Başkanlık Sistemi Artvin’de de Tartışmaya Açıldı!

2013-04-23 09:14:54

Başkanlık Sistemi Artvin’de de Tartışmaya Açıldı!

AK Parti Genel Merkezi ARGE Başkanlığının Türkiye genelinde düzenlediği “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” konferansı 20 Nisan 2013 Cumartesi günü Ahmet Hamdi Tanpınar Kültür Merkezi’nde saat 16.00’da gerçekleştirildi.

Konuşmacı olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez katılımcılara başkanlık sistemini anlattı. Konferansa Ak Parti Artvin İl Başkanı Erkan Balta, İl Genel Meclis Başkanı Hasan Temiz,  Yusufeli Belediye Başkanı Eyüp Aytekin, Şoförler Odası Başkanı Ahmet Alpaslan, Borçka Ak parti İlçe Başkanı Şükrü Ertürk,  Ak Parti ARGE’den Sorumlu Başkan Yardımcısı Maksut Koçak, Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Yüksel Kantar, Memur Sen Artvin Şube Başkanı Fehmi Er, Diyanet-Sen Artvin Şube Başkanı Hamdi Özder,  Ak Parti Kadın Kolları İl Başkanı Şule Özyer ve vatandaşlar katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını ARGE’den sorumlu Artvin İl Başkan Yardımcısı Maksut Koçak yaptı.  Koçak, Parlamenter sistemin Türkiye’ye çok büyük zarar verdiğini ileri sürerek, Başkanlık sisteminin artık konuşulması gerektiğini savunarak, 61 yıl Anayasasının yürürlüğe girdiği 41 yıllık sürede 2002 yılına kadar 32 farklı hükümetin kurulduğuna dikkat çekerek;

“1961 Anayasasından bu tarafa 32 farklı hükümet kurulmuştur. Her hükümetin ömrü 1,5 yıllık ortalamasıyla görev yapabilmiştir. Evet, ülkemiz ve milletimiz bugünkü içinde bulunduğu parlamenter sistemden çok çekti ve çok şeyler kaybetti. İstikrarsızlığın getirdiği ekonomik ve toplumsal krizler hep bu ülke ve bu milletin kazanımlarından zenginlediklerinden çaldı. Bu durum millet nezdinde siyaset kutrumun olan itibarı azalttığı gibi siyasi zayıflıkların oluşturduğu boşluklarda bürokratik oligarkların ve siyasetçi zihniyetlerin doldurmasının ve bunların milletin değerlerini sömürmesine yol açtı.  Bu durumda gerileyen yine ülkemiz ve milletimiz oldu.

Verilen muhtıralar, yapılan askerî darbeler sonucu ülkemizin dindiği tüm kazanımların bir anda kaybedilmesinin yanı sıra onlarca yılda ülkemizi geri götürdü. Bu ülke vatandaşının zaruri bir ihtiyacının temini edebilmek için kilometrelerce kuyrukta sıra beklemek zorunda kaldığı günleri gördü. Toplan uzunluğu üç kilometre olan Bolu Dağı Tüneli inşaatı süresince toplam 12 hükümet ve 16 Bakan değişmiştir. En son biz bunu bitiremeyeceğiz en iyisi patates deposu yapalım diye görüşler TBMM’nin resmi tutanaklarına geçmiştir. Fazla da geçmişe gitmeye gerek yok.

Bu Parlamenter sistemin bürokratik vesayet icraatlarına bakarsak 2001’deki cumhuriyet tarihinim en büyük çaptaki ekonomik krizini görürüz. Bu milletin bir gecede nasıl fakirleştiğini faizlerin bir gecede  yüzde 7 bin 500’leri nasıl bulduğunu ve milletin cebinden çalınan paranın kimlerin cebine girdiğini görürüz. Az önce belirttiklerim parlamenter sistemi bürokratik vesayetin sonuçlarından sadece bir kaçıydı. Fazla da uzatmaya gerek görmüyorum. Fakat bugün 2002’den bu yana istikrarlı bir şekilde büyüyen ve gelişen bir Türkiye var. Konuşmanın başında  erdiğim Bolu Dağı Tünelinden  bugün 2012’de temeli atılan 15 kilometrelik Türkiye’nin en uzun tüneli olması planlanan Ovit Tünelinin 3 yıl içende planlayan bir Türkiye var. Ama bunlar yeterli değil. Ülkemizin 2023 ve 2071 vizyonlarına küresel güç, bölgesel aktör hedeflerine başarıyla ulaşabilmesi için milli gelirin 2 Trilyon Dolara ulaşması için 500 milyar dolarlık ihracat için, 1 trilyon dolarlık dış ticaret hacmi için, kısacası bu 10 yıl süre içerisindeki kazanımlara gelecekte onlarca kat ekleyip hep birlikte ülkeyi uçurmak için bu sisteme ihtiyacımız var. Ve bu sistemde ancak böylesine güçlü, böylesine istikrarlı bir yönetim tarafından Türkiye kazandırılabilir diyorum. Bu düşüncelerle hepinizi bir kez daha saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum. Sağ olun var olun Allah’a emanet olun” dedi.

Ak Parti Artvin İl Başkanı Erkan Balta’da AK Parti’nin 10 yıl içerisinde belki de 100 yıllık başarıyı sığdırdığını iddia ederek:

Ak Parti 10 yılda belki de 100 yılda yapılamayacak başarılar sığdırdı.  Engeller birer birer kaldırıldı. Çözüm Sürecini anlatmak için Artvin’e gelen Fikri Işık bey  bu konuya tema seti. Bu milletin önündeki engellerin kaldırılmasından ve vesayetlerden söz etti. Siyasi, ekonomi vesayeti değişik mahfillerin olduğu ayaktaki prangaların kaldırıldığını sadece terör prangasının ortadan kaldırılması kaldığını anlattı.. Bundan da kurtulmak için siyaset sisteminin de değiştirilmesi gerekiyor. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllara baktığımızda Türkiye’nin siyasal  sisteminin  tercihinin  o dönem moda olan ulusal devlette olduğunu görüyoruz..

Daha sonrasında Parlamenter sistemde ülke içinde çeşitli güç odaklar milletin önünü tıkadı. Bu yapı içerisinde kendi görünmez iktidar yapılarını sürdürmüşlerdi. Vesayet ve prangalar değil, siyasal yapının uygun olarak yeniden yapılandırılması gerekiyor. AK parti olarak, öğrenmeye, dinlemeye, anlamaya, yeniliğe her zaman açık olduk. Bu toplantı da bunun en güzel örneği,  Ak parti Hiçbir zaman milletten gizli konuşmadı. Milletten aldığı ruhsatla bunları yaptı. Farklı partilere de kapılarını açtı. Ancak bu partiler çözüm sürecinde ve diğer konularda çözüm için bir katkıları olmuyor. Bu kapıları kapatmakla meşguller. Neden korkuyorlar bilmiyorum Demek ki kendi görüşlerinden de korkuyorlar. Biz güzel şeyler düşünüyoruz. Milletimizle konuşuyoruz” dedi.

 “Türkiye Başkanlık Sistemini Konuşuyor” konferansının konuşmacısı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, Başkanlık sistemi, Yarı başkanlık ve Parlamenter sistemleri arasındaki farkları, artıları ve eksilerini anlattı. İlk başkanlık sisteminin ABD’de 1876 yılında uygulandığını hatırlatan Hakyemez şunları anlattı:

1876 yılından sonra ilk kez sivil bir anayasa hazırlanıyor. Biz ancak 2010’da bir vesayet olmaksızın anayasayı konuşuyoruz. Bunun için birçok sorun var. Başkanlık sistemine girdiğimiz zaman bazı şeyleri önceden bilmemiz gerekir. Nitekim günümüzde bu Başkanlık sistemi ile ilgili yapılan yorumlarda eksikliği görürsünüz. Rejim meselesini tartışmam. Ben sistemi değiştirtmem.” Diyorlar. Bunlar başka bir şeydir başkanlık sistemi başka bir şeydir. Ve maalesef bunu sadece siyasetçiler yapmıyor. Hocalar ve gazeteciler de yapıyor. Acayip bir bilgi kirliliği var Bilgi, sahibi olmana fikir sahibi oluyorlar. Taraftar veya karşı olursunuz bu başka bir şey. Her ikisi de demokratik ülkelerde uygulanır. Çözün süreci var. Bu süreç şöyle sabote edilmeye çalışılıyor.  Bu bölücü sistemdir onun için karşı çıkıyoruz” diyorlar.  Parlamenter rejim Almanya’da Avusturya’da uygulanıyor. Almanya’da eyalet sistemi var onlarda parlamenter sistemindeler. Bunu bu şekilde sunarsanız yanlış olur.  Bu şekilde konuşmak siyaset ve gazetecilik ahlakına da uymuyor. Her konuda ahkâm kesen insanlardan uzak durmak gerekir. Bir TV programı oluyor, adam ekonomiden siyasetten giriyor, spordan çakıyor, bunlara aslında imreniyorum! Her konuda konuşan kişiler bilgi sahibi olmaz. 

Düşündüğümü dünya görüşümü söyleyebilirim bu başka bir şeydir.

Parlamenter Sitem:  Adam, parlamentosu olmayan rejimi tartıştırmam diyor. ABD de başkanlık sistemi var ve iki parlamentosu var. Bu dediğimden hareketle daha öğretici olur. Hükümet sistemi ve siyasi sitemi mevzuu var. Dünyada üç büyük siyasi sistem var. Demokratik, Otoriter ve totaliter.. sistem. Otoriter ve totaliter sistemler model alınacak istemler değil, baskıcıdır. Demokratik sistem bizim model olarak aldığımız sistem demokratik sistemdir. Bizde de iyi kötü  var. İnsan haklarını hukukun üstünlüğünü esas alıyor Bu ülkede  farklı versiyonlar var. Örneğin ABD demokratik sistem başkanlık İngiltere parlamenter Fransa yarı başkanlıktır.  Avrupa’da demokratik sistem parlamenter sistemlidir.

 Bunlar Hükümet sistemidir. Yasama yürütme yargı, Kuvvetler ayrılığı esasına göre düzenlenir. Bunlar birbirlerine karışmaz Yargı etkileyemezler yargı da onarı etkileyemez Yargı bağımsız ve tarafsız olması lazım. Hükümet sistemi üç organı mevzu yasama ve yürütmedir.  Üçündeki ortak nokta şu; Yargının bağımsızlığı… Yasama ve yürütmenin oluşumu görevleri ve birileriyle olan ilişkilerinde kendi alanlarında işlev görürler.

Başkanlık Sistemi;  ABD de başkanlık sistemi vardır. Hükümet sistemi başkanlık ve Parlamenter sistemi var. Daha sonra Fransa  Yarı Başkanlık sistemine geçti.  Fransa’da 1962 yılına kadar böyle bir sistem yoktu. Bizdeki gibi  parlamenter sistemi uyguluyordu. Bu tarihten sonra yarı başkanlığa geçti. Üçüncü model bu şekilde  ortaya çıktı. İster parlamenter ister, ister başkanlık veya yarım başkanlıkta hepsi hukuka uygundur. Bizde tam anlamıyla bir parlamenter sistem yoktur. Demokratik modele uygun  mudur İkisine de hayır diyoruz.  Cumhurbaşkanının sorumluluğu yok, yetkileri çok. Şu an problem yok diyeceksiniz Ahmet Necdet Sezer ile başbakan arasındaki daha geriye gidin Kenan Evren ile Özal,  Demirel ile Mesut yılmaz veya Ecevit’le yaşanan sorunlar vardı. Türkiye  Monarşiden Cumhuriyet’e yani kulluktan vatandaşlığa geçtik. Cumhurbaşkanı  Bundan sonra daha da fazla yetkiye sahip olacak.  Referandum yapıldı 2007 ‘den sonra halk seçecek. Türkiye’nin bir hükümet sistemi arayışında bir tercih yapmak zorundadır.

Parlamenter Sistem:  Yasama ve yürütmede halk bir kere oy verir.  Milletvekili seçer, sistem bir parti tek başına çoğunluğa sahip olacak mı? Yasamanın içinden bir bakanlar  kurulu çıkacak. Çoğunluğa sahip olursa istikrarlı bir dönem olacaktır. Çoğunluğun desteği olması lazım. Parlamentonun işçinden hükümet çıkar. Görev süresi kadar güvenlidir.  Parlamenter sistemde yürütmede ikinci baş cumhurbaşkanıdır.  Cumhurbaşkanı Parlamento tarafından seçilir yetkileri vardır fakat sorumlu değildir.  Oysa Hükümeti parlamentoya ve halka karşı sorumludur. Asıl  yetki hükümette. Bu sitem ilk kez İngiltere’de çıktı. İngiltere monarşidir. Krallık vardır fakat yetkileri ve  sorumluluğu yoktur.  Yetki ve sorumluluk Hükümete aittir. Model İngiltere de çıktığı için Cumhuriyette İkinci bir baş cumhurbaşkanıdır. Yani İngiltere’deki Kraldır.  Fakat Burada yetkileri varken sorumluluğu yok!.  

Peki; ister parlamentoyla ister halkın seçtiği olsun öyle oluyor Yetkileri kullanmada ısrarcı oluyor. 24 ve 61 anayasası. Mustafa Kemal İnönü ve Bayar Bunlar çok fazla yukarıda mı evet? Hükümeti yönlendiriyor mu? Evet. O zaman  2014’te ne olacak? Cumhurbaşkanını halk seçecek.  Ne diyecek hükümete? “Sen %40 ile,%35 ile geldin. Ben en az  %50 ‘nin üstünde bir oyla seçildim.  Onun için bunu bilmek lazım.. 2007’den önce parlamento seçiyordu. Güçlü yetkileri vardı sorumsuzdu. 2007’de  büyük bir kriz yaşandı. Anayasa mahkemesi de çok yanlış karar verdi 367 kararı  çok yanlıştı. Hükümet ayrı bir karar verdi. 1980’den daha zor hale geldi. Eğer 367 kişi hazır bulunmuyorsa. 1. Turu yapamamıştır. 3/2 çoğunluğu  yani 367’yi sağlayamıyorsa cumhurbaşkanını  seçemezsin. Halk referandumda  %68 ile evet dedi.  Ayak oyunları ve krizler yaşandı. 61 de darbeden hemen sonra mili komitenin başkanını Cumhurbaşkanı yapmak istediler Ali Fuat Başgil karşılarına çıktı. Bu sefer tehdit ettiler. Adaylık ve senatörlükten istifa etti.

Ordunun 1960’tan sonra ordunun politize olduğunu görüyoruz. Ordu kışlada lazım siyasette olmaması lazım. 116 tur yapıldı 80’de.  Bunları gördükten sonra halk %868 le evet dedi. Cumhurbaşkanını parlamento seçsin. Halkın seçmesi Cumhurbaşkanı. İkisi birlikte hareket edebilir mi? Yetkilerinin yanında sorumluluğu yok Parlamenter rejimde bir başka sorunda daha var. 2002’ye kadar Hep koalisyon hükümeti var. Siyasi hayata baktığımız zaman tek partili iktidarlar döneminde kalkınma olmuştur. 40’lı yıllara kadar 1932’ye kadar CHP’nin uyguladığı devletçilik politikasıdır. Çok önemli bir başarı sağlamıştır.  65-69’da Demirel hükümetleri, Özal iktidarı iki dönem AK Parti  iktidarı üç dönemdir tek parti iktidarı oldu.

Tek parti hükümeti olsun. Ülke kalkınma açısından olsun hizmetlere ihtiyacı vardır. İsveç- Norveç Almanya gibi ülke olabilmek tamam. Ama Türkiye farklı Demokratikleş ve ekonomi de kesinlikle gerilerde. Hatırlayın 1980 öncesi sağ sol partilerle koalisyon kurmuyorlardı.

Başkanlık sisteminin Farkı şudur. Halk yasama ve yürütme için bir kere oy verir. Ayrı zamanda ise yürütme için oy kullanıyor. Buradan çıkan başka sonuç yasama ve yürütme arasında güvene dayalı bir ilişki yok. Başkanlık rejimden halk yürütmeyi doğrudan belirliyor. Bu çok önemli bir yetki  Parlamenter rejiminde bu  yoktur. Yürütmede bir kişi yetkilidir. Bir kişi olması sıkıntıya neden olur mu?  başkanın siyasi  ve  cezai sorumluluğu vardır. Bakanlar var fakat bizden çok farklılar. Bizdeki bakan farklıdır. Başkanlık sisteminde bakanlar. Sekreteri gibidirler. Başkanı ikna ederse olur.   Bizde bakan imza atmazsa olmaz. Başkanlıkta ise Başkanın kanaati hukuken geçerlidir!.. Diyelim ki Artvinli bir bakan var talebiniz var çocuğunuzu işe koyacaksınız Bakın bize hayır diyebiliyor mu?  Başkanlık sisteminde bakan hayır diyebiliyor.  Halk ile iç içe olan kimdir? Popülist politika yapmaz. Sürenin sabit olması çok önemli.  Bir kere önünüzü görmenizi lazım ki ona göre program yapacaksınız 4 yıllık bir program. Şunu biliyorsunuz 4. Yılında olumlu sonuç alınacak ikinci üçüncü yılda  sonucu göreceksiniz. Arkanızda parlamento gücü yoksa göze alamazsınız. Halk sandığa gömebilir. Buradaki 4 yıllık süre daha çok dikkatli olmasını sağlar.

Parlamentonun kararı sona kadar gitmiyor. Ortalama hükümet ömrü 1 yıldan biraz fazladır. 11 koalisyon hükümeti kurulmuş. Olayın demokratikleşme sorunu var. Tek partili hükümetlerde daha rahat alırsınız.

Başkanlık rejiminde hiç sorun yok mu, Var?  Düşünelim Yasam organı olarak görev yapan parlamento. Çıkarılan kanunları kim uygulayacak Hükümet veya başkan. Başarı olursa kime yazılır. Yürütmenin hanesine yazılır.

ABD’de partiler bizim ki gibi ideolojik değil.  İki partileri var. Türkiye ’de partiler ideolojiktir. Bu sıkıntı doğurabilir. Bunun için çözüm bulmak lazım. Ak partinin bir önerisi var.  O nedir? Amerikalılar da asılında öneriliyor. 1787 yılında başkanlık sitemine geçmişlerdir. ABD’de bir enstitü var. Daha sıkı birbirine muhtaç olan durumunu oluşturmak lazım. Başkanlık sistemi ile ilgili muhtemelen şu tespiti duymuşlardır. ABD’nin dışında başarılı olamamıştır. Hepsinde de darbe olmuştur. Doğru mu? evet darbe olması doğru mu? Ondan sonra tekrar yeniden uygulanıyor. Demokraside bizden çok önderler. Başkanlık sistemi orada uygulanıyor. Ben de şunu söylüyorum.  Türkiye’de Hiç başkanlık sistemi uygulanmadı. Darbe var mı?  Var. Hangisi uygulandı Parlamento rejiminde de  birçok darbeler var. Parlamenterler sisteminde de darbe olur.  Ülkenin Kalkınmaya ihtiyacı var, işleri yürütmeye ihtiyacı var. Ne olacak da tıkanıklık giderilecek? İşte burada  Ak Parti’nin önerdiği; Seçimler eş zamanlı olacak? Yasama ve yürütme için iki farklı sandık kurulacak aynı anda oy kullanılacak. Hem yasama ve yürütmede sonuç çıkacak. Eş zamanlı fesihte var? Yasama ve yürütme birbirine muhtaç mı muhtaç Başkanlık rejiminde birkaç özellikten birisi: yürütmede neye ihtiyaç olduğunu görecek. Yasamayı dikkate almak zorunda 

Eş zamanlı Fesih… Diyelim Başkan bütçeyi istiyor. Meclis başkanın istediği bütçeyi vermiyor. Bu Kriz doğurur.  Başkan Hiç düşünmez. O zaman eş zamanlı fesih Böyle tıkanıklıkta başkan parlamento seçimlerinin yenilmesini ister. Aynı zamda kendi seçimlerini de isteyecek.  Böylece darbeye gitmiyorsunuz halka gidiyorsunuz. Halk kimden yana tavır koyacak. Halk bir irade ortaya koymuştur. Sorunu çözer mi çözer.

1980 senesinde sağ ve sol bir arya gelemiyordu. 99’da kurdular kötü mü? Oldu? Gayet de iyi oldu. Peki Sebebi neydi? DSP Liderinin eşi  MHP için ağır ifadeler kullandı. Yine de koalisyona hükümeti kuruldu.  Eğer kurmasalardı tekrar Seçime gideceklerdi. Gidemediler. Halk bunları sandığa gömecekti.  Bunu da göze alamadılar..

Birkaç şey daha: başkanlık sistemi demek eyalet sisimi gelmesi emek değildir arkadaşlar. Başkanlık sisteminde üniter devlet yapısı olabilir. Yani başkanlık eşittir eyalet aynı şey değil. Başkanlıkta eyalet zorunlu değildir. Zaten Başkanlık rejiminde eyalet sisteminden dolayı çift meclis vardır. Oda kötü bir şey değildir. Senatoda tabii senatörler vardı.

Başkanlık sisteminde Yürütme eşittir başkandır. Başkan sorumsuz değildir. Siyasi Sorumluluğu var.. AK Parti’nin önerisi de var. Türk Tipi Başkanlık sisteminde yargı yolu açıktır.  Yani başkan Başkan kral değildir. Bir diğer özellik daha var. Milletvekilleri parlatmadan daha özerktir.  Parlamenter sistemde Vekillerin teklif ettiği tasarılar mı, yoksa hükümetin tasarıları mı kanunlaşıyor? Parlamenter sistemdeki başbakan başkanlık rejiminden daha çok yetkilidir. Hem hükümeti Hem de yasama ve yürütmeyi yönlendiriyor.  Başkanlık sisteminde kanun önerisi gelmeyecek. Bu bir rejim değişikliği falan değildir. Yine kuvvetler ayrılığı var. Demokratik sistem var. Örneğin ABD’de vali var. Bizdeki vali ile bir  tek isim benzerliği var, Oradaki vali eyaletin valisi hükümet başkanıdır. Bizdeki. İlin başındaki kişidir. Hükümetin temsilcisidirler. Hükûmetin ataması ile göreve gelebilir.” dedi.

Soru Cevap bölümünde ise katılımcılardan biri neden Saygı duruşu ve İstiklal Marşıyla böylesine önemli bir söyleşiye başlanmadığını sordu. Cevabı ise Ak Parti Artvin İl Başkanı Erkan Balta verdi.  “Siyaset Akademisinde saygı duruşu ve istiklal marşının okunduğunu, bundan dolayı unutulmuş olabileceğini söyledi. 2007 referandumunda cumhurbaşkanını halk seçecek dendi orada üç madde dışında birçok maddede referanduma sunuldu.

Gelen sorular arasında. Türkiye’nin kültürel, demokratik ve bürokratik olarak hazır olup olmadığı, Ak Parti’nin 11 yıldır iktidarda olduğu, neden Başkanlık sistemi istediği? Başkanlık ve üniter yapı bir arada olabileceği söylemine karşılık Başbakanın TV programlarında eyaletlerden korkulmaması ve Osmanlı’daki eyaleti örnek verdiği, bu kapsamda eş zamanlı olarak birçok gelişmenin yaşandığı TC’nin kaldırılması, eyalet sisteminin konuşulması, Akil adamların devreye girmesi gibi gelişmelerin sorulduğu konferans yaklaşık 2 saat sürdü.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com