Artvin Alperen Ocaklarından E-Muhtırasıyla İlgili Basın Açıklaması

2012-05-03 08:44:38

Alperen Ocakları Artvin İş Başkanlığı 27 Nisan E- Muhtırası hakkında basın açıklamasında bulunarak önemli konulara değindiler.  

Alperen Ocakları Eğitim Ve Kültür Vakfı Artvin İl Başkanı M. Burak soysal yaptığın yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi, 27 Nisan E-Muhtırasına Yazıcıoğlunun Tepkisi Neydi.  Muhsin Yazıcıoğlu 28 Şubat sürecin de olduğu gibi e-muhtırada da ilk tepkiyi vermişti. 27 Nisan 2007 e-muhtırasına; 28 Şubat sürecindeki gibi ilk tepkiyi BBP’ nin resmi sitesinden Muhsin Yazıcıoğlu vermişti.

Yayınlanan bildiride şu ifadelere yer verildi; “Seçiminin resmen başladığı 27 Nisan 2007 gününün geç saatlerinde Genel Kurmay Başkanlığı adına yayımlanan Bildiri ve muhtemel siyasî sonuçları hakkında aşağıdaki görüşleri milletimiz ve kamuoyuyla paylaşmayı millî bir görev ve sorumluluk sayıyoruz.

1- Mevcut AKP Hükûmetinin ülkeyi huzur ve istikrar içerisinde yönetebilecek ehliyet, liyakat, dirayet ve cesaretten yoksun olduğu bir kere daha açıkça ortaya çıkmıştır.

2- Dört buçuk yıllık iktidarı boyunca millî dâvâ ve meselelerde hiç bir ciddî hassasiyet ve titizlik göstermeyerek ve hattâ Türk vatanında Türk kimliğini red ve inkâr etme gayretlerine cür’et ve cesaret vererek millî varlığımızı zaafa düşürmekten çekinmeyen mevcut AKP iktidarı tarih ve millet önünde ağır bir mes’uliyet  yüklenmiştir.

3- Cumhurbaşkanlığı seçimi münasebetiyle bir kez daha anlaşılmıştır ki, AKP iktidarı AB’nin, bazıları açıkça millî bağımsızlık, beka ve menfaatlerimizi tehdit eden talepleri doğrultusunda bu güne kadarki 9 reform paketini peş peşe çıkartmakta büyük bir el çabukluğu sergilerken; Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandırılması gibi gerçek demokrasinin önünü açacak veya yolsuzlukların üzerine gitmek gibi kamu vicdanını rahatlatacak yeni bir reform paketini hiç bir şekilde gündeme getirmemiş, ne zaman ki muhalefet partilerinden birinin 27 Nisan’daki Meclis oturumuna katılıp katılmaması söz konusu olunca, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından böyle bir reform paketi açacağı vaadini aynı gün kamuoyuna açıklamıştır. Bu tavır samimiyet ve dürüstlükten uzak ve gayri ahlâkî bir siyasî rüşvetçilikten başka bir şey değildir.

4- Ne var ki, iktidar ve hükûmet kanadının bütün bu olumsuz ve yetersizliklerinin hiç biri demokrasi ve hukuk sürecine müdahale etmeyi meşrû ve haklı kılmaya yetmez. Genel Kurmay Başkanlığı adına yayımlanan Bildiri, Türk demokrasisi ve hukuk devletine karşı açık bir muhtıra ve müdahaledir. Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin hükmî şahsiyeti ve Türk ordusunun maddî-manevî varlığına milletçe duyduğumuz tarihî ve kültürel saygıya rağmen bu müdahaleyi hoş görmeye imkân yoktur.

5- Söz konusu Bildiri’nin üslûp ve muhtevasına gelince, öncelikle Türk Milletinin sıradan bir ferdi olarak da BBP olarak da derin bir üzüntü ve kaygı taşıdığımızın bilinmesini isteriz.

Bildirinin üslûp ve muhtevası, Türk Milletinin bizim gibi, hayatları boyunca “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” şartını baş tacı etmiş bütün fertlerinin millî ve manevî vicdanlarında derin bir yara açmıştır. Zira; Türk askerinin başına çuval geçirilirken bile, Güney sınırlarımızın bitişiğinde millî varlığımıza hasım bir siyasî ve askerî güç, gözlerimizin önünde adım adım büyütülüp karşımıza çıkarılırken bile; Türkiye Cumhuriyeti global güçlerin Büyük Ortadoğu Projesi’ne, milletin iradesi hilâfına mevcut AKP iktidarı tarafından açıkça angaje edilirken bile, AB’ye üyelik süreci adına Mustafa Kemal Atatürk’ün en az laik cumhuriyet ilkesi kadar mühim ve belki ondan da öncelikli mirası olan tam bağımsızlık, millî ve üniter devlet yapısı ilkeleri sistemli bir şekilde yok edilirken bile, Kıbrıs gibi millî namusumuz haline gelmiş bir davada AKP iktidarının başından beri her türlü taviz verilirken bile, millî iktisadî varlıklarımız uluslar arası sermayeye haraç mezat satılırken bile kullanılmayan ölçüde sert ve tehditkâr bir üslûpla, Kur’an-ı Kerim okuma yarışmalarını, kız çocuklarının ilâhi okumasını, okul müdürlerinin Şanlı Peygamberimizin Kutlu Doğum gününe katılmalarını rejim tehlikesi gibi görmenin gerçekte en büyük millî tehlikelerden biri olduğuna inanıyoruz. Cumhuriyetimizin laik karakterini, büyük çoğunluğu Müslüman olan bir toplumda, Kur’an okuma, ilâhi söyleme ve yahut Hz. Peygamber’in doğumunu kutlama gibi manevî geleneklerin karşısına koyma şeklinde anlaşılmaya çok müsait bir üslûp ve zihniyetin hem laik düzene hem de millî birlik ve bütünlüğe fayda değil, telâfisi imkânsız biçimde zarar vereceğine inanıyoruz.

6- Bildiri’de ima edilen kanun ve kurallardan hangisinin, yürürlükte bulunulan ve üstelik bir başka askerî müdahalenin ürünü olan mevcut Anayasa’nın hangi maddesinin ek’i olduğunun ve bu Anayasa’da yer verilmeyen hangi yetkiyi nasıl bir mekanizma dahilinde kullanma hakkını kime verdiğinin, sadece Bildiri’yi kaleme alanlar değil, yüksek yargı ve hukuk otoriteleri tarafından da izah edilmesi gerekir.

Kastedilen şayet, İç Hizmet Kanunu ise, bilinmelidir ki, çağdaş bir hukuk devletinde böyle bir kanun da, başka hiç bir kanun da yürürlükteki Anayasa’nın üzerine çıkamaz. Dolayısıyla Anayasa ortada dururken demokrasi ve hukuk nizamına karşı yapılmak istenilen herhangi bir müdahaleyi hiç kimse, hiç bir yazılı veya yazısız kurala dayandırarak meşrulaştıramaz.

7-   Demokrasi ve hukuk düzeninin tehlikeye düştüğü böylesi kriz dönemlerinin asgarî zayiatla atlatılabilmesi için sadece iktidarlara değil, muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına ve bilhassa hukuk ve yargı organlarına da görev ve sorumluluk düştüğü açıktır. Herkesi, Türkiye’nin millî, demokratik, laik ve sosyal hukuk düzenine karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.

8-    Bu günden itibaren Türk siyasî hayatının içine gireceği süreçte, demokrasi ve hukuk dışı hiç bir tasarruf ve dayatmaya destek vermeyeceğimizi ısrarla vurguluyor ve bilhassa 12 Mart döneminde görüldüğü tarzda Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında kurulacak ve milli iradenin tecelligâhı olan Meclis’i devre dışı bırakacak her türlü iktidar ve hükümet formülünü gayri meşru ve hukuk dışı sayacağımızı şimdiden ilân ediyor, Büyük Türk Milleti’ni birlik ve beraberlik içinde davranmaya, vekar ve sükûnetini muhafaza etmeye davet ediyoruz.

Ancak, bir kere daha ifade ediyoruz ki, ne birlik-beraberlik endişemiz, ne de vekar ve sükûnet çağrımız, demokratik hassasiyetler ve meşru hukuka sadakatteki kararlılığımızı devam ettirmemize engel olmayacaktır. Yüce Milletimiz ve değerli kamuoyumuza saygı ile arz ederiz.”(Şehit Muhsin Yazıcıoğlu)”   

Alperenler bugünde aynı duygu, düşünce, tavır ve kararlılıkla 27 Nisan E-Muhtırası’nın sahibi anlayışın karşısında duruyor ve milli iradeye ram olmayan gücün sahiplerinin de hukuk önüne çıkarılmasını bekliyor, sürecin takipçisi olduğumuzu herkesin bilmesini istiyoruz.”


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com