ENGELLİLER ANLAMAK İÇİN EMPATİ ŞARTTIR

Artvin Çoruh Üniversitesi Sağlık Kültür Ve spor Daire Başkanlığı- İlim Ve İrfan Topluluğu Hizmet uygulamaları kapsamında gerçekleştirilen “Engelsiz Gönüller Umutlu Yarınlar” projesi çerçevesinde panel gerçekleştirdi.

Gerçekleştirilen program saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.  Programa Yrd. Doç. Dr. Burhan Sümertaş, Araştırma görevlisi. Osman Taşkın, asistanlar ve öğrenciler katıldı.

Programın konuşmacıları 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sinan Kalkan ve Artvin Engelliler Derneği Başkanı Hatice Nur Ersöz’dü. İlk konuşmacı olarak kürsüye gelen Artvin Engelliler Derneği Başkanı Hatice Nur Ersöz, duygulu bir konuşma yaparak engellilerin engelli olmadığını asıl engelin beyinlerde bulunduğuna vurgu yaparak şunları söyledi;

“Konuşmama başlamadan önce Tüm ulusumuzu derinden üzen ve yasa boğan Soma ki maden faciasın da ebediyete intikal ermiş madenci kardeşlerimize Allahtan rahmet ailelerine de sabır ve metanet diliyorum. Yaralı olarak kurtulan madenci kardeşlerimize acil şifalar diliyorum tüm ulusumuzun başı sağ olsun.

Bu gün değerli katılımcılar burada engelliler haftası nedeniyle Artvin Çoruh Üniversitesi sağlık, kültür ve spor dairesi başkanlığı himayelerinde ilim ve irfan topluluğu topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında geliştirilen  “Engelsiz Gönüller Umutlu Yarınlar” projesi kapsamında siz çok değerli konuklar ile bu projeye verdiğimiz ve vereceğimiz katkılar için toplanmış bulunuyoruz.

Bilindiği üzere engellilik hayattan tamamen kendini soyutlayıp hayata küsmek veya yaşamdan elini ayağını çekmek demek değildir. Her şeyden önce empati kurarak bazen kendimizi onların yerine koymak gerekir. Bu sebeple hem engelli bireylere hem de ailelerine toplum olarak bizlerin engel olmaması gerekmektedir. Bu gün birlikte yaşamamıza yönelik engelsizlik bilincinin toplumca yaygınlaştırılması bizlerin asli görevlerinin başında yer almalıdır.

Şimdi sizlere zihinsel engelli bir çocuğa sahip anne ve babanın duygu ve düşüncelerini okumak istiyorum.

Canım oğlumuz; Ne çok şey yaşadın bu hayatta. Tanımadığın insanlara “Merhaba nasılsın? İyimisin? Dediğinde,  hani insanlar cevap verme gereği bile duymadan anlamsızca yüzüne bakıyorlar ya, kızma onlara bence onlar “merhabanın; benden sana zarar gelmez” anlamına geldiğini bilmiyorlar. Çünkü onlar senin sadece şekline dış görünüşüne takılıyorlar. Hani sen Tarkan’ın şarkılarını dinlerken kendinden geçiyorsun da insanlar sana bir garip bakıp gülüyorlar ya parkta oynarken, aileler çocuklarını senden uzaklaştırıyor çocuklarının kulaklarına bir şeyler fısıldıyorlar ya, Alış veriş merkezlerinde görevliler seni uyarıyor ya…

Kardeşinin sınıf arkadaşları, “Samet’in deli bir ağabeyi var” dedikleri için kardeşin okuluna gitmek istemiyor ya… Kardeşin arkadaşlarıyla oynarken seni yanında istemiyor, senden utanıyor ya. Hani misafirliğe gittiğimizde insanların yüz ifadeleri değiştiği için, bir daha onlara misafirliğe gitmiyoruz ya.. İnan hiç önemli değil. İnsanların senin hakkında ne düşündüklerini biz hiç önemsemiyoruz. Kardeşin de bir gün senin için söylenenlerin önemsiz olduğunu anlayacak. Sen de önemseme. İçindeki sevgi dolu yüreği görebiliyoruz. İnanıyoruz ki bir gün herkes bunu görecek ve anlayacak. İnsanları olduğu gibi kabul etmeyi biz senden öğrendik. Sende onları böyle kabul et.

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendiğimiz şu hayatta insan gibi yaşamayı unuttuğumuzu sen öğrettin bize. Riyasızlığı, karşılık beklemeden sevmeyi, saflığı, yürekteki temizliği, biz sende gördük. Karamsarlığa düştüğümüz anlarda seni izliyoruz. Yüzüne baktığımızda kalbinin temizliğini görüyoruz. İşte o an bütün sıkıntılarımız bitiyor.

Ağustos’ta 14 yaşını bitiriyorsun. Yaş gününü kutlayacağız. Sen artık bir delikanlı oldun. Biz ise seninle geçirdiğimiz 13 sene boyunca çok şeyler öğrendik. Sen büyüyüp delikanlı olurken biz sabır etmeyi öğrendik. Gerçek sevginin ne demek olduğunu, insanları sevmeyi, hayvanları sevmeyi, paylaşmayı, en önemlisi adil olmayı sen öğrettin bize. Birbirimize daha çok kenetlendik senin sayende. Seninle birlikte daha çok olgunlaştık. Aslında biz birlikte büyüdük seninle…

Bu yaşanmışlık ve bu duygunun üzerine ne diyebiliriz ki. Biz aslında bu duygu ve düşünceleri yaşayan insanları anlamak ve onların duygularına tercüman olmak için bir araya gelmedik mi?

Ya da duygularını paylaştığı hayatlarındaki kesitlerden birine şahit olmadık mı? Veya bizzat yaşamadık mı? Yeter ki devletimiz, insanlarımız, eğitimcilerimiz toplumun yüzde on ikisini oluşturan bu insanları anlasınlar. Görevlerini, onurlarını kırmadan yerine getirsinler. Engellilere engel olmasınlar, önlerine engel çıkarmasınlar. Kendi yetersizliklerini lütfen gidersinler. Engelli diyerek kurban etmesinler çünkü engelli diye bir şey yok engeller vardır. Engelli bireyi ailesine yük olmaktan kesin olarak kurtarmalıyız. Onların onurunu onlara iade etmeliyiz.

Rabbimi engelli bireye sahip anne ve babalar için şöyle buyurmuştur. “Her iki cihanda da aziz kılınsın”

Rabbim sadece engelli bireye sahip anne ve babaları değil hepimiz için iki cihanda azizlik kılsın diyerek sözlerime son verirken;  Hepimizin sosyal devlet anlayışı ve demokratik insancıl yaklaşımın sonucu geldiğimiz bu noktada engelliler için yaptığımız ve yapacağımız tüm çalışmalarla ilgili olarak camiamıza, dahası başarılarıyla bizleri sevindiren, ailelerini onurlandıran, bende varım ve başarabiliyorum diyen tüm engelli çocuklarımıza ve ailelerine bu ve benzeri olacak projelerin hayırlı olmasını temenni ediyor hepinize saygılarımı sunuyorum. Ayrıca bu projenin gerçekleşmesinde   emeği geçen İlim İrfan topluluğu  tüm üyelerine  öğretmenlerine teşekkürlerimi sunuyorum sizleri kutluyorum.” dedi.

Öğretim Görevlisi Sinan Kalkan Bir Konferans Verdi

Daha sonra 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim bölümünden Öğretim Görevlisi Sinan Kalkan, Engelleri Haftası kapsamında İlim İrfan Topluluğunun davetlisi olarak gerçekleştirdiği konferansta, engelli çocuklar için Eğitim ortamlarında yapılması gereken uyarlamaların neler olduğu ve engellilere yönelik tutumlar üzerine bir konferans verdi. 

Sinan Kalkan, öğretimsel uyarlamaları program, fiziki mekân ve değerleri üzerinden boyutlarında ele aldı.  Engellilere yönelik tutumlar konusunda ise toplumda yerleşik olarak engellilere yönelik yerleşik olan olumsuz tutumlardan söz etti. Ayrıca tutumlarımızın bire öğrenilmiş özeliklerimiz olduğu vurgusunu yaparak tutumların çocukluk döneminde özellikle aynen balar tarafından model alınarak öğrenildiğini ifade etti.

Bunun yanında sayısal olarak günümüzde engelli durumlarında söz ederek çarpıcı örnekler verdi.  Konferansın tamamı özetleyen cümle olarak;   Çocukların belli şeyleri öğrenirken, ahlaki ve vicdani yanlarının geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu, anne babaların, öğretmenlerin, toplumdaki tüm bireylerin çocuklarının yanında nasıl davrandıklarına nasıl konuştuklarına çok dikkat etmeleri ve çocuklara doğru önermeler sunmaları ve iyi bunun yanında konuştuklarını, yaşamlarıyla örtüştürerek iyi örnek olmaları gerektiğine vurgu yaptı.

Daha sonra soru cevap bölümünde soruları yanıtlayan Kalkan, Türkiye’de nüfusun yüzde 10’unun engelli olduğuna dikkat çekerek; Hepimize büyük görevler düşüyor. Bakın Artvin’de ne kadar engelli var? Ama sokakta bir tane engelli göremiyorsunuz? Acaba bunun nedeni nedir? Engelliler için yapılmış bir kaldırım yoktur. Engelli rampalarının çoğu öylesine yapılmış asla standartlara uyulmamış. Bu durumda engelli insanlarımız ve aileleri ne yapabilirler? İşte biz bu konularda bu gibi programlarla toplumumuzu aydınlatmaya ve farkındalık yaratamaya devam edeceğiz“ dedi.

Proje Başkanı Şahin’den Teşekkür

İlim İrfan Topluluğu Üyesi ve proje başkanı Zühal Şahin, “projenin amacının Eğitim Fakültesi öğrencilerine Engelli öğrencilerle ilgili bilgi vermek ve engellilere destek olmaktır.  Programımıza Samsun’dan gelerek sunum yapan Öğretim Görevlisi Sinan Kalkan hocamıza Artvin Engelliler Derneği başkanı Hatice Nur Ersöz’e Proje danışmanı İsmail Bayer, İlim İrfan topluluğu Fatih Gökduman başta olmak üzere diğer bölüm hocalarına teşekkür ediyorum” dedi.