senin oyunu mecliste tanımıyor. Baraj senin oyunu çöpe atıyor. İl kontenjanları sana kesin temsil imkanı vermiyor. Yüksek seçim kurulu güvenliği sağlayamıyor. Biz yüzde 80-90’ın sanal bir oyun oynanıyor oylarımız üzerinde. Cumhuriyetin amaçladığı demokrasi bunun için yok. Bu sistem değişmeyecek bu yüzden anayasayı değiştiriliyor. Laiklik gidiyor demokratik yapı gidiyor. Ne geliyor yerine başkanlık sistemi ve bölünme. Neden iktidar partisinin başındaki adam tek adam diktatör mahiyetinde, 325 kişi onun emri altında ama bu yetmiyor. Cumhurbaşkanı Başbakandan daha yüksek o Cumhurbaşkanlığı mevkine çıkacak Cumhurbaşkanlığı yetkileri elinde olacak aynı zamanda meclis elinin altında olacak. Buna ek olarak devletin ulusal üniter yapısını yok ediyor. Ne gitiriyor gelecek model özgürleştirilmiş, özerkleştirilmiş yerel yönetimler. Yeni anayasada özerk yerel yönetimler sistemi getiriliyor. Bunu MİT müsteşarı PKK ile görüşmelerinde söylüyor. Ortaya çıkan ikinci tabloda demokratik hukuk devletinin yok edilmesi. Geriye sosyal devlet anlayışı kalıyor. Ama yeni anayasa sosyal devletin değil liberal sistemin savunucusu anayasası olacak. Ürettiğimiz malın bile yüzde 70 i yabancı girdi. KİT’leri sattılar elimizde avucumuzda ne varsa sattılar. Yerine yeni bir şey yapmadılar. Bu tamamen liberal ekonomi ülke açık pazar olacak ve devletçilik ortadan kalkıyor. Suriye’nin çıktığı bir savaşa girecek olursak PKK terörü ile Kürt iç savaşı çıkacak. Türkiye ortadan bölünmüş olacak. Çünkü biz artık iç ve dış politikalarımızı kendi adımıza yapmıyoruz. Küresel siyaset ABD Avrupa ne istiyorsa onu yapıyoruz. Çünkü ekonomik olarak yuları vermişiz. Biz Atatürk ilke ve inkılaplarını, tam bağımsızlığı çağdaş bir toplum için aydın insanlar yetiştirmeyi unutmuşuz. Bizim politikacılarımız egemen sınıfların yanında olmuşlar halkı unutmuşlar. Bakmışlar sermaye var sermayenin yanında olmuşlar halkı emekçiyi unutmuşlar. Bizim siyasetçilerimizi her zaman dışarıya bağımlı olan güçler finanse etmiş. Dolayısı ile ortay çıkacak anayasa ulusal devletin yıkılacağı üniter devletin yıkılacağı, ekonomimizin liberal açık pazar tüketici bir hal alıp Makedonya’dan farkımız olamayacak.2 milyon nüfusa sahip Makedonya’da nüfus genç iş yok herkes yurt dışında iş arıyor. Buna rağmen gençler mini etekli mağazalardan çıkmıyorlar. Hepsi Makedon olmaktan ulus devletçikler olmaktan çok mutlular ama her şeylerini kaybetmişler. Bu yeni emperyalizmin nüansı yeni emperyalizm 1980’ler de Türkiye’yi de içine almak suretiyle bunu yaptı. 2008 e kadar IMF’den para aldık ama o parayı da şartlı verdiler onu yapamazsın bunu yapamazsın. Şimdi bor madenlerini Amerika istiyor diye satıyoruz. Topraklarımızı yabancılara veriyoruz. Kentsel dönüşüm diye yeni zenginler yaratacak işler yapıyoruz. Tüm bunlar iktidarın içerde sermaye ortakları ile yapılıyor. Ucuz emek yapıyoruz. 3 milyon sendikacımız varmış bu sayı 700 bine düşmüş sendikasız çalışmaya zorlanıyor.

Ben Amerika’ya ve Amerikan politikalarına kızmıyorum ben Amerika’nın yanında onun her dediğini yapan yaptıklarıyla onların çıkarlarına hizmet eden kendi politikacılarıma kızarım. İktidarlarımız dış güçlerin taşeronluğunu yapıyor. Yapılacak yeni anayasa tamamen bölünme anayasasıdır. Çünkü Amerika biliyor ki bu ülkeyi bölerse bölgede ki Petrolu daha kolay alacak. İktidar bu artık hayırda diyemiyor çünkü ekonomimiz sıcak parayla yönetiliyor. Onlar piyasada dolaşan parayı çekerse ekonomimiz birden sıfırlar bu hükümette ertesi gün düşer. Sıcak parayla bizi tehdit ediyorlar ve bu parayla yatırım yaptırtmıyorlar. Amerika sıcak parayı AK Parti düşmesin diye Türkiye’de tutuyor. Ak Parti eğer derse ki ben senin dediklerini yapmıyorum anında ekonomik krizle götürürler. Ecevit’e yaptılar yüzde 42 ile gelen Ecevit’i bir gecede götürdüler. İçerde ki sanayici ile dışarıda ki sermaye bu işi yaptı. Şunu iyi bilin sanayi ve büyük sermayenin bir vatanı yok. Cebi para nerde ise ordalar. Şu anda sermaye ile cemaatlerin yan yana olması tesadüf mü? Ülkemizde sermaye ister MÜSİAD olsun ister TÜSİAT ikisi de uluslar arası sermaye ile beraber hareket ediyor. Koca Koç grubu Rusya’ya yatırım yapıyor Türkiye’ye yapamıyor. Neden yapamıyor devletten izin alamıyor. Neden ekonomik olarak dışa bağımlıyız. Ona izin verse iktidarın Amerika ile ilişkileri bozulur. Türkiye’yi geliştirecek bir yatırım yapamaz artık yuları vermişiz. Bugün beklen demokrasi yok, insan hakları yok beklenen üniter yapı yok devletçi kavramımız yok. Atatürk ilke ve inkılaplarının adı bile yok. Anayasa Mahkemesi başkanımız anayasanın ilk üç maddesi sözel olarak aynen kalabilir diyor. Diğer maddeleri değiştirip bu ilk üç maddenin altını oyduktan sonra hiç anlamı yok ki varın onları da değiştirin. Abant toplantıları bunların temelini hazırlıyor. Ortadoğu Arap dünyasında bir tane laik demokratik devlet yok. Cemaatler müthiş bir şekilde Cumhuriyet düşmanlığı yapıyor. Amerika da buna destek veriyor” diyerek Genel Başkan konuşması sonlandırdı.

Konferans sonrası Hopa ADD Şube Başkanı Dr. Selahattin Gül ve Yönetim Kurulu üyeleri Tansel Çölaşan’a verdiği konferanstan dolayı teşekkür ettiler.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com