İstanbul Beykoz Soğuksu Mahallesi’nde yaşayan Artvinli Selim Değirmenci ( 50 ), Artvin ve yöresine ait olan birçok ağaç türlerini evinin bahçesine dikerek, memleketini İstanbul’a taşımış oldu. Değirmenci ayrıca İstanbul’da olmaz denilen birçok sebze, meyve ve çiçek türünü de bahçesinde yetiştirerek bir başka başarıya daha imza attı.

Artvinli Selim Değirmenci, 1969 yılında babasının İstanbul’a taşınması sebebiyle İstanbul’da yaşamaya başladı. Çocukluğundan beri çiftçiliğe merakı olan Değirmenci, Artvin’de gördüğü bir çok sebze, meyve, çiçek ve ağaç türlerini bir gün İstanbul’daki bahçesinde yetiştireceğim, diyerek çalışmalarına başladı. Değirmenci’nin ilk işi 1969 yılında Artvin yöresine haz olan bodur elma ağacını bahçesine dikmesi oldu. Bu şekilde başlayan çiftçilik öyküsü, her geçen gün diktiği yeni ağaçlar ile devam etti. Zamanla Artvin Hurması, Artvin Armudu ( Banda), Artvin eriği, Artvin Dutu, Nar, böğürtlen, Ceviz, Elma ve İncir ağaçlarının dikilmesi ile devam etti. Bahçesine diktiği ağaçların yanı sıra birçok sebze türlerini de bahçesinde yetiştirmeye devam eden Değirmenci çiftçilik merakını başka yörelerin ağaç ve sebze meyve türlerini de bahçesine dikerek sürdürdü. Balıkesir yöresine ait olan Hınnap meyvesi, Adıyaman yöresinden Peygamber Üzümü, Giresun Yöresinden Karayemiş, Mersin yöresinden mandalina ve portakal, Yalova yöresinden Limon gibi ağaçları da diken Değirmenci, hızını kesemeyerek bu seferde yurt dışındaki ağaç türlerine yönelmeye başladı. Almanya’dan o yöreye ait dikenli meyve ağacı, Japonlara özgü olan tek hücreli Kamelya ağacı, Güney Afrika’dan Avakado ve Papaya meyvesini de bahçesinde yetiştirmeye başlayan Değirmenci, gözünü bu sefer daha yükseklere dikti. Güney Amerika’dan Liçi ağacını da getirmek isteyen Değirmenci, başarılı çiftçilik yaşantısına bahçesinde yetiştirdiği tavuk ve hindileri de ekleyerek sürdürdü. Kendi elleriyle hindi ve tavukları besleyen Değirmenci, onlara bahçesinde ayrıca ağaç üzerinde bir ev yaparak bahçesini geliştirmeyi sürdürdü. Çevresinde doğa aşığı olarak bilinin hamarat çiftçi Selim Değirmenci, bir yandan resmi bir kurumda çalışırken diğer yandan da boş zamanlarında evinin yanı başındaki bahçesinde hünerlerini sergilemeye devam ediyor. Hayallerinde daha bir çok ağaç türü ile sebze çeşitlerini bahçesinde yetiştirmek olan Selim Değirmenci, Artvin’i İstanbul’da yaşamaya devam ediyor. Artvinlilerin gıpta ile izlediği Selim Değirmenci, merakına ilişkin yaptığı açıklamalarda, Artvin’e olan hayranlığını dile getirdi. Artvin’in Ardanuç ilçesinde Ovacık köyünde başladığı yaşamını İstanbul’da aynı şartlarda sürdürmek için çaba sarf ettiğini anlatan Değirmenci, böylesi bir bahçeye sahip olmanın gururunu da yaşadığını söyledi. Değirmenci, “ Ben köyüme aşık bir kişiyim. Köyümde bulunan ağaç türleri, sebze ve meyveler neden İstanbul’da Soğuksu’da olmasın diyerek yola çıktım. 1969 yılında başlayan ağaç dikim serüvenime her geçen gün yenilerini ekleyerek sürdürdüm. Bana çevremdeki arkadaşlarım birçok ağaç türünün burada yetişmeyeceğini söylemişlerdi. Birçoğunun ise İstanbul’da olması imkansız demişlerdi. Ama gördük ki imkansız değilmiş. İstedin mi, emek verdin mi her şey olabiliyormuş. Ben bahçemi sadece İstanbul’da değil tüm Türkiye’de örnek bahçe haline getirmek istiyorum. Bu konuda çok fazla merakım var ve sürekli araştırma yapıyorum. Duyduğum, gördüğüm tüm ağaç türlerini kendi bahçeme kazandırmaya çalışıyorum. Adeta evimin bahçesini botanik bahçeye çevirmek istiyorum. Bu konuda şimdiye kadar hiçbir kimseden bilimsel destek almadım. Tamamı kendi bilgi ve becerimin ürünüdür.”diye konuştu.

Selim Değirmenci’nin bahçe hikayesinde çok ilginç bir ayrıntı daha bahçeyi gezince dikkatlerden kaçmıyor. Bir dönüm bahçesinde diktiği ağaçlar, meyveler ve sebzeler ile süs bitkileri için lazım olan su için ise çok ilginç bir çözüm bulmuş, Selim Değirmenci. Bahçesinde bir tek damla şebeke suyu kullanmayan Değirmenci, su sorununu ise evinin çatısına yağan yağmur sularını bahçesine koyduğu 1.5 tonluk su deposunda toplayarak gidermiş. Üstelik bu depoların içerisinde biriken böcek, kurtları da doğal gübre olarak kullanarak gübre ihtiyacını da gidermiş. Konuya ilişkin olarak konuşan Selim Değirmenci, “ Bütün bu ağaçlara ve bahçedeki sebzelere su yetiştirmek içinde 1.5 tonluk iki su deposu yaparak su sorunu da giderdim. Su deposunun da hikayesi ilginçtir. Çatıya yağan yağmur sularını kurduğum sistem sayesinde su deposunda biriktiriyorum. Su depolarımın içinde kendiliğinden oluşan böcek ve kurtları da doğal gübre olarak kullanıyorum. Ben Allah’tan gelen nimeti direk olarak gübre olarak kullanıyorum. Böylece bahçemin bereketi artıyor. Ben merakımı bu şekilde sürdürmeyi düşünüyorum. Bahçemi kendi emeklerimle botanik bahçeye çevirmek istiyorum. Ziraat Fakülteleri’nin gelip inceleme yapmalarını isterim. Onların da önerileri benim için önemlidir.”diye konuştu.

İstanbul’da memleketini yaşayan Selim Değirmenci, hayattaki amacını da açıkladı. Bir gün mutlaka köyüne döneceğini ifade eden Değirmenci, “ Ben mutlaka bir gün köyüme döneceğim. Burada gördüğüm bütün imkanları, son teknolojik aletleri köyüme götürerek köyümde bulunan boş arazileri değerlendirmek istiyorum. Köyümde tarımı geliştirmek istiyorum. İnşallah bunu başaracağım. Köyümde arazi çok fazla derecede var. Ancak yeterli derecede tarım yapıldığına inanmıyorum. Köyümde tarımı geliştirmek için herkese örnek olmak en büyük amacım.”diye konuştu.

İstanbul’daki Artvinli Selim Değirmenci’nin bahçesi görülmeye değer. Bahçenin güzelliğini görenler bahçeyi gezerek Değirmenci’den bilgi alıyorlar. Değirmenci’de İstanbul’da Artvin’i tanıtmanın keyfini alıyor. Ne diyelim böyle bahçe sadece Selim Değirmenci’ye değil herkese lazım…