Artvin Valisi Necmettin Kalkan “Artvin Eğitimde Başarılı Olacaktır”

2013-05-04 08:31:06

Artvin Valisi Necmettin Kalkan  “Artvin Eğitimde Başarılı Olacaktır”

Vali Necmettin Kalkan, görev yaptığı dönem içerisindeki ilk röportajını Gazeteci Tolga Gül’e verdi. Artvin’e Vali olduktan sonra ilk düşüncelerinden, göreve başladığı ilk günlerde yaptığı ilk icraatlara, eğitim konusunda Artvin’in sıkıntılarından, Artvin’in ulaşım yollarına, baraj yatırımlarından HES’lere, Maden mitinginden Yusufeli’nin yeni yerleşim yerine kadar bir çok konuya açıklık getiren Vali Necmettin Kalkan, Gazeteci Tolga Gül ile Vali Konağında keyifli bir röportaja imza atarken, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gülşen Çınar’da hazır bulundu. Bu röportajda Vali Kalkan ile Gazeteci Gül adeta Artvin’i masaya yatırdı. Röportajı Tolga Gül’ün kendi kaleminden sohbet tarzından yayınlıyoruz.

Vali Necmettin Kalkan ile 30 Nisan 2013 Cumartesi gününe sözleştik. Muhabirimiz Adem Güngör ile birlikte Vali Konağı’na gecikmeli bir şekilde ulaştık. Sıcak ve güneşli bir hava eşliğinde Valimiz Necmettin Kalkan bizi konağın bahçesinde hazırlattığı kahvaltı sofrası eşliğinde karşıladı. Kahvaltı’da Basın ve Halkla İlişkiler Müdürümüz Gülşen Çınar’da hazır bulunuyordu. Öncelikle istedik ki kahvaltı yapalım. Vali konağının şehrin içerisinde olması sebebiyle çevre binalardaki vatandaşlarımız Valimizin komşuları olması sebebiyle bizleri dikkatle izliyorlardı. Meraklı bakışlar arasında Artvin’in yöresel yemek ve tatlı türlerinin eşliğinde kahvaltımızı yaptık. Bişi, kuymak, silor falan derken karnımızı doyurduk. Valimizin genelde Artvin mutfağını beğendiğini ve gelen konuklarına da Artvin mutfağının eşsiz lezzetlerini ikram ettiğini öğrendik. Bundan mutluluk duydum. Zira Valimizin ilimizi tanıtmanın en önemli yollardan birinin konukların midesinden geçtiğini görerek ilimiz mutfağının o eşsiz lezzetlerini ikram etmesi gurur kaynağımız oluyordu. Kendisine gösterdiği bu hassasiyet için teşekkür ettik. Kahvaltı masasını bir kenara bırakarak çayımızı bahçenin üstü kapalı olmayan bölümünde içmeye başladık. Zaman da geçiyordu, bu vesile ile zamanı iyi kullanma adına sohbetimize hemen başladık. Ben, Valimizle gerçekleştireceğim röportajımızı iki farklı şekilde gerçekleştireceğimi açıkladım. Birincisi Valimizin özel hayatı idi. Çocukluğu, gençliğindeki hedefleri, okuduğu yılları, ailesi ile olan diyaloğu, kaymakamlığa başlangıcı ve Artvin’de göreve başlaması. Bu bölümlerin Artvin’e atandığını ilk öğrendiği ana kadar olan bölümünü ilimizin en aktüel dergisi olan 08 Artvin dergisinde yayınlayacağımı söyledim. Öyle de yapıyoruz. İkinci bölümde ise Artvin’i ve Artvin’in sorunlarını masaya yatıracağımı ifade ettim. İşte şimdi de Valimiz ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajı siz değerli okurlarımız ile paylaşmanın sevincini yaşıyoruz. İlimizin en önemli haber kuruluşlarından biri olmamız sebebiyle sorumluluğumuzu da biliyorduk. Bu yüzden sorularımızı hassas olarak tespit ettik. Sorulmayan hiçbir konu kalmasın diye düşünürken yaklaşık 4 saat süren bir sohbetimiz oldu. Daha fazla da uzatmak istemediğimiz içinde nokta değil belki virgül koyarak röportajımıza son verdik.

“Artvin’e Vali olarak atandığımı ilk duyduğumda büyük bir sorumluluk hissettim”

Valimiz Necmettin Kalkan ile sohbetimiz özel hayatı bölümünü tamamladıktan sonra da sürüyordu. Yavaş yavaş artık Artvin’i konuşmaya başlamalıydık. Bu nedenden dolayı ben Valimize öncelikle ilimize atandığında hissettiği duyguları sordum. Atandıktan sonra ilin sorunlarını tespit edip etmediğini ve Artvin’i daha önceden tanıyıp tanımadığını sordum. Valimiz ise cevap olarak ili daha önce tanıdığını ve ilk atandığı haberini aldığı an büyük bir sorumluluk duyduğunu söyledi. İşte Vali Kalkan’ın o an hissettikleri ve atandıktan sonra ki ilk başlangıç anları.

“Artvin benim bildiğim bir kentti. Pazar kaymakamlığım sırasında birkaç kez gelip gittiğim bir kentti. Eski Valilerinizden Selahattin Akyurt eski Pazar Kaymakamıydı, dolayısıyla ona bir hayırlı olsun ziyaretine gelmiştim. Sonrasından müfettiş arkadaşlarımın Artvin’e teftişleri dolayısıyla geldiklerinde ve kaymakam arkadaşlarımın burada görev yaptıkları dönemlerde onları ziyaret maksadıyla birkaç kez gelip gitmiştim ama günün birinde Artvin’e Vali olacağım hiç aklıma gelmemişti. Açıklandığında ne hissettim? Ciddi bir sorumluluk hissettim. Bunun özelikle altını çizeyim; gerçekten Artvin Türkiye’nin önemli kentlerinden bir tanesidir. Burada 176 bin nüfusa bakarak ya burası küçük bir kentmiş gibi algılamak yanlış. Artvin isminin Türkiye kamuoyunda olumlu bir yeri var, algısı çok daha iyi. Çok daha yüksek. Birazda bulunduğu konuma bağlı. Serhat kent olmasına bağlı, bizim Kafkaslara açılan kapımız burası. Türkiye’nin en önemli sınır kapılarından birisi. Burada bu kentte yetişmiş, bu kentte doğmuş ama dışarıda okumuş, ülke siyasetine, ekonomisine, sanatına katkı vermiş insanlar var. Bütün bunlar Artvin olgusunu iyi bir düzeyde tutuyor; dolayısıyla ilk açıklandığında ilk duygumda Artvin olması bende ciddi bir sorumluluk duygusunu da beraberinde getirdi.

Vali olarak atandığımda Nihat Gökyiğit’in beni kaymakamlık makamında ziyaret etmesi sorumluluğumu arttırmıştı

İnternetten araştırdım kent ile ilgili bütün bilgilere aşağı yukarı internet vasıtasıyla ulaşmak mümkün hemen başlıyorsunuz tabi Artvin nedir ne değildir. Başta valilik internet sitesi olmakla birlikte bütün yazılı ve görsel medyayı taradım.  Gelmeden önceki o 21 günlük süreyi dışarıda Artvin’i tanımakla geçirdim. Bu arada Artvinlilerden ziyaretlerde başladı tabi. İlk ziyaret edenlerden bir tanesi hiç unutmuyorum Sayın Nihat Gökyiğit’di. Kalktı geldi ve beni Sancaktepe Kaymakamlığı’nda ziyaret etti. Bu ziyaret beni çok memnun etti. Sayın Gökyiğit, çok beyefendi bir insan, çok alçak gönüllü. Onun yaşındaki bir insanın kalkıp kaymakamlık ofisine kadar gelip tanışmak istemesi, tanışmayı arzulaması ileri dönük projelerini anlatmak istemesi o yaştaki heyecanını görmek benim içinde ayrı bir motivasyon oldu. Bunun yanı sıra İstanbul’da ki Artvinliler Dernek ve Vakıf temsilcileri gelip gitmeye başladılar. Artvinli iş adamları gelip gitmeye başladılar. Dolayısıyla ben buraya gelmeden önce bir parça Artvin’i tanımıştım.”

Vali Necmettin Kalkan’ın ilk atandığı dönemki ilimizin belki de ön önemli konusu hiç kuşku yok ki eğitimdi. Eğitim alanında ilimizde işler yolunda gitmiyordu. Vali Kalkan’da Vali olarak atandığı dönemde ilk araştırmalarında bu sıkıntıyı tespit etmiş. Göreve başlar başlamazda ilk konusu da eğitim olmuş. Bu yönde önemli çalışmalarda bulunmak ve sorunu tespit ederek doğru projeleri ortaya koymak istemiş. Eğitimi sorduğumda ise Valimiz şu cevabı verdi:

Artvin’de ücretsiz öğretmen sayısı yok denecek kadar azdır

“Doğrudur ilimizin en önemli sorunlarından biri eğitimdi. Bu ilin ileri gelenlerinin beni ziyaret ettiklerinde sürekli olarak hedefi ortaya koyarken Artvin’in bir eğitim kenti, bir turizm kenti olması gerektiği argüman olarak belirtiliyordu. Bende göreve başlamadan önce eğitim noktasında ki sorunları tespit etmeye çalıştım. Tabi ki üniversite sınavlarındaki derecemiz çok önemseniyordu. Belki çok fazla kimse bilmiyor ama üniversite sınavlarında son sıralarda değiliz. Örneğin geçtiğimiz yıl yerleştirmede yirmi dokuzuncu sıradayız. Bu yıl üniversite sınavlarını ilk basamak sonuçlarını ben aldım. Bu yıl ilk basamakta da kesinlikle son sıralarda değiliz. YGS 1’de 2’de ve diğerlerinde genelde 60’lardayız. 2011’de TM’de son sıralarda idik. Şimdi son sıralarda değiliz. İlk olarak öğretmen ihtiyacını gidererek ilimizde ki okullarda boş geçen ders bırakmadık. Atanan öğretmenlerle birlikte ilimizde vekil öğretmen sayısını yok denecek rakamlara getirdik. Ben koordinasyon kurul toplantısında Artvin’de ücretsiz öğretmen açığı yok şeklinde bir açıklama da bulunmuştum. Bunun üzerine sendika bir açıklama yaparak “Vali’ye yanlış rakamlar verildi.”demişlerdi. Ben o günlerde kamuoyunda cevap vermedim, spekülasyonlar olmasın diye. Bugün siz sordunuz diye söyleyeyim. Ben o günde aynı noktadaydım, bugünde aynı noktadayım. İlimizde ücretli öğretmen açığı yok denecek durumdadır. Ücretsiz öğretmenlerin sayısının yüksek olmasına karşın benim yanlış açıklamada bulunduğum ifade edildi. Ben bugün bile iddia ediyorum. İlimizde vekil öğretmen sayısı yok denecek kadar azdır. Sendikanın açıklama yaptığı gün itibariyle söylüyorum. İlimizde ücretsiz öğretmen sayısı 17’idi. Bugün tam olarak bilemiyorum rakamı ancak bu rakamın çok fazla değiştiğini düşünmüyorum. Kadrosu boş olduğu için 17 ücretli öğretmen var. Asıl olan budur. Kaç kadronuz var kaçı boş. Bizim 17 boş kadromuz var ve 17 boş kadroya denk gelecek şekilde 17 adet ücretli öğretmen çalıştırıyoruz. Merkez dahil Artvin’in 8 ilçesi var. 17’yi 8’e böldüğünüz zaman ilçe başına iki öğretmen düşer. Konuşmaya bile değecek rakam değildir ve benimde o gün söylediğimi bire bir teyit eder. Hemen hemen ücretli öğretmen çalıştırmayan illerden bir tanesiyiz. Diğer illerle kıyas bile kabullenemez. Bu kadar az ücretli öğretmen çalıştırıyorsanız bu kentte ücretsiz öğretmen çalıştırıyorsunuz, denemez yani. Bu birinci nokta. Evet bunun dışında çalıştırdığımız ücretli öğretmenler var. Bu 17 ücretsiz öğretmen dışında yanılmıyorsam o gün ki rakam itibariyle söylüyorum 43 tane, tekrar söylüyorum açıklamanın yapıldığı gün itibariyle söylüyorum; çünkü hareketlilik var. 43 tanede ilave çalıştırdığımız ücretli öğretmen var. Bu 43 tane çalıştırdığımız ücretli öğretmen kimdir. Kadrosu var, öğretmeni var ancak öğretmen askere gitmiş. Doğum iznine çıkmış yada hastalanarak rapor almış. Biz bunların yerine dersler boş geçmesin diye ücretsiz öğretmen görevlendirmişiz. Şimdi siz buna, “Efendim ücretsiz öğretmen çalıştırıyorsunuz”, diyemezsiniz. Eğer boş değil ise ders boş geçmiyor ise kadrosu vardır, bir nedenle öğretmeni yoktur ancak onun yerini siz doldurmuşsunuz demektir. Buna siz ücretsiz öğretmen çalıştırıyorsunuz diyemezsiniz. Ücretsiz öğretmen çalıştırıyorsunuz dediğiniz şey o 17 rakamıdır. Ben izne gittiysem benim yerime elbette biri vekalet edecek. Birisi vekalet ediyor diye nerede aslı diyemezsiniz. Biri elbette vekalet edecektir. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın Artvin’e atadığı öğretmen sayısındaki artışı gösterir. Diğer illere nazaran ilimize ciddi anlamda ücretli öğretmen sayısı artmıştır. Kadrolu öğretmenle kadrolu olmayan öğretmenle verdiğiniz eğitim bir değil. Eğitimin kalitesi birincisi buradan başlıyor. İkincisi fiziki anlamda yapılması gereken şeyler var. Artvin’in hem ilköğretimde, hem orta öğretimde öğrenci başına düşen derslik sayısı Türkiye Ortalamasının çok çok altında. Milli Eğitim Bakanlığı’nın hedefi 30 kişilik sınıflarda tekli eğitimdir. Bugün biz Artvin’de 24-25 kişilik sınıflarda tekli eğitim yapıyoruz. İlköğretimde ilimizde ortalama öğrenci sayısı sınıf başına 23-24, orta öğretimde ise 25-26 civarında. Yani Türkiye ortalamasının çok çok altındadır. 

Artvin’in eğitimde başarılı bir il olması için projelerimizi uygulamaya koyduk ve doğru yolda olduğumuzu görüyorum

Şimdi eğitimin bir çok ayağı var. Fiziki boyutu var, öğretmen konusu var. Öğrenci boyutu var. Veli boyutu var, dershane boyutu var falan. eğitim de öyle çok Mutlak surette Artvin’in eğitimdeki en büyük eksikliği hiç kuşku yok ki hem fiziki yetersizlik hemde eğitim kadrosundaki yetersizlikti. Benim göreve başlamam ile birlikte Milli Eğitim Müdürümüz de göreve başlamıştı. Öncelikle bu sorunun varlığını kabul ettik. Ardından da sorunu doğru tespit ederek nasıl çözeceğimizi düşündük. Fiziki eksikliği giderebilmek için projeler ürettik. Bunun yanı sıra da okul eksikliklerimiz vardı. Anadolu liselerinin eksikliği ve mesleki liselerin fazlalığı da üniversite sınavlarındaki başarıyı düşürüyordu. Ayrıca eğitimde kalite düşüklüğünün de giderilmesi gerekiyordu. Öğretmen ihtiyacı da vardı. Evet doğru projeleri ortaya koymaya çalıştık. Sayın Müdürüm Mustafa Yanmaz bu konuda büyük gayret gösterdi. Eğitimde kalitenin arttırılması yönünde Milli Eğitim Müdürlüğü’nün verimliliğini arttırdı. Okullarımızın birbirleriyle yarışır hale gelmesi ilimiz adına önemli bir artı olmuştur. Eğer biz bu yıl Fen Lisesi’ni Arhavi de açabilirsek inanıyorum ki sahilde ki çocuklarımız Arhavi, Borçka, Hopa’da ki çocuklarımız kendi ilçelerinde ki Fen Liseleri’ne gideceklerdir. Rize ve yakın bölgelerde ki çocuklarımızda Arhavi Fen Lisesi’ne geleceklerdir. Bu bizim eğitimimizi de olumlu etkileyecektir diye düşünüyorum. Sorunu doğru tespit edip kalıcı bir çözüm üretmek istiyorsak belki Üniversite ile geniş kapsamlı bir sempozyum yapmakta fayda var.

“Green Park’ın yapacağı otelin iptali beni üzmüştür”

Eğitim konusunda valimiz ile uzun uzun konuştuk. Bir kısmını buraya yazdık. Sıra turizme gelmişti. Ben Vali beye; “Siz Turizme de bir neşter vurmaya çalıştınız. Alt yapı dediniz, hizmet sektörü dediniz ve bu alanda otelleşmenin çok önemli olduğunu düşünerek gelir gelmez Artvin Merkezde 5 yıldızlı bir otel projesi ortaya koydunuz ve bunun yapımını için girişimleriniz oldu ama sonuçta başarısız oldu. Bununla ilgili gönlünüzde bir kırgınlık var mı? Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan vaz mı geçtiniz?”şeklinde bir soru sordum. Valimiz ise bana cevap verirken, Green Park otelin kuruluşunun önüne engel çıkmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Valimiz turizm ile ilgili duygularını şu şekilde anlattı:

Rize’de ki o restoranlardan bir tanesi keşke Artvin’de olsa.

“Artvin için birinci başlık eğitim ikinci başlık turizm dedik. Turizminde bir ayağı ulaşım bir ayağı konaklama diğer ayağı da tanıtım. Konaklama ayağı önemli ayaklardan bir tanesi. Benim bu kente misafirim geldiği zaman ne kalabileceği bir mekan gösterebiliyorum nede koluna girip götürebileceğim bir restoran görebiliyorum. Rize’de ki o restoranlardan bir tanesi keşke Artvin’de olsa. O standartlarda, görselliğiyle,  hizmet sunumuyla bir mekân olmalı ki insan gönül rahatlığıyla dışarıdan gelen bir misafiri götürebilsin. Çeşitli organizasyonlar oluyor Ordu’da DOKAP toplantısına gittim. Orda arkadaşlara dedim ki önümüzdeki toplantıyı Artvin’de yapalım. Ben düşünüyorum Artvin’de bu konuklarıma nerde yemek ikram edebilirim. DSİ’ ye her defasında gitmeniz kentten uzaklaşmanız demek. O insanların bu kentte vakit geçirmesiyle DSİ’ de vakit geçirmesi farklı şeyler. Geçen Acara Başbakanı geldi DSİ’de ağırlamak zorunda kaldık. Bu yüzden iyi bir restoran olmasını arzu ediyorum konaklama da bunun bir parçası. Eğer o konaklamayı gerçekleştirmiş olsaydık o restoranda içinde olacaktı. Evet, başarısız bir durum. Ne mazeret söylerseniz söyleyin hiçbir mazeret başarının yerini tutmuyor. Sonuçta bir oteli Green Park grubunu burada göremedik. Sermaye güven istiyor. Sermaye ürkektir. Güvenli bulduğu yere gider. Yatırım yaptığı yerde de kısa sürede amorti etmeye çalışır. Adil beyi buraya davet ettik. Hukukumuz vardı. Hem hemşerimiz hem de Kocaeli Vali yardımcılığı dönemimde Kartepe Projesinde birlikte çalışmıştık. Sayın Topbaş’a da sözü vardı Taksim Oteli’nden dolayı. Bütün bunları kullanarak arkadaşımızı buraya davet ettik. 2 gün burada kaldı. 2 gün önemli bir zaman dilimidir. Bu zaman dilimi içerisinde biz niye bu arkadaşa burada otel yapması gerektiğini anlatamadık. Adil Bey’e burada otel yapmak için deli olmak lazım sende delisin dedim. Ama her risk fırsattır. İlk olmanın fırsatları vardır. O fırsatı iyi değerlendirirseniz yatırımınızı kısa sürede amorti edebilirsiniz de, dedim. Artvin’deki oteli yılın 12 ayı çalışabilecek bir konsepte oluşturmak gerekiyordu. O konsepti oluşturamazsanız burada yatırım yapmak istemezsiniz. Yılın 5 ayı çalışıp sonra kapalı kalan otel kimsenin işine yaramaz. Biz o arkadaşımıza dedik ki size Çoruh vadisi güzergâhında size vereceğimiz arsa Karadeniz’den başlayıp Ani Harabelerine giden tur şirketlerinin güzergahında ki bir nokta olarak değerlendirilebilecek bir yerdir. Rize’den çıktıktan sonra bu güzergahta konaklayabileceğiniz marka bir yer yok, dedim. Tur operatörleriyle konuşursanız burayı pazarlayabiliriz dedim. İkincisi bu bölgede birçok baraj inşaatı, HES inşaatı ve yol inşaatı var. Bu şirketlerin mühendisleri, yönetim kurulu başkanları geliyor. Kalacak yer arıyorlar bulamadıkları için ya şirket şantiyelerinde kalıyorlar yada Trabzon’a gidip orda kalıyorlar. Burası Üniversitenin hemen yanında dedik. Üniversite her geçen gün büyüyor. Sempozyumlar, kongreler oluyor akademisyenlerin kalacağı yer yok. Bunlarla birlikte çalışacaksınız. Burasını Merkez kabul edersiniz turlar düzenlersiniz. Şavşat turları olur, Borçka turları olur, Hatila, Kafkasör turları olur burası merkez kabul edilir, götürür getirisiniz, dedim.

Kafkasör’ü belirli zamanlarda kullanılan alan durumundan çıkarmalısınız

Daha ötesini söyledi. Mersivan’da ki kayak merkezinin daha profesyonel bir el tarafından işletilmesine bir ihtiyaç var. Bugün Plandöken’i bakanlık özelleştirmeye çıkarıyor. Atabarı Kayak Merkezinin profesyonel bir işletmeye ihtiyacı var. Biz Kafkasörü sadece belli amaçlarla belli aylarda kullanıyoruz. Burasını futbol kulüplerinin kamp yapabileceği bir yere çevirebiliriz. Size burada birkaç futbol sahası büyüklüğünde yer verip buraları futbol kulüplerine kamp yeri olarak verebilirsiniz. Tüm bunları bu konsept içerisinde hazırlayacak kendi tanıtımını kendi yapacak bir markanın gelmesi için zemin hazırladık. Arkadaş bize şu kadar yer tahsil ederseniz ben bu işte varım dedi. Tüm imar plan tadilatlarını yaptık. İmar plan tadilatları da belediye meclisinden geçti. Orası turizm alanı olarak da tescil edildi. Turizm bakanlığına gönderdik. Bugün Kafkasör turizm koruma ve gelişim bölgesi için 250 yataklı bir otel için Turizm Bakanlığı bir ihaleye çıktı. Burası içinde ihaleye çıkacaktı. Belediyeden emsal sordular. Ne kadar emsal veriyorsunuz biz ona göre burayı ihale edeceğiz dediler. Belediye meclisi çoğunluk kararıyla yoğunluk artırıcı imar düzenlemesi veremeyiz. Kimseye sınırsız imar veremeyiz gerekçesiyle reddetti.

Green Park konusunda halen geç kalınmış değil

Biraz evvel sözün başında söyledim sermaye ürkektir. Kırıldınız mı evet kırıldım çünkü o benim 5 aylık bir emeğimdi. Bu emeğimin karşılığı olarak gönül isterdi ki bu gün orda inşaat başlamış olsun. Ama bu Green Park gurubu olmaya bilirdi bakanlık bunu ihaleye çıkartırdı Ahmet olurdu, Mehmet olurdu sonuçta ihaleye o talipti. Ben birine ön ayak oldum buyur gel ben burada sana ön ayak olayım sonuçta bir markanın gelmesini faydası bulunmaktadır. Yine geç kalınmış değil arkadaşları çağırdık o gün dedim ki bunu oy birliğiyle reddettiniz ama orda güzel bir otele başlattınız eski otogarın yerinde güzel bir otelin inşaatını başlattınız gidin gerekirse proje tadilatlarınız yapın bir otel zinciriyle görüşün deyin ki istediğiniz tadilatı yapmaya hazırız sizin konseptinizle yapalım yada beraber yapalım ya yapalım işletin ama bir markayı getirin dedim. Marka bir değerdir. Üzülmedim vazgeçmedim ama zamanını bekliyorum. Kafkasör’de 250 yataklık bir otel ihalesi çıktı ama talip olmadı.”

“Artvin için en önemli ulaşım yol ağı Artvin- Erzurum aksıdır”

Tabi ki sadece eğitim ve turizmi konuşmadık. Daha onlarca konuyu daha masaya yatırdık. Bunlardan biri de ilimizin ulaşım yolları konusuydu. Valimiz ulaşım yollarının standartlarının düşüklüğü ve bu yolların standartlarının yükseltilmesi için düşündüklerini benimle paylaştı.

“Artvin’in ulaşımı olarak ana akışını uluslararası karayolu standardında tutmasında fayda var; ana akışlarından bahsediyorum. Tali yollarla uğraşılmasını yanlış buluyorum. bu coğrafyada fazla yol açılması doğru değil. Toprakla arazide oynanması doğru değil; gelişi güzel açılan yollar heyelanları tetikliyor. Bakımını zorlaştırıyor, işletmesini zorlaştırıyor, ana aksı iyi belirlemek lazım ve o ana aksı belirledikten sonra uluslar arası standartlara açık tutmak lazım. Ana aks nedir? Bu kent için söyleyeyim Erzurum’u Karadeniz’e bağlayan güzergahtır. Çünkü Erzurum uluslar arası karayolu güzergahındadır. İran’a açılan yoldur. Ortadoğu’ya açılan yoldur. Uluslararası yoldur. Siz bu yolu Artvin üzerinden Karadeniz’e bağlarsanız bir çok şey kendiliğinden gelecektir. Bakın geçmişte kamyoncular bu yol için ne diyorlardı? Kaloriferli yol diyorlardı. Çünkü bu yol kışın kar buz tutmuyordu. Bu gün biz bu imkanı yakalamış durumdayız. Cankurtaran tüneliyle Ovit’i saymazsanız Türkiye’nin en büyük tünelini yapıyoruz. 7 bin 600 metre delindi bitti inşallah son baharla beraber gideceğiz iki tüneli kavuşturacağız.  Yusufeli barajı dolayısıyla önce Deriner barajı sonra Artvin barajı sonra Yusufeli barajı dolayısıyla deklarasyon yolları yapıldı, yapılıyor. Şuan ulaşıma açılmış 38 -40 kilometre güzergah var bu devam edip gidecek her ne kadar yer yer hata olsa da bir iki tünelde var tünel dönüşlerinde hata olsa bile giderilir bu ülke bunu giderebilecek güce sahip ama biz aynı kararlılıkla bu yolu Erzurum’a bağlamak lazım. Onun için ben sadece Artvin değil Erzurum’la yaptığımız görüşmelerde bu uzun dere geçidi pirin kayalar geçidi dediğimiz bölgeye de tünel istiyor onu da takip ediyoruz. Erzurum’da onu yatırım programına teklif etti orada bir tünelle geçilirse o zaman bahsettiğim İran trafiği uluslararası trafik Karadeniz’e Artvin üzerinden inecektir.

Bu ilin yollarının yeniden kaloriferli yol olması gerekiyor

Bu yoldaki lastik tamircisine yarayacak restorana yarayacaktır. Çoğaltın siz bunları, turizmine yansıyacaktır. Dolayısıyla bizim asil derdimiz çabamız bana göre Erzurum güzergahıdır. Bu şu demek değildir biz Sahara’ya bakmayalım Ardahan’ı da Artvin’e bağlamayalım demek değildir. O doğrultuda bir çalışma yürütülsün ama asıl güzergahımız güney aksımız Erzurum üzeri olması gerekiyordur diye düşünüyorum.  Borçka’nın bu aşırı virajlarına düzeltirseniz, Yusufeli güzergahındaki tünellerin birkaç tanesinin giriş çıkışında düzenleme yaparsanız sanıyorum standartları yakalamış olursunuz. Tabi ki Şehir merkezine yeni bir giriş gerekmektedir. Şavşat, Ardanuç’u Ardahan’a bağlamalısınız. Sahara’ya tünel yapmalısınız. Camili’ye tünel yapmalısınız. Mutlaka ancak asıl güzergahınızın bu olması gerekiyor. Şuanda bu konuyla ilgili Artvin Milletvekilimiz İsrafil Kışla beyin özel gayretleri var. Fıstıklı köyü güzergahından Artvin’e bir yeni yol getirilmesi biraz daha üst kotlardan, Yeni mahalleye olur, yada cezaevine olur. Şuan bunun projelendirilme çalışması var. Bunun yanı sıra Şavşat, Ardanuç yollarının Yusufeli güzergahına bağlanması noktasında projelendirilme çalışmaları var. Bu anlamda Sayın Vekilin çalışmalarını olumlu değerlendiriyorum. Bizlerde sürece katkı sağlıyoruz. Ancak asıl noktanın özellikle Tortum Barajı’nın bulunduğu alana bir tünel yaparak o virajların ortadan kaldırılması konusu olduğuna inanıyorum. Bu yönde çalışmalar gerçekleştirilmeli. Bu güzergah çözülürse bence Artvin geçmişindeki kaloriferli yollara yeniden kavuşmuş olur.

“Maden konusunda halkın bilgilendirilmesi gerekiyor”

Cerattepe’deki maden çalışmaları ile ilgili olarak bir soru sorduk. Henüz miting gün gelmemişti, biz valimiz ile röportaj yaparken. Vali bey mitingin ilimize yakışır biçimde sonuçlanmasını dilediğini söyledi. Bu konuda da valilik olarak bütün tedbirlerini aldıklarını ifade etti. Sanıyorum miting valimizi memnun etti. Gerçekten güzel bir miting oldu. Demokratik haklarını kullanan Artvinliler, ilimize yakışır bir tepki ortaya koymuşlardı. Biz valimizle bir de Cerattepe’deki maden çalışmalarını değerlendirdik. Valimiz kısaca konuyla ilgili düşüncelerini aktardı.

“Henüz hukuku süreçler tamamlanmamış bu gün hukuki süreçler tamamlanmadan şimdiden varsayımlarla hareketlere dayanarak şöyle yaparız böyle yaparız doğru bir yaklaşım tarzı olmaz; beklemek lazım. Hukuku süreçler tamamlanmadı. Ama burada asıl olan haklın bilgilendirilmesidir. ÇED toplantılarında bunun içindir ama maalesef ÇED toplantıları hem HES projeleri hem maden projelerinde maalesef bir takım marjinal gurupların provokasyonu sonucu bilgilendirme toplantısı olmaktan çıkıyor. Yapılanmayan toplantılara dönüyor, halkta doğru bilgilendirilmiyor.

Kurallarına uyduktan sonra yan yana gelmez değimiz şeyler gelebiliyor. Bütün mesele tekniğine uygun iş yapmak bir başkasını rahatsız edecek imalat ve icraatta bulunmamak. Bizde bu sanki yan yana olmaz gibi duran şeyler ama birazda bu özensizlikten korkulduğu için düşünüyorum. İşte özensiz davranacaklardır gelişi güzel ağaç keseceklerdir. Gelişi güzel kazacaklardır havuzlarını doğru düzgün yapmayacaklardır. İçme suyumuza bir şey karışacaktır. Sağlıklı bir içme suyuna kavuşamayacağız gibi kaygılardır. Yada kafamızı kaldırdığımızda bu ağaçlar olmayacak,bu orman olmayacak, Artvin’i zaten güzel yapan bu doğasıdır buda olmayacak. Bu endişelerdir. Mevzuatımızda var taş ocakları maden ocaklar işi bittikten sonra ağaçlandırılacaktır, deniliyor. Bu yapılan protokollerde de var ama yapılan farklı olunca halk haklı olarak endişeleniyor. Bütün mesele şu: Biz koruma kullanma dengesini ayarlayamıyoruz. Eğer koruma kullanma dengesini ayarlasak niye olmasın? Batıda bu dengeyi yapıyorlar. Japonya’da yapmışlar, Avrupa’da yapmışlar, bizde neden olması ama bütün mesele bizim buna inanmayışımız, inanmayışımızın altında kötü örneklerin oluşudur.

12 yıl boyunca 12 yıl 9 ay yol açma kapama yapılmış bu ilde

Artvin’de baraj inşaatları başladığından bu güne Borçka barajıyla başlayan serüven Deriner’le devam eden şimdi ise Artvin ve Yusufeli barajı ile de devam edecek olan serüven Artvin’e yetirince külfet yüklemiş durumda. Artvinli yeterince bu konuda fedakarlık yapmış, yapmaya da devam ediyor. Nedir bu fedakârlık derseniz, geçenlerde İl Trafik Komisyonu kararlarını çıkartırdım. Geriye doğru bu kentte ne kadar yol açma kapama saatleri uygulanmış, İl Trafik Komisyonu ne kadar yol açma kapama saatlerine karar vermiştir. Çıkarttırdım saatlerini bu kentte 2001 yılına kadar gidebildi arkadaşlar 2002 yılının başına kadar gidebilirdik. 12 yıl 9 ay boyunca yol açma kapama saatleri uygulamışız halen daha uygulamaya devam ediyoruz. Şimdi siz bir kent düşünün ve bu kentte 12 yıl 9 ay boyunca yol açma kapama saatleri diye bir kavram var. Bu programın sizin hayatınıza yansıması ne demektir. Siz istediğiniz zaman Şavşat’a gidemezsiniz, siz istediğiniz zaman Yusufeli’ne gidemezsiniz, Ardanuç’a gidemezsiniz. Hastanız varsa istediğiniz saatte getiremezsiniz yani bir anlamda seyahat özgürlüğünüz bir manada kısıtlanmıştır. Bu niçin böyle? Ülkenin hangi menfaati var. Enerji ihtiyacı, Çoruh vadisi bu iş için en uygun vadilerden bir tanesi hoş güzel ülkenin ihtiyacı karşılanacak ama Artvinlinin de bu noktada ihtiyaçları karşılanması gerekmiyor mu? Bununda karşılanması gerekiyor. Bunu ben bir çok ortamda yüksek sesle ifade ettim, etmeye de devam ediyorum.Yani bu Artvinlinin en doğal hakkıdır.  Nedir bu derseniz bunlardan bir tanesi de sizin de söylediğiniz elbette bu bölgedeki çalışan firmalar işçisinden tutunda alımına kadar bu bölgeden yapmasında. Elbette fayda var. Oranlara baktığım zaman Doğuş İnşaat için söyleyeyim yüzde 69-70 civarında bölgeden işçi çalıştırıyor. Bölge dışından bir miktar Erzurum’dan, Trabzon’dan gelip çalışanlar var tabi nitelikli mühendis bölümünü saymasak önemli bir kısmı Artvin il ve ilçelerinden çalışıyorlar. Alımlarını da Doğuş için söyleyeyim yada en azıdan Artvin barajı özelinden söyleyeyim, alımlarının önemli bir kısmını Yusufeli ilçesinden sağlıyorlar. Yeterli mi? Bende söylüyorum yeterli değil. Barajın çimentosunu daha yeni Artvinliler taşımaya başladı. Bunun Yusufeli barajıyla da devam etmesini arzuluyorum. Orada üç buçuk milyon metreküp çimento kullanılacak bunun taşımasını Artvinliler yapacak. Artvinlilere iş versinler sizde biliyorsunuz işte temel atma töreninde bakanlarımızda vardı. Söylediler oradaki firmanın temsilcilerine, alımlarınızı bu bölgeden yapın, işçilerinizi bu bölgeden yapın, yüzde 70 rakamını da koydular hatta. Bize düşen şudur yereldeki yöneticilere STK’lara mahalli idarelere düşen şudur: Biz bunları yüksek sesle dillendireceğiz onlara gidip ısrar edeceğiz. Madem bu bölgede iş yapıyorsunuz, dolayısıyla bu bölgenin insanını çalıştırın, bu bölgenin ekmeğini tüketin bu bölgeye kaynak ayırın ki hiç değilse bu insanlar katlanmış oldukları bu fedakârlıkların karşılığını alsınlar. Fazla bir şey istemiyorlar. Bana sorarsanız gönlümden geçen şudur: Elektriği keşke belli bir miktarda indirimli ucuz alabilsin Artvin halkı. Bakın biz Mersivan’ın elektriğini bu yıl götürebildik süreci siz biliyorsunuz.

Baraj Firmaları Artvin’e Bir Eser Bıraksın İstiyorum

Bana işi düşen firmaları zorluyorum kimi gönüllü oluyor kimi zorluyoruz keşke burada her baraj yapan firma burada bir eser bıraksaydı. Doğuş bu mantıkla bize geldi. Bizde o mantıkla Artvin barajını yapıyorsunuz bari Artvin’in eğitimine bir katkınız olsun. Biz sizden bir okul istiyoruz, dedik yöneticilerine. Yönetim kurulu üyeleri kalktı geldi enerji kurulu başkanı kalktı geldi inşaat kurulu başkanı geldi makamımda görüştük, kendileriyle protokol imzaladık. Yer teslimini yaptık o bahsettiğimiz o eğitim kampüsünü 24 derslikli Anadolu Kız Melek ve Teknik Lisesini yapacaklar. Keşke her firma böyle eser bıraktırabilseydik. İşte geçen gün bir firmaya Devlet Hastanesi’nin 300 Bin TL’lik bir tıbbı cihaz alınarak hibe edilmesi konusu. Arama kurtarma aracı bu firmalardan bir tanesi hibe etti.

Muratlı Bölgesi hudut kapısı çalışmaları yapılıyor

Valimiz ile sohbetimiz Sarp Sınır Kapısı ve Muratlı Sınır Kapısı’nın açılması konularıyla devam etti. Valimiz bu konuda da net ifadeler kullanarak Sarp Sınır Kapısı ile bu ilin neden ikinci bir sınır kapısına ihtiyaç duyduğunu anlattı.

“Kafkaslara açılan en önemli ayağımız Sarp Sınır Kapısı. Ulaşıma açıldığı, trafiğe açıldığı 1980 yılların başından bu güne kadar her geçen gün araç ve yolcu trafiği devam ediyor. Alan 36 dönümlük bir alan, alan büyümüyor, büyütme şansınız yok. Dağla deniz arasına sıkılmış sarp bir bölge. Giren çıkan artıyor, mal trafiği artıyor, ticaret hacmi artıyor. Geçen 700 milyon dolar civarındaydı. 10 Aralık 2011tarihinde başlayan kimlikle geçiş uygulamasında yaya girişi arttı. O tarihten bu yana 5 milyon 600 bin kişi geçti. Araç giriş çıkışı bir milyon 70 binleri buldu. Dolayısıyla o kapı uzun dönemde hele hele Türkiye’nin 2023 hedefleri 500 milyar dolarlık ihracat hedefleri içerisine bakıldığında ihtiyaca cevap vermeyeceği belli. Kapının büyütülme imkanı varsa büyütülecek yoksa yeni bir kapı açılaması gündemde. Muratlı kapısı zaten bu amaçla gündeme getirdik, geçtiğimiz günlerde Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayatı Yazıcı geldi, bölgede incelemelerde bulundu. İki ülke arasında anlaşma varılan resmi gazetede yayınlandı. 30 Aralık 2012 tarihli yanlış hatırlamıyorsam Muratlı noktası Hudut kapısı olarak belirlendi.

Bundan sonraki yapılacak iş oradaki gümrük binalarının inşa edilmesi, yolların yapılmasına yönelik işlemler bizim şu an takip ettiğimi konular bunlar.  Bu arada aynı çalışmanın bir benzerini Sarp Kara Hudut Kapısı’nda da yapıyoruz. Oradaki askeri alanda gümrüklü sahaya dahil edilmesi bağlamında köyün içerisi taşınması gibi bir çalışma yürütüyor.”

Vali Necmettin Kalkan ile Gazeteci Tolga Gül’ün röportajının ilk bölümünü bu sayımızda yayınladık. İkinci ve son bölümünü ise bir başka sayıda yayınlayacağız.

 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com