Kamalak’tan Demokratikleşme Paketi Yorumu

2013-10-08 08:35:19

 Kamalak’tan Demokratikleşme Paketi Yorumu

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın eşi Zübeyde Kamalak demokrasi paketinin getirdikleri götürdükleri ve gündemde ki diğer konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

Saadet Partisi Artvin Kadın Kollarının Artvin Gençlik Merkezi toplantı salonunda düzenlediği konferansta konuşan Zübeyde Kamalak demokratikleşme paketinde kamuya getirilen başörtüsü serbestliğiyle başörtüsü yasağının resmileştirildiğini iddia etti.

Milli Görüş kadınlarının her alanda ülkenin refahı mutluluğu için çalışan insanlar olduğunu belirten Kamalak “Bizler mutlu ederek mutlu olmasını bilen kadınlarız. Yağmur yağsa da soğuk olsa da namazımızı terk etmediğimiz gibi cihadımızı da terk etmiyoruz. Her hal ve şartta çalışmak boynumuzun borcu çünkü ümmet bizden hizmet bekliyor.” dedi.

Kamalak “Toplumda başörtüsü kamuda serbest bırakıldı diye bir sevinç var ama maalesef gerçekten böyle değil. Eğer bu demokratikleşme paketi yasalaşırsa serbest olan bir durum yani baş örtüsü yasağı yasallaşmış olacak. Yasak nasıl yasallaşır bunu açıklayayım. Hukukun temel prensibi şudur. Ne ki yasak değilse serbesttir. Bu uygulama ile yasak başlayacak. Çünkü ne anayasamızda nede kanunlar hiyerarşimizde başörtüsü yasağı yoktur. Yasaklar yönetmeliklerle keyfi olarak uygulanıyordu. Kanunlar hiyerarşisinde başörtüsünü yasaklayan bir madde yok aksine başörtüsüne serbestlik getiren YÖK yasasının 17. Maddesi var. Toplumda bu konu ile suni bir sevinç oluşturuldu” ifadelerine yer verdi. 

Kamalak “Nasıl bir şey yapıyorlarsa ya Siyonistler seviniyor ya da düşmanlarımız seviniyor. Ortada bir yasak yokken bu neyin özgürlüğü anlamış değilim. Bu arkadaşlarımız ne yaptığını ne ettiğini bilmiyor. Kendi çıkardıkları teklifleri reddetmezlerdi. Sayın bakanlarımızdan biri yumruk yedi. Yumruk atan adam tutuksuz yargılamak üzere bırakılınca “böyle şey olur mu? Nasıl olurda tutuksuz yargılanır.” Ben şimdi soruyorum ceza kanunu 2005 tarihinde bu hükümet tarafından değiştirilmedi mi? Şimdi kime yakınıyorsunuz” dedi.

Başkanlık sistemi bu topluma niye dayatılıyor? Amaç ne?

Bütün bu yaşananlarının Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde meydana geldiğini savunan Kamalak bu uyum yasaları nedeniyle Türkiye’nin bölünmeye doğru gittiğini savundu. Kamalak konuşmasında “Bugüne kadar hiç dile getirilmeyen başkanlık sistemi neden bu kadar gündemimizde yer tutuyor. Bu Başkanlık sistemi nende bize kabul ettirilmek isteniyor. Başkanlık sistemi nerede var ABD’de ABD’deki sistem şu. ABD’de 72 millet 52 eyalet var. Türkiye’de ne eyalet var nede 72 millet. Peki, ne yapmayı düşünüyorsunuz ki bu sitemi bize dayatıyorsunuz. ABD’deki eyalet sisteminde büyük şehirler oluşturuluyor. Bu da birere federe devlettir. Bu federe devletlerde federal devlete bağlı olarak yaşarlar. Her bir federe devletin kendi kanunları vardır. Kendi anayasası vardır. Dış olarak da federal devletin Anayasasına bağlı yaşarlar. Şimdi ben soruyorum siz nereleri bölüm ne hale getirmeyi düşünüyorsunuz ki bir başkanlık sistemini bu kadar dayatıyorsunuz. Sonra diyorlar ki biz dayatmıyoruz dar bölge sistemi olsun şu olsun bu olsun. Bakıyorsun bütün yollar başkanlık sistemine çıkıyor. Bunlar bu durumda olduğu içinde Saadet Partisi de meclise girmek zorun da arkadaşlar. Saadet Partisinin meclise girmesi Ak Parti’yi de bu zulümden kurtaracak Türkiye’yi de İslam âlemini de. İyi bir şey yapıldığında gaz olacak kötü bir şey yapıldığında da firen olacak başka bir grup kalmadı. Sadece milli görüşçüler var. Bizden başka kimse yok.

Saadet Partisi Meclise Girmeli

Saadet Partisi meclise girmediği sürece şu yaşananları görüyorsunuz. Bizim mecliste söz hakkımızın olabilmesi için kürsüye çıkıp bunları yapmayın diyebilmemiz o mecliste olmamız gerekiyor. Bununda tek yolu bu partiyi hem oylarımızla hem de tebliğ görevimizi yapıp yapılanları anlatmamız lazım. AB uyum yasaları İslam’ı uyumsuzlaştırma yasalarıdır. 11 yıl önce mi Ahlak ve maneviyatımız yüksekti bugün mü? 11 yıl önce mi toplumda bu kadar boşanmalar vardı şimdi mi?

D8’ler Niye Geliştirilmiyor

Bu noktaya biz “İkiz Yasalar” yüzünden geldik. Batı bize yaptırmak istediği her şeyi bizim gibilerin eliyle yaptırıyor. Avrupa Birliği diyor ki eğer AB’ye girmek istiyorsanız bir bir benim dediklerimi yapacaksın. Bu şartlar içinde bize sözleşmeler imzalattılar. Bizi bu anlaşmalarla özümüzden uzaklaştırıyorlar. AB Hıristiyanlar birliğidir. Baba Buhs bunu açıklamıştı. Bu hükümet AB’ye girmek için harcadığı çabanın dörtte birini D8’leri geliştirmek için kullansaydı. Suriye Mısır Irak bu halde olur muydu?

El Kaide’ye terör örgütü diyorlar. Düşünün İsrail ve ABD El Kaide’den korkuyor. Bu durumda nende İslam Birliğini kurmuyoruz. AB ülkelerine kuyruk olacağımıza İslam Ülkelerine lider olmuyoruz. Niçin bunun için uğraşmıyoruz. Bunu hiç kendinize sormuyor musunuz? Ak Partiye oy veren arkadaşlarımıza sormuyor musunuz? Sizlere soruyorum İslam Dünyasıyla birleşemiyoruz da her türlü çirkefliği domuz etinin zinanın olduğu bu Avrupa ülkeleriyle birleşeceğiz. Bunun bir mantığı var mı? Bu yoldan kurtuluşun tek yolu da Saadet Partisi’nin meclise girmesi.

İkiz Yasaların Getirdikleri

Bu ikiz yasalardan biri Birleşmiş Milletler Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi diğeri Birleşmiş Milletler Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar sözleşmesi. Bunlardan Birleşmiş Milletler Bireysel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Abdullah Gül döneminde Aralık 2002 tarihinde meclise sevk edildi. Diğeri 2003 Nisan tarihinde Tayip Bey zamanında meclise sevk edildi. Bu sözleşmelerinin ikisinin de birinci maddesi serf determinasyon hakkıdır. Bu maddeye göre her halk kendi geleceğini belirleyecektir. AB’ye girmeye çalışan her devlete bunu destekleyecektir. Desteklemek zorundadır.

Demokratikleşme paketinde Kütlere verilen haklar onlara iyilik değildir. Kürtler Lozan’da sayılan azınlıklar içinde değillerdir. Lozan’da ki azınlıklar gayri Müslimlerdir. Bu uygulamalarla Kürtleri o azınlıklar içine sokarak ayrı bir devlet kurmalarının önünü açmaktır” dedi.

Kamalak konuşmasını : “Türkiye eyaletlere bölündüğünde Trakya’dakiler dese ki biz Yunanistan’a bağlanacağız. Güney Doğuda kilerde dese ki bizde Kürdistan’a bağlanacağız bunu nasıl önleyeceksiniz. Bunlar tamamen oyuna getiriliyor. Getirildikleri oyunun farkın değiller yada farkındalar da bir şey yapamıyorlar. Bunun kaynağı da Bu “İkiz Sözleşmeler”. Bizimkiler ikisini de imzalamış ve meclise sevk etmişler. Anayasamızın 90. Maddesinde de diyor ki usulüne uygun olarak meclise sevk edilip yasalaşarak meclisten çıkmış olan uluslar arası anlaşmalar kanun hükmündedir. Hatta kanunun üstündedir. Kanunlar anayasaya aykırı olduğu taktirde anayasa mahkemesine götürülerek iptalleri sağlanır. Uluslar arası sözleşmeden kaynaklanan bu tür kanunlar anayasa mahkemesine götürülerek de iptale dilemez. Ben size Ak Partiye oy vermeyin demiyorum ama oyunuzun arkasında durun ne yaptığınızı bilin diyorum. Irak’ta ölen tecavüze uğrayan kadınların günah payı Ak Parti’ye oy veren insanlarda yok mu sanıyorsunuz” diyerek tamamladı. 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com