Artvin Çoruh Üniversitesinde Mezuniyet Töreni

Artvin Çoruh Üniversitesi (AÇÜ) 2013- 2014 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni Düzenlendi.

Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlüğünce Ali Nihat Gökyiğit Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen 8. mezuniyet törenine Artvin Valisi Kemal Cirit, AÇÜ Rektörü Mehmet Duman, Artvin Garnizon Komutanı Piyade Albay Mehmet Kip, Adalet Komisyonu Başkanı Mutlu Çat, Artvin Belediye Başkan Vekili Erkan Yazan, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Mustafa Çelik, İl Emniyet Müdürü Hamdi Selçuk, Artvin Çoruh Üniversitesi Öğretim görevlileri, kurum müdürleri, öğrenci aileleri davetliler ve öğrenciler katıldı.

Mezuniyet töreni Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından AÇÜ Halk Oyunları topluluğunun gösterisiyle başladı.

Artvin Çoruh Üniversitesinin tanıtımının yapıldığı slayt gösterisinin ardından törenin açılış konuşmasını yapan Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Mehmet Duman; Huzurunuzda başta öğrencilerimiz olmak üzere, onları yetiştiren değerli öğretim üyelerimizi ve öğretim görevlilerimizi, onları büyüten ebeveynlerini, onları barındıran Artvin Halkını ve Kurumlarını tebrik ediyor ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Üniversitemizin değerli mezunları,

Türkiye’de yüksek öğretime çok büyük bir ilgi var. Her yıl 1.5 milyonun üzerinde bir öğrenci kitlesi üniversite sınavlarına girmekte ve bu ilgi yıllardır artarak devam etmektedir. Bu amaç için dershanelere büyük kaynaklar akıtılmakta, aileler bu konuda hiçbir masraftan kaçınmamaktadır. Bütün bunlar bize Türk gençliğinin cehaleti yenme ve gelişme azmini gösteren olumlu göstergelerdir. Bu madalyonun bir yüzü.

Ancak madalyonun diğer yüzüne baktığımızda bambaşka bir manzarayla karşılaşıyoruz. Üniversiteyi kazanan öğrencilerin önemli bir kısmı mümkünse kitap almamaya, mümkünse okumamaya, zorunlu değilse derslere katılmamaya, derslerde uyumaya, ödevlerini internetten hazır ödevler indirerek geçiştirmeye, hasbelkader mezun olduktan sonra zinhar kendini geliştirmemeye azmetmiş görünüyor.

Oldukça isteksiz bir öğrenci kitlesiyle karşı karşıya bulunmaktayız. Bu öğrenci kitlesinde öğrenme ve araştırma isteği yaratmak oldukça zor. Böylesi bir kitle ciddi fikirler geliştiremez, ciddi analizler yapamaz, ciddi olarak üretken olamaz, ancak ve yalnızca başkaları tarafından üretilmiş basmakalıp sloganları tekrarlayabilir. Bu yüzden ülkemizde matematik ve yabancı dil başarısı oldukça düşüktür. Bu durumun toplumun refahına olumsuz yansıması kaçınılmazdır.

Oysa olması gereken, bırakın okul sıralarındaki tembelliği, mezuniyetten sonra da hızla eskiyen bilgileri, hayat boyu öğrenme programları çerçevesinde yenilemek, hayatın dinamizmine hızla adapte olmak, bilim ve teknolojiyi yakından takip ederek onu insanlığın yararına geliştirmeye çalıştırmaktır.

Değerli konuklar,

Kamuoyunun merak ettiği bazı konulara buradan açıklık getirmek yararlı olacaktır. Çünkü dünyada ve Türkiye’de yüksek öğretimin dinamiklerinden bihaber kişiler sosyal mekanlarda bir araya geldiklerinde Üniversitemizin gelişimi hakkında bazı istifhamlar üretiyorlar. Öğrenci ve öğretim kadrosunu müşteri olarak gören bu insanlar ticaretle ilgili beklentileriyle ilgili endişelerini Üniversitemiz üzerinden tartışıyorlar. Bu konuda öz olarak kamuoyunu bilgilendirmeyi görev addetmekteyim.

Ülkemizde, dünyadaki gelişmelere paralel olarak yüksek öğretimin kitleselleştiği, yüksek öğretimde 1980’de %6 olan okullaşma oranının hızla yükselerek İngiltere, Fransa gibi gelişmiş Avrupa ülkelerindeki seviyeye yükseldiği ve (%47 olan açık öğretimle birlikte) %75’e çıktığı, kurulan muazzam kapasite ile, mevcut yığılma hariç tutulduğunda, lise mezunlarının tamamının yüksek öğretime erişiminin mümkün olduğu bir gerçektir.

Bu gelişmelerin ilaveten, daha önce Avrupa’da yükseköğretimde görüldüğü gibi, öğrenci tercihlerinin fen ve mühendislik alanlarından sosyal bilimler alanlarına kaydığı, ayrıca ayrıntılı üniversite sınav sistemimizin adayları tercih ettikleri kontenjanlara dağıtırken, bazı bölümlerde çok büyük kontenjan açıkları oluştuğu aşikardır.

Bu gelişmeler çerçevesinde ülkemizde fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilimler ve orman endüstri mühendisliği, çevre mühendisliği gibi bazı bölümlerin kapanması söz konusu olmaktadır. İlk bakışta olumsuz gibi görünen bu durum yüksek öğretim sistemimizin gelişmesinin ve dinamizminin bir göstergesidir. Artık ve nihayet öğrenci tercihleri yüksek öğretimimizi şekillendirmektedir. Ayrıca YÖK’ün gerçekleştirdiği son derece olumlu yatay geçiş yönetmeliği değişikliği üniversiteyi kazanan öğrencilerin her aşamada başka bir üniversiteye veya başka bir programa geçebilmesinin yolunu açmıştır. Bu durumda üniversitemizi kazanan öğrencileri, yerleşkeler, eğitim-öğretim, barınma, ulaşım, sosyal ve sportif faaliyetler bakımından memnun etmemiz hayati önem taşımaktadır. Eğer memnun edemezsek onları kaybedebileceğimizin bilinmesi gerekmektedir.

Üniversitemiz de bu dinamik süreci yakından takip etmekte, oluşturacağı akademik birimleri, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri ve öğrenci tercihlerini dikkate alarak gerçekleştirmekte, herşeyden önce eğitim-öğretimi önceleyerek kararlarını vermekte, bu çerçevede Seyitler Yerleşkesi, Şehir Yerleşkesi ve Hopa Yerleşkesi olmak üzere 3 temel yerleşkede akademik genişlemesini hızla sürdürmektedir.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni bölüm ve programları öğretime açıyoruz. Önümüzdeki yıl için Kılavuzda yer alan yeni bölüm ve programlarımız şunlardır:

Eğitim Fakültesine İlköğretim Matematik Öğretmenliği,

Artvin MYO; İlk ve Acil Yardım II. Öğretim Çocuk Gelişimi II. Öğretim

Hopa MYO; Deniz ve Liman İşletmeciliği, Kontrol ve Otomasyon Teknolojileri, İnsan Kaynakları Yönetimi

Borçka Acarlar MYO;  Elektrik, Üretimi, İletimi, dağıtımı, İş Sağlığı ve Güvenliği,

Üniversitemizin fiziki yapılaşması sona doğru yaklaşmaktadır.

Seyitler Yerleşkesi tamamlanma aşamasına gelmiş, son altyapı çalışmaları da tamamlanma aşamasına gelmiş, öğretim, araştırma, spor ve dinlenme imkanlarıyla mükemmel bir yaşam merkezine dönüşmüştür.

Şehir Yerleşkesi ise halka açık bir yerleşke modeline dönüşme yolunda hızla ilerliyor. Yerleşkenin merkezine mükemmel bir kütüphane yerleştireceğiz. 2 yıldır projesi yapılıyor. Tüm Artvin Halkına hizmet verecek bir kütüphane olacak.

Tamamlanmış olan Hopa yerleşkesinde ise ilave derslik ve büro ihtiyacına binaen tadilat  gerçekleştirilecek. Arhavi’de arsa sorunu çözülürse bir kompleks şeklinde MYO binası inşa edilecek.

Sözlerime son verirken yeni mezunlarımızın bundan sonraki hayatlarında başarılı olmalarını diliyorum. Mezun izleme sistemimizle onlara olan desteğimizi sürdüreceğimizi ifade ediyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi.

Artvin Valisi Kemal Cirit ise yaptığı konuşmada ilerleyen yıllarda AÇÜ’nün dünyada ilk 500 Üniversite arasına gireceğine inandığını ifade etti. Cirit konuşmasında AÇÜ’den mezun olan yaklaşık 1000’e yakın öğrencinin mutlu günleri paylaşmak ve tanık olmak için burada bir araya geldiklerini ifade etti.

Öğrenciler için yeni bir dönemin başladığını söyleyen Cirit mezun olan öğrencilerin artık iş peşinde koşacağını belirterek; “Üniversiteler yeni ufuk açarlar. Zihinsel kodları zihinsel paradigmaları değiştirir. Hangi düşünce olursa olsun başka düşünce tarzlarını önemsemeyi ya da öğrenmeyi bizlere gösterir. Çoruh Üniversitesi gelişmekte olan Üniversitelerimiz arasındadır. Dünyada çeşitli kıstaslara göre belirlenen ilk 500 üniversite arasına her yıl ülkemizden de 10’a yakın üniversite giriyor. Ben umuyorum ki bir eğitim kenti olma yolunda ilerliyorsa AÇÜ’de girecektir diyorum ve bu noktada Artvin Çoruh Üniversitemizin yöneticileriyle öğrencilerine de güveniyorum” dedi.

Türkiye’nin toplumsal sorunlara duyarlı üniversitelere ve öğrencilere ihtiyaç duyduğunu dile getiren Cirit, bu konuda da Artvin Çoruh Üniversitesi’nin elinden geleni yaptığına inandığını kaydetti.

Vali Cirit mezun olan öğrencilere yeni hayatlarında iş hayatlarında başarı temennilerinde bulunarak kendi memleketlerine dönen öğrencilere Artvin’i en iyi şekilde tanıtmalarını istedi.

Mezun olan öğrenciler adına söz alan AÇÜ Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Öğrencisi Emel Sunay “Üniversite yaşamı, ilk etapta her öğrenci için bir bilinmezliktir aslında. Endişe kadar sevinç doludur içimiz. Çoğumuz yeni bir şehre, yeni bir yere ve yeni yüzlere alışmaya çalışırız. Hızlıca tanımaya ve alışmaya başlarız ve bu tempomuz 4 yıl boyunca sürer. Bu süreçte ailelerimizden çok hasret kaldığımız ama en büyük destekçilerimizdir. Onların bize olan güvenini ve verdikleri emekleri boşa çıkartmamak için durmadan çalışırız. Ve işte bu gün onlar bize bizde onlara gururla bakıyoruz. İşte en büyük başarımız” dedi.

Emel Sunay üniversite hayatı boyunca geçen yılları en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını ifade ederek,  “Belki de birçoğumuz hevesli fakat bilgisizdik. Bilgisizliğimizi, eksiklerimizi değerli hocalarımız sayesinde tamamladık. Onların sayesinde meslek hayatına hazır, bilgi ve donanım sahibi, bilinçli bireyleriz. Eğitim hayatımız bu gün son bulsa da öğrenmemiz ve gelişimimiz ömür boyu sürecektir.

Saygı değer hocalarım, aktardığınız bilgiler, gösterdiğiniz yöntemler ve önümüzde açtığınız yeni yollar sayesinde; meslek hayatımızda topluluğumuza faydalı ve üretken bireyler olacağız. Biliyoruz ki; sizden edindiğimiz tecrübeler, önümüzdeki yeni hayat süreçlerimizde bizim rehberlerimiz olacaktır.

Sevgili misafirler, bir insanı yetiştirmek, un ile suyu karıp hamuru yapmak gibi yahut toprak ile suyu karıp çamuru yapmak gibidir. Ne var ki ne saf çamur nede pişmemiş hamur makbuldür. İşte üniversite, hamurun pişip ekmek olduğu, çamurun pişip çömleğe dönüştüğü yerdir. Bizlerde buraya geldiğimizde hamdık, değerli hocalarımızın ellerinde piştik.

Bizler eğitim hayatımız içerisinde olduğu gibi bundan sonraki meslek hayatımızda da Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalarak, bilimin üstünlüğüne inanan ve milletimizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak İçin elimizden gelen tüm gayreti gösteren kişiler olacağız. Öncelikle başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu bilincin gelişimine katkı sağlayan tüm öğretmenlerimize teşekkür ederiz.

Bizi bu güne hazırlayan tüm hocalarımıza; bizden sevgilerini ve desteklerini esirgemeyen başta kendi ailem olmak üzere, tüm fedakar ailelere; acı tatlı anılarla hayatımızdaki en güzel yılları paylaştığımızı düşündüğümüz sevgili arkadaşlarımıza ve bu gün burada bu güzel anları bizimle paylaşan siz değerli misafirlerimizden İçten duygularımla teşekkür eder, saygılarımı sunarım” dedi.

Konuşmaların ardından fakültelerinde ve bölümlerinde dereceye giren öğrenciler tek tek sahneye davet edilerek başarı belgeleri ve plaketleri takdim edildi.

Ödül törenin ardından diplomalarını alan öğrenciler, mezuniyetlerinin keplerini havaya atarak kutladı.

Tören üniversite öğrencilerince üretilen ürünlerden oluşan serginin gezilmesinin ardından sona erdi.