Ormanlı (Omana) Köylüleri Beş Yıldır Direniyor!

2012-06-28 08:43:50

Çoruh Enerji Planı çerçevesinde uygulanan proje kapsamında Çoruh Vadisi tümüyle yerleşim alanından arındı. Muratlı’dan başlayan su tutma süreci daha sonra Borçka Barajı’nın bitmesiyle devam etti. Barajlar nedeniyle Çoruh Vadisi’nde yerleşim yerleri, tesisler, yollar ve kumsallar su altında kaldı.

Su altında kalan yapılardan birisi de Fıstıklı köyü karşısında bulunan Bölge Trafik istasyonu oldu. İstasyon için yeni yer arayışları neticesinde Artvin Merkez’e 10 kilometre mesafede bulunan Ormanlı köyü Borçka-Artvin Karayolu üzerinde bulunan 5 buçuk dönüm meşelik orman alanı belirlendi. 2007 yılından bu yana Ormanlı köyü halkı Bölge Trafik İstasyonunun buraya konulmasına razı olmadı. Mahkeme süreci başladı. İlk mahkemede gelen karar “Yürütmeyi durdurma yönünde oldu. Ancak bu karara rağmen İl Genel Meclisi encümenleri aksi yönde karar alarak bu karara karşı mahkeme açılmasını istediler. Bu sefer gelen karar öncekinden farklı çıktı. Ormanlı köyü (Omana) halkı kararlıydı. Yeniden mahkemeye gitti. Mahkeme süreci başlatıldı. Üçüncü mahkeme süreci yeni başlatıldığı için henüz ilgili kurumlara ulaşmadı.

Orman Bölge Müdürlüğü söz konusu 5 buçuk dönüm alanda bulunan saf meşelik ormanı kesilmesi için damgalamak ve sınırları belli etmek için dün Ormanlı Köyü’ne geldiler.

760 Dönüm Arazimiz Ormana Kaldı!

Ormanlı Köyü Muhtarı Mülkü Baydar ve köy halkı da alana geldi. Mahkeme sürecinin devam ettiğini belirten Köy Muhtarı Mülkü Baydar ve köy halkı sınır tespiti ve damgalamanın yapılmasına karşı çıktı. Muhtar Baydar; “Biz Ormanlı köyü halkı olarak her yönden mağdur olmuş köylerden bir tanesiyiz. Tapu Kadastro çalışmalarında 760 dönüm arazimiz maalesef ormana kalmıştır. Köyümüz ormanın içinde, orman köyümüzün içinde garip bir durumda kaldık. Biz Ormanlı köyü halkı olarak Bölge İstasyonu neden buraya geliyor diye karşı çıkmıyoruz.

70-80 Yıllık Meşelik Orman Yok Ediliyor!

Köyümüzün girişinde olmaz diyoruz. 5 buçuk dönüm arazide bulunan 70-80 yıllık meşelik ormanın kesilmesi, köyümüzün girişinde istasyonun olması bizim için sıkıntı olacak. Köyün girişi değişecek. Kaldı ki bizim köyümüzün adı Ormanlı köyüdür. Bu ismi biz laf olsun diye almadık. Ormanlarımızı gözümüz gibi koruduk. Şu gördüğünüz ormandan bir dal bile almayız. Kimse oraya girmez. Her zaman da sahip çıkar.

Köyümüz Turizm Alanı İçinde Bulunuyor

Bir başka konu daha var ki o da köyümüz turizm alanı içinde bulunuyor. Bu meşelik orman müthiş bir mesire alanı olabilecek özellikler taşıyor. Şu an çok sıcak değil mi, ormana girin ne kadar serin olduğunu göreceksiniz, hissedeceksiniz. Orman Bölge Müdürlüğü yaklaşık 3 ay öncesi köyümüz hudutları içinde bulunan Borçka-Artvin Karayolu kenarlarına fidan dikti. Bu fidanların yaşaması için iki günde bir kocaman itfaiye aracı geliyor, suluyor. Bu orman ise hiçbir şey istemiyor. Siz ondan isteyin, size hayat vermeye, hizmet sunmaya hazır, mükemmel bir alan.

Karşımızda Çok Güzel Hazır Bir Alan Var!

Bakın şunu peşinen söyleyeyim. Burada neden Trafik İstasyonu kuruluyor diye karşı çıkmıyoruz. Bu meşelik alan dışında hemen karşısında yine Orman Bölge veya hazineye ait gayet geniş ve büyük bir yer var. Ne ağaç kesmeleri gerekir, ne de toprak hafriyat çıkarmaları gerekiyor. Orada yapabilirler. Neden ille de burası. Yazık değil mi? Biz çevremizi, doğamızı korumak ve turizm için bu alanların değerlendirilmesini istiyoruz. Kaldı ki köyün girişinde 5 buçuk dönüm bir alan yasak bölge statüsüne giriyor. Bunda elbette ki biz Ormanlı köyü halkı etkileneceğiz.

Sayın Valimizden Mahkeme Sürecinde Buraya

Dokunulmaması Yönünde Yardım Talep Ediyoruz…

Biz Sayın Valimizin bu konuda bizlere yardımcı olmasını bekliyoruz. Mahkeme süreci bitene kadar buraya kimse dokunmasın. Biz gerek ihtiyar heyeti gerek köy halkı olarak istasyonun bu meşelik alanın kesilerek, yok edilerek, toprağının alınarak köyümüzün girişine kurulmasına asla razı değiliz. Onun için hukuk yolunu kullanarak hakkımızı arıyoruz. Sonuna kadar da arayacağız. Adalet ne derse de ona uyacağız.

Orman Bölge Müdürlüğünden gelen ekibe de bunu anlattık. Köylü olarak buna müsaade etmeyeceğimizi söyledik. Bir tutanak tutup buradan ayrıldılar. Sınır tespiti ve damgalama işlemi yapıldıktan sonra peşinden kesim yapılır hale geliyor. Mahkeme süreci devam derken kesim yapılırsa mahkeme de durdurma kararı çıkarsa yazık olmaz mı? Son olarak yine buraya yakın yerlerde alternatif yerler vardır. Yetkililer gelsin gösterelim, konuşalım. Ama burası gerek konumu itibarıyla gerekse, içinde bulunan meşe ormanını yok edeceği için uygun değildir. Biz Ormanlı köyü halkı olarak bu yüzden mahkemeye gitmiştir. Ormanlı köyü halkı hakkını ararken kırmaz, dökmez, saygısızlıkta bulunmaz. Son derece medeni saygı sevgi çerçevesinde meramını ve derdini anlatarak eylem yapmayı bilir. Dün biz bunu yaptık.” dedi.

Bütün Türkiye’de Orman Sorunu Yaşanıyor!

Emekli Din Görevlisi Süleyman Mert(74) söz konusu olan alandaki ormanın kendi evi ve arazisinin bitişiği olduğunu, kimsenin burada bir dal bile kesmediğinin altını çizerek;

“Köyümüz Ormanlı, ormanlık alan içinde yüz yıllardır varlığını sürdürüyor. Devlet ormanı bizim elimizden aldı. Kamu veya özel kuruluşlara verebiliyor. Biz bir dal kesmiş olsak yıllarca mahkemelerde sürünürüz. Orman ile sorunumuz 1945’lerde başlamış. Bütün Türkiye’de aynı sorunlar yaşanıyor. Bu ormanlık alan köylü tarafından korunarak büyümüş ve bu hale getirilmiştir. Oysa başka yörelerde ormanlara nasıl zulümler yaşandığını haberlerden okuyor, dinliyoruz. Ormanı orman muhafaza memurları değil, sevgi korur. Biz sevgiyle koruduk. Kesilecek durumdaki ağaçları kestik. Ormanı sıkıştıran, kırılmış, belirlenmiş ağaçları kestik. Eğer öyle yapmasaydık. Bu yörede eşine az rastlanır güzellikteki bu meşelik alan meydana geldi. Buna nasıl kıyılır ki? Günahtır, yazıktır. Bakın atalarımız bu konudan ne kadar hassasmışlar. Fatih Sultan Mehmet ‘Yaş kesen baş keser’ demiş. ‘Bir dal kesenin boynu vurula demiş.’ bu aslında şunu anlatıyor. Ağaç ve orman sevgisi dinimizde de büyük yer tutmaktadır. Beşikten mezara kadar hep ağaç ile iç içe değil miyiz? Elimizde tuttuğumuz kalem, yazdığımız defter, son yolculuğumuzda mezarımıza bizimle gelen tek şey ağaç. Yaşarken nefesimizdir orman. Şimdi buna nasıl kıyacaksınız. Neden?

Bunun Dışında Başka Yerler De Var.

Hani yer olmaza, çaresiz kalınsa anlarım. Ben yıllarca din görevlisi olarak çalışmış, halden, anlayan doğruyu ve eğriyi ayırabilen insanım. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Sayın valimizden ben de rica ediyorum. Burada bir katliam yapılacak. Bu ağaçlar kesilecek, altındaki toprak bir yerlerden aşağıya dökülüp gidecek. Sonsuza kadar bu güzelim yeri kaybetmiş olacağız. Ölüm hariç her şeyin çaresi var. Son sözüm de budur” dedi.

Artvin Halkı 15 Yıldır Çevre Kirliliğine Bağışıklık Kazandı! Kirliliği Fark Edemiyoruz!

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan Artvin’de çok ciddi bir çevre sorununun yaşandığını, insanlarımızın 15 yıldır bu çevre kirliliğine karşı bağışıklık kazandığı için fark edemediğini belirterek;

“Ormanlı köyü girişindeki bu güzel ormanlık alan Bölge Trafik İstasyonu için kesilmek isteniyor. Biz Yeşil Artvin Derneği olarak ağaçların kesilmesini değil daha çok dikilmesini, ormanın korunmasını, ormana zarar veren, kesilmesi gereken ağaçların kesilmesini istiyoruz. Burası çok güzel korunmuş ormanlık bir alan. Köyün girişinde bulunuyor. Karşıda boş arazi var. Orada neden yapılamadığını merak ediyorum. Umarım ki bu karardan vazgeçerler de burası kurtulur. “dedi.

 


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com