CHP Gençlik Kollarından Muhteşem Anma Etkinliği

2013-05-09 08:20:55

CHP Gençlik Kollarından Muhteşem Anma Etkinliği

CHP Gençlik Kolları tarafından, bundan 41 yıl önce emperyalizmle mücadele ve bağımsızlık uğruna darağacına giden üç genç Deniz, Yusuf ve Hüseyin için anma etkinliği düzenlendi.

Eski İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş’in de bulunduğu anma gecesine CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, CHP eski Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu, 15. Dönem Milletvekili Şadi Erdem de yer aldı.

Anma dolayısıyla ilk konuşmayı CHP Merkez İlçe Başkanı Cüneyt Öztürk yaptı. Öztürk, konuşmasında Türkiye’nin emperyalist ülkeler tarafından sömürülmesine, tam bağımsızlığına karşı yapılan haksızlıklara ve girişimlere karşı durdukları için bu üç gencin idam edildiğini belirterek, Deniz Gezmiş’in yazdığı son mektubu okuyarak başladı.

“Baba,

Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum. Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara´da 1969´da ölen arkadaşım Taylan Özgür´ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul´a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

Oğlun Deniz Gezmiş”

Cüneyt Öztürk mektubu okuduktan sonra yaptığı konuşmasında;“Evet,  konuşmama Deniz Gezmiş’in yazmış olduğu son mektubunu sizlerle paylaşarak başlıyorum. 6 Mayıs 1972’de bağımsızlık uğruna darağacında kızıl karanfile dönüşen o üç fidan bu ülkede başı dik dolaşmanın, onurluğun, erdemliğin ve yiğitliğin sembolü oldular. Kısacık yaşamlarına çok büyük işler sığdırdılar. Halkın ve ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutup, gelecek nesillere iyi yarınlar bırakmak için bu onurlu mücadeleyi kendilerine bir amaç edindiler ve bu amaçlarına ulaşmak için Türkiye siyasetinden hiçbir beklenti içine girmeyerek yüreklerinde yaşattıkları tarihsel bir geleneğe yani Kuva-i Milliye geleneğine dayanarak mücadelelerini sürdürdüler. Ülkemiz emperyalizmin kollarında iken Deniz Gezmiş’in halka yapmış olduğu açıklamayı bir kez daha söylemek ve bir kez daha düşünmek gerekiyor… Ne diyordu Deniz o günlerde? “Büyük Türk Milleti: Atatürk için toplanalım. Mustafa Kemal’in Kurtuluş idealini yaşatmak için, Mustafa Kemal Devrimlerine saldıran karanlık güçlere “Dur” demek için, tam bağımsız gerçekten demokratik bir Türkiye için, Gazi Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım. Yaşsın yarının bağımsız Türkiye’si için mücadelemiz.

 Gün Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında yer alma günüdür. Bir ve beraber olma günüdür, mücadele günüdür. Ülke paramparça edilmeye çalışılırken Atatürk ve devrimlerine tahammül edilemezken, kamu kurum ve kuruluşlarımız bir bir yabancılaştırılırken, madenleri işgal edilirken, T.C. yani Türkiye Cumhuriyeti ismi silinmeye çalışılırken ve birileri gaflet ve dalalet içinde iken; ayağa kalkmalı. Bütün bu olumsuzlukları seyretmek, sessiz kalmak ve hiç bir şey olmuyormuş gibi evde oturmak vatan hainliğidir!..

Korkmadan, yılmadan ve yorulmadan mücadele edeceğiz. Kuva-i Milliye ruhu ile mücadele edeceğiz. Evet, fırtınalı günler geçiriyoruz. Ancak; unutmayacağız ki; fırtınalarda kökleri zayıf olan ağaçlar kırılıp savrulurken, kökleri sağlam ve uzun olan ağalar fırtına sonrasında güneşli ve güzel günler görürler. Eğer birbirimizi iyi anlarsak, Eğer birbirimizi gerçekten seversek, Eğer birbirimize yürekten sarılırsak o güneşli günler yakındır. Çünkü; bizim köklerimiz darağacında kızıl karanfil ve dönüşen Deniz, Yusuf ve Hüseyin’e uzanıyor. Bizim köklerimiz; Erdal İnönülere, Bülent Ecevitlere İsmet Paşalara, Fevzi Çakmaklara uzanıyor. Bizim köklerimiz sarı saçlı mavi gözlü dev adam Mustafa kemal Atatürklere uzanıyor” dedi.

Merkez İlçe Başkanı Öztürk’ün ardından konuşan Mehmet Çetin Can ise konuşmasında; “12 Mart faşist cuntasıyla yok edilmeye ve unutturulmaya çalışılan onurlu insanların ve mücadelenin katledilişinin, bu sene 41. yılı... Hâlâ onlar ve onların mücadeleleri, bağımsızlık savaşları herkesin dilinde. Onlar direnişin, devrimin ve sosyalizmin sloganlarıyla sonsuzluğa yürüdüler. Siyasal düzenin halkın güvenini kazanamadığı ölçüde, Denizler de halk tarafından benimsenmiştir. Aradan geçen 41 yıla rağmen ne unutturulabilmişler, ne olumsuz bir örnek haline getirilebilmişler, ne de ulusal kurtuluş davalarından koparılarak "eşkıya" haline sokulabilmişlerdir. Halkın gözünde tek ve devrimci bir gençlik görüntüsü Denizler ile vardır.

Devrimci gençlik hareketi o dönemde ne istediğini açıkça belirtmişti: Emperyalistlerin baskısından kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye. Yani "tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye". Bu devrimciler, bu fikirleri savunmaktan ve mücadele etmekten başka bir şeyle suçlanmadıklarına göre, idam fetvası verilen de bağımsız Türkiye özlemidir.

Atatürk´ün yolundan yürümeyen siyasal partilerin hegemonyası giderek güçlendi. Görülmedik derecede gerici yönetimler altında Türkiye büyük karışıklıklara sürüklendi. Aydınlarımızın birer birer katledilmesine göz yuman, destek çıkan, kışkırtan iktidarlar, batıya verdikleri tavizleri gericilere verdikleri tavizlerle koruyabildiler. Halkın üstünde büyük bir baskı ve korku rejimi oluşturdular.

Buraya kadar! Cumhuriyet Halk Partili biz gençler söz veriyoruz ki; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan´ın huzurunda aydınlık geleceğe onlara yakışır bir şekilde hep beraber yürüyeceğiz. Sloganımız Atatürk´ten Denize Tam Bağımsız Türkiye´dir. Bu cunta´yı kırıp haramilerin saltanatını yıkacağız.” ifadelerine yer verdi.

Merkez İlçe Başkanı Cüneyt Öztürk CHP Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Çetin Can ve üyelerine teşekkür etti.

Konuşmaların ardından CHP Gençlik Kolları sahneye kurdukları darağacında 41 yıl önce yapılan idamı ve son konuşmaları canlandırdılar. Şiirlerin okunması ve müziğin ardından anma programı sona erdi.

 

 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com