Torun yaptığı yazılı açıklamada;  ‘‘Milli Eğitim Bakanlığı, beklenmedik bir anda kucağında bulduğu yeni eğitim sisteminin başarılı olması için yoğun bir çaba içine girmiş görünüyor. Basından öğrendiğimiz kadarıyla MEB, okullarda okutulacak olan seçmeli derslerin kitaplarının yetiştirilmesi için çalışıyor. Kitapların yetişmemesi durumunda ise o dersin öğretmenine kitap haline gelmemiş konuları ciltler halinde fotokopi şeklinde verilecekmiş. Öğretmenler ellerindeki bu dokümanlar doğrultusunda dersleri aktaracakmış. Sorunlar bununla bitse iyi.. Sonbaharda ortaya çıkacak kaosu görmek için eğitimci olmak yeterlidir. Seçmeli derslerin kitaplarının yetiştirilmesinden bahsediliyor ama hangi seçmeli derslerin? Düşünülen veya var sayılan seçmeli dersler için ne kadar branş öğretmenine ihtiyaç bulunuyor? Talim Terbiye Kurulu henüz hangi sınıflarda, hangi seçmeli derslerin, kaç saat okutulacağına dair bir karar vermiş değil. Zira sınıflarda okutulacak temel derslerin haftada kaç saat okutulacağı da, bu derslerin müfredatı da belirlenmiş değil.

4+4+4 eğitim sistemini herkes değişik algılıyor ve işine geldiği şekilde açıklıyor.

Bu konuda MEB’in de fazla bir bilgisi olduğu söylenemez.

MEB’in yeni sistemden haberdar olmadığının bir kanıtı da, Şubat 2012 de yaklaşık 5 bin yeni sınıf öğretmeninin ilk atamasını yapmasıdır. Çünkü 4+4+4 sistemi ile yaklaşık 50 bin sınıf öğretmeni norm kadro fazlası durumuna düşecektir. Norm fazlası durumundaki öğretmenler nereye gönderilecek ve hangi hakla gönderecek? Reformcuların (!) yanlışlarının bedelini öğretmenler mi ödeyecek?

Tüm iyi niyetli eleştirilere rağmen yangından mal kaçırırcasına 4+4+4 sistemini yasalaştıran; Sayın Başbakanın talimatları üzerine de 2012–2013 döneminde uygulamanın hayata geçirileceğini belirten MEB her gün yeni bir skandalla gündeme geliyor.

Derslerin müfredatı hazır değil. Ders kitapları yetişmeyecek, Alt yapı hazır değil.  Öğretmenler rotasyona tabi olacak. Öğrenciler yer değiştirecek.. Ne yapılmak isteniyor?

Bütün bunlar İmam-Hatiplerin orta bölümünü açmak için mi?

Türk Eğitim-Sen’in teklifi (1+5+3+4) İmam-Hatiplerin orta bölümlerinin açılmasına da, devletin dini eğitimi vermesine de engel değil.  MEB’in önemli hazırlıklarından biri de Kürtçe seçmeli derslerin konulması. MEB Müsteşarına göre, Kürtçenin seçmeli ders olarak okutulması için Bakanlar Kurulu kararı verilmesi gerekiyormuş.  Ses bayrağımız olan Türkçenin yanına yeni bir bayrak konulması için hazırlıklar epey zamandır yapılıyordu. Bu konuda daha önce Artuklu Üniversitesi’ndeki çalışmalara dikkat çekmiştim. Şimdi bu üniversitede Kürtçe dersini verecek öğretmenler yetiştiriliyor. Soğuk suya atılıp su yavaş yavaş ısıtılırsa, kurbağa bir şeyin farkına varmaz ve haşlanıp gidermiş. Toplumlar da böyle.. Kürtçenin eğitim dili olarak resmen kabul edilmesi için suyun biraz daha ısıtılması gerekiyor. AKP iktidarı 2003, 2006 ve 2009’da deneyip de geri çektiği, özel öğretim kurumlarının devlet bütçesinden beslenmesi projesini hayata geçirmeye çalışıyor.  Hizmet satın alma ya da öğrenci başına bin beş yüz lira ödeme şeklindeki plan aslında devlet kaynaklarının belli kurumlara aktarılması anlamına gelmektedir. Eğitimin kalitesini yükseltmek ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak devletin temel görevleri arasındadır. Bu görevini özel sektöre devredemez. Kamuda en az maaş alan personel konumuna düşürülen öğretmenlere, sorunları ötelenen memur , hizmetli ve diğer eğitim çalışanlarına Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşatılıyor: Beş ay zamsız maaş..

Memurlar ve emekliler için Toplu Sözleşme sonrasında yazın çok sıcak geçmemesini, eğitim çalışanları için Eylül ayının kâbusa dönüşmemesini diliyoruz’’ ifadelerine yer verdi.