Artvin’de Zafer Bayramı Coşkusu Yaşandı

2019-08-31 08:18:57

Artvin’de Zafer Bayramı Coşkusu Yaşandı

Artvin'de de 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 97. yıl dönümü dolayısıyla tören düzenlendi.

Valilik önünde düzenlenen törende Vali Yılmaz Doruk, Garnizon Komutanı Piyade Albay Şükrü Şendoğan ve Belediye Başkanı Demirhan Elçin Atatürk anıtına çelenk sundu.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Vali Doruk, beraberindeki Şendoğan ve Elçin’le askeri araç üzerinden vatandaşların bayramını kutladı.

Törende günün anlam ve önemine ilişkin konuşan Üsteğmen Murat Şimşek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazanılan zaferin 97'nci yılını ulusça kutlamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Üsteğmen Murat Şimşek konuşmasında; “Bugün Türkiye cumhuriyetinin kurulmasına temel teşkil eden 30 ağustos 1922 de kazandığımız büyük zaferin 97’nci yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz.

Asil Türk milleti kahraman Türk ordusuyla birlikte, varlığına ve vatanına kastedenlere karşı, 97 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle, yeniden dirilerek, topyekün bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine az rastlanır bir zafer kazanmıştır.

Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası, tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir.

1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda birinci dünya savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devletleri ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.

İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa kemal paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak “ya istiklal ya ölüm” parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır.

Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı, güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya meydan muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır.

Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa kemal paşanın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada aldatmayı başarmıştır. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği afyon mevzilerini 3 günde geçerek 30 ağustosa gelindiğinde, düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etmiştir. Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vurulmuş, ardından icra edilen takip harekatlarıyla da 9 eylülde düşman İzmir’de denize dökülmüştür.

Dünya tarihçileri büyük taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır; “Türkler, Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar.” Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede, kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun, 10 günde 500 Kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir.

30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin ikinci yıldönümünde Dumlupınar’ın çal tepesinde yapılan törende başkomutan gazi Mustafa kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz; “hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk cumhuriyetinin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.” “harpler yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çatışması değildir. Meydan muharebesi, milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır.”

İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin; kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde alnını akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Ve bu sonuçların günümüze de yansımakta olduğu gözlemlenmektedir. Bu zaferle, Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe, türkün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askeriyle değil, milletiyle topyekün olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır.

30 Ağustos zaferi, Türk ordusuna “silahlı kuvvetler günü” olarak armağan edilmiştir. Türk silahlı kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silahı ve teçhizatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır.

Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk silahlı kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir.

Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça başta ulu önder gazi Mustafa kemal Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.." ifadelerine yer verdi.

Öğrenciler tarafından 30 Ağustos Zaferi konulu şiirlerin konulmasıyla devam den programda Livane Mehtar Takımı'nın sunduğu gösteri beğeni topladı.

Kutlamalar, geçit töreninin ardından sona erdi.

Kutlamalara CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, Artvin Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Yasin Başbay, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Tilki, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Bahtiyar Yılmaz, İl Emniyet Müdürü Mehmet Selvi, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Seçkin Kurt, bazı kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com