Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Teşkilatı, yeni dönemde Artvin İl Temsilcisini belirlemek üzere yapılan temayül yoklaması için bir araya geldi. Yapılan temayül yoklamasında yönetim kurlu üyelerinin ortak kararı ile Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi Uğur Özer, tek aday olarak girdiği yoklamada oyların tamamını aldı.
İl Temsilciliği Yönetmeliği gereğince Türkiye Kamu-Sen´e bağlı sendika şube yöneticileri ve il temsilcilerinin oy hakkı bulunan temayül yoklamasına, Türk Sağlık-Sen Artvin Şube Başkanı Veli Küçük, Türk Tarım Orman-Sen Artvin Şube Başkanı Orhan Bıyıklı, Türk Eğitim-Sen Artvin Şube Sekreteri İsrafil Bayrak, Türk Sağlık-Sen Artvin Şube Yönetim Kurlu Üyeleri Hüseyin Kocaman, Ergün Evbaşı, Türk Tarım Orman-Sen Şube Yönetim Kurlu Üyeleri İsmail Keskin, Erdal Er, Ali Yalçın, Türk Haber-Sen Artvin İl Temsilcisi Burhan Akman, Türk İmar-Sen Erkan Kahya, Türk Yerel Hizmet-Sen Artvin İl Temsilcisi Bekir Dizdaroğlu ile Türk Büro-Sen ve Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi Uğur Özer katıldı.
Temayül yoklamasına geçilmeden önce bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi Uğur Özer, görev yaptığı iki yıllık döneme ilişkin bir değerlendirme yaptı. Görevi devraldığı İsmail Keskin´e teşekkür ederek başladığı konuşmasında şu ifadelere yer verdi; "2 yıl önce bu göreve geldiğimde benden önce Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi olan İsmail Keskin, Türkiye Kamu-Sen´in itibarını zedeleyecek, ismine gölge düşürtecek en ufak bir hata dahi yapmamıştı. Bu avantajımızı da kullanarak kendisinden aldığımız bayrağı daha da ileri taşımaya gayret gösterdik. Sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisine girerek toplumsa faydayı gözeten faaliyet ve toplantılar yaptık. Sokaktaki vatandaşın Türkiye Kamu-Sen´in adını öğrendiği bir dönem geçirdik. İlimizde memur sendikacılığı dendiğinde akla gelen ilk isim Türkiye Kamu-Sen olurken; haksızlığa, hukuksuzluğa uğrayan kamu çalışanları Türkiye Kamu-Sen´in çınarının gölgesine sığındı. Ezilen, hakkı gasp edilen, haksızlıklara karşı sesini yükseltemeyenlerin yükselen sesi olduk. Ancak tüm bu çabalarımızın karşılığını üye çalışmalarımıza yeterince yansıtamadığımızı gördük. Türkiye Kamu-Sen´in açık yüreklilikle ve memur konfederasyonları içerisinde tek başına kalarak "HAYIR" dediği 12 Eylül Anayasa Değişikliği Referandumunda, "Yemez ama evet!" diyenler, "Nikah masasında bile bu kadar iştahla evet dememiştik" diyenler, Anayasa değişikliği sonrasında büyük kazanım olarak gördükleri toplu sözleşmeden sadece kendi üyelerinin faydalanacağını söyleyerek memuru kandırmaya kalktılar. Sonuçta toplu görüşmenin dahi gerisinde bir yapı ortaya çıktı. Hükümet ancak 5 buçuk ay sonra verdiği yüzde 4+4´lük zammı verdiği gibi geri aldı. Haziran ayı itibari ile yıllık geliri 10 bin liranın üzerine çıkan memurların maaşlarından kesilen gelir vergisi yüzde 15´den 20´ye çıkınca ilk altı aylık maaşlara yansıyan yüzde 4´lük zam 1 puan da fazlası ile geri alınmış oldu. Ücreti düşük olan memurların ise ilerleyen aylarda yıllık geliri 10 bin lira üzerine çıktığında aynı durum ile karşı karşıya kalacaklar. Toplu sözleşme tiyatrosunda Sarı Sendikanın memuru nasıl pazarladığını hep birlikte gördük. Türkiye Kamu-Sen ve KESK´in hakem kuruluna girmeme önerisine süreci sekteye uğratmayacağız açıklaması ile toplantıya giren malum sendika hükümetin üzerindeki siyasi sorumluluğu da kaldırarak hükümeti rahatlatmıştır. Bu durum Sarı Sendika´nın kendisini üyelerine karşı değil hükümete karşı sorumlu hissettiğinin açık bir göstergesidir. Aynı şekilde iş bırakma eylemi içinde konfederasyon olarak karar alamayan sendikamsı yapı, sadece eğitim iş kolundaki sözde sendikası ile iş bırakmıştır. Bu durumu kamu çalışanlarına anlatarak, kazanım istiyorlar ise doğru tarafta yer almaları gerektiğini, yıllardır kamu çalışanının sırtına binmiş olan bu sendikamsı yapının artık bir yük olduğunu anlayarak sırtından atması gerektiğini fark ettirmemiz gerekiyor. Sarı sendika toplu sözleşme sürecinde memuru kampanya fiyatı olarak gördüğü 4+4 ve 3+3 rakamlarına satmıştır. Tarihi fırsat olarak nitelendirdikleri toplu sözleşme fiyasko ile sonuçlanmıştır. Yetkili konfederasyon durumunda olmalarına rağmen toplu sözleşme sürecinde beceriksiz ve basiretsiz bir yol izledikleri aşikardır. Bu nedenledir ki toplu sözleşme süreci sonrasında ciddi istifalar ve üye kayıpları yaşamışlardır. Fakat toplu sözleşme takvimini keyiflerince belirledikleri için ve 15 Mayıs sonrasında istifalar yetki tespit tutanağına yansımadığı için hak etmedikleri yetkiyi bir sene daha sürdürebilme şansına sahip olmuşlardır. Kamu çalışanlarının artık bu gerçekleri görerek yetkiyi ehil ellere teslim etmeleri ve Türkiye Kamu-Sen´e bağlı sendikalara üye olmaları gerekmektedir. Bu dönemde kamu çalışanları kurumlarında Türkiye Kamu-Sen´e bağlı sendikaların yetkililerini daha da sık görecekler."
"Kanunu Yorumlamaktan Aciz Kişiler Sendikacı Diye Ortalıkta Geziyor"
Konuşmasının ilerleyen bölümünde ilginç bir iddiaya cevap veren Türkiye Kamu-Sen Artvin İl Temsilcisi Uğur Özer, ismini vermediği bir KESK yöneticisinin kendisi ile girdiği polemiğe sert bir şekilde cevap verdi. Türkiye Kamu-Senlilerin hayatın her alanında olduğu gibi sendikacılığa da kalite getirmek için çaba sarf ettiğini iddia eden Özer şunları söyledi; "KESK´e bağlı Eğitim Sendikası´nın yöneticisi olan bir öğretmen beyefendi, toplu sözleşme sürecinde KESK ile birlikte Memur-Sen´e yapmış olduğumuz ´Hakem kurulu toplantısına girmeyelim. Kurulun toplanamaması durumunda sonuç Bakanlar Kurulu´nun tasarrufuna bağlı olacağından hükümet bu işin siyasi sorumluluğu altında kalacaktır.´ şeklindeki teklifimizin Memur-Sen tarafından kabul görmemesi ile Konfederasyonumuz temsilcisi Sayın Önder Kahveci´nin toplantıya girmesini eleştirerek; ´Bizim toplantıya girmeye niyetimiz yoktu. Memur-Sen toplantıya katılmasa da, Türkiye Kamu-Sen ve KESK temsilcilerinin toplantıya katılmaması durumunda hakem kurulu toplanamıyordu. Türkiye Kamu-Sen toplantıya katılarak toplu sözleşmenin siyasi sorumluluğundan hükümeti kurtarmıştır.´ diyerek, bu konuda benimle iddiaya girmiştir. Hatta kendisinden o kadar emindir ki; ´Bak bilmiyorsun, bu konuyu araştır kanunu okumamışsın. Sen bana bir yemek ısmarla, sen haklı isen ben sana bir takım elbise alırım.´ demiştir. Belli ki sayın hocam kendisi Beden Eğitimi Öğretmeni olduğu için sendikacılığı da spor olsun diye yapmaktadır. Kanunu yorumlamaktan aciz kişiler ortalıkta sendikacı olarak geziyor.
Hakem Kurlu;
1- Sayıştay Başkanı Doç. Dr. Recai AKYEL
2- Prof. Dr. Sedat MURAT (Bakanlar Kurulunca Seçilen Akademisyen Üye)
3- Maliye Bakanlığı Temsilcisi İhsan HATİPOĞLU
4- Kalkınma Bakanlığı Temsilcisi Erhan USTA
5- Hazine Müsteşarlığı Temsilcisi Burhanettin AKTAŞ
6- Devlet Personel Başkanlığı Temsilcisi Şaban TALAŞ
7- Doç. Dr. Aydın BAĞBUĞ (Memur-Sen Tarafından Önerilen Akademisyen Üye)
8- Hacı Bayram TONBUL (Memur-Sen Temsilcisi)
9- Av. Hüseyin Rahmi AKYÜZ (Memur-Sen Temsilcisi)
10- Önder Kahveci (Türkiye Kamu-Sen Temsilcisi)
11- Ali KILIÇ (KESK Temsilcisi)
olmak üzere toplam 11 üyeden oluşmaktadır. Sayın hocam şayet hakem kurulu kararını bir kere okumuş olsaydı bundan haberi olacaktı ama belli ki bu zahmete girmemiş kurulun 8 kişiden teşekkül ettiğini iddia ediyor. 4.4.2012 tarihinde kabul edilerek 11 Nisan 2012 Çarşamba gün ve 28261 sayılı Resmi Gazete´de yayınlanarak yürürlüğe giren ´Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun´un 34. maddesinin (e) bendinin 3. paragrafında ise; "Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Başkanın çağrısı üzerine Başkan dahil en az sekiz üyenin katılımı ile toplanır. Mazereti nedeniyle toplantıya katılamayacak üyelerin yerine yedekleri çağrılır. Çalışma programı, toplantı gündemi, toplantı veya tespit tutanağının inceleme usul ve esasları ile toplantıya ilişkin diğer hususlar Başkan tarafından belirlenir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, tarafların başvuru tarihinden itibaren beş gün içinde kararını verir. ifadelerine yer verilerek Hakem kurulunun toplanması için asgari sayı 8 olarak düzenlenmiştir. Belli ki sayın hocam bu kanunu da bir kez olsun okuma zahmetine girmemiş. Şayet Hakem Kurulu Tutanağına ve belirttiğim kanun metnine bakarsa bana bir takım elbise borçlu olduğunu herhalde idrak edebilecektir. Bu manzara maalesef sendikacı diye ortalıkta dolaşanların, spor olsun diye sendika yapanların kanun ve yönetmelikleri okumaktan, anlamaktan ve yorumlamaktan ne kadar uzak olduğunu gözler önüne sermektedir. Şayet bu eksikliklerini kabul ederek bu hususta yardım talep ederlerse kendilerine yardımlarımızı esirgemeyeceğimizi bilmesini isterim. Umarım sayın hocamız en kısa zamanda takım elbise konusundaki sözünü de yerine getirecektir."
Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi Uğur Özer´in konuşmasının ardından toplantıya katılan diğer sendika yöneticileri de görüş ve önerilerini dile getirirken, toplantının son kısmında yapılan temayül yoklamasına sendika yöneticilerinin ortak önerisi ile tek aday olarak belirlenen Türk Büro-Sen Artvin İl Temsilcisi Uğur Özer, temayül yoklamasındaki oyların tamamını aldı. Özer, kendisine duymuş oldukları güvenden dolayı toplantıya katılan sendika yöneticilerine teşekkür ederek, yeni dönemde sahada daha fazla yer alacaklarını dile getirdi.
|