Dünya Çevre Gününde Resim Ve Müzik Şenliği

2012-06-07 08:55:36

Artvin Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu yıl ilkini gerçekleştirdiği Resim ve Müzik şenliği yoğun ilgiyle tamamlandı.

Artvin Milli Eğitim Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik il Müdürlüğünün ortaklaşa düzenlediği resim ve müzik şenliği Artvin spor salonunda gerçekleşti. Dünya Çevre günü etkinliği kapsamında düzenlenen şölene Artvin Vali Yardımcısı Şenol Kaya, Belediye Başkan Yardımcısı Zafer İnce, İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz, Çevre ve Şehircilik il Müdürü Hasan Bebek, Kültür ve Turizm müdürü Hüseyin Ateş, okul öğretmenleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Bu yıl ilki düzenlenen Resim ve müzik şenliğin önümüzdeki yıllarda gelenekselleşmesi planlanıyor. Bir gün süren etkinlik sabah erken saatlerinde başladı. Çevre ve şehircilik müdürlüğü tarafından öğrencilere penye ve şapka dağıtıldı. Müzik eşliğiyle doyasıya eğlenen öğrenciler yaptıkları resimleri sergilediler. 13.30’da aşılışı gerçekleşen şenliğin açılışını Artvin Vali Yardımcısı Şenol Kaya, Belediye Başkan Yardımcısı Zafer İnce, İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz, Çevre ve Şehircilik il Müdürü Hasan Bebek gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlayan program da günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Artvin Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz gerçekleştirdi. Yanmaz gerçekleştirdi konuşmada şu ifadelere yer veridi, “Sevgili gençler sizleri dünya çevre gününde böylesine bir etkinlikle ağırlamaktan ve sizlerle olmaktan onur duyuyorum. Resim ve Müzik şenliğimize hoş geldiniz. İçinde bulunduğumuz haftanı hafta Dünya Çevre Günü ve Çevre Koruma Haftası olması nedeniyle Çevre Ve Şehircilik Müdürlüğümüzle birlikte yaklaşık 2 ay önce belirlediğimiz bu günde orta kademede ki il genelinde ki öğrencilerimizin katılımıyla hem müzik hem de resim şenliğini planladık. Sizler şuan resimlerin yapılmış halini görüyorsunuz. Bu resimler öğrencilerimiz tarafından 5’er kişilik grup halinde sabah bizzat burada yapıldı. Merkezde ki okullarımızda önceden yaptıkları 3 resmi ve bugün yaptıkları 4. resimle birlikte şenliğimize katıldılar. Sabah ki bölümde öğrencilerimiz müzik eşliğinde gösteriler sundular. Amacımız sınav kaygısında uzaklaştırmak, sosyal ve kültürel faaliyetlerde de sizlerin gizli yeteneklerini açığa çıkarabilmektir. Bu anlamda yaptığımız etkinlikte katkıları olan başta Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğümüze, öğrencilerimizin öğlen yemeğini karşılayan Menderes Kolejimize, emeği geçen öğrencilerimize, ARGE bölümünde çalışan tüm arkadaşlarımıza, Şube Müdürüm Mustafa Yüksel’e ve öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Bugün ki etkinlik kısa sürede planlandığı için dar çerçevede kaldı ama gelecek yıldan itibaren il genelinden dışarı çıkarak Erzurum Rize, Trabzon Ardahan. Ağrı gibi çevre illerimizi de katarak daha geniş kapsamlı bir şenlik havasına büründürmeyi planlıyoruz” dedi. Programın devamında ise Çevre ve Şehircilik il Müdürü Hasan Bebek konuşma yaptı. Bebek konuşmasında, “ 5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebetiyle İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzce ortaklaşa düzenlenen 1. Resim ve Müzik Şenliği ve Dünya Çevre Günü Kutlama programına teşriflerinizden dolayı teşekkür eder hepinizi sevgi ve saygıyla selamlarım. Uluslararası ölçekte ilk Dünya Çevre Konferansı olarak tarihe geçen ve 5-16 Haziran 1972 tarihinde 113 ülkenin katılımıyla toplanan Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı İsveç´in başkenti Stockholm´de bir deklarasyon yayınlamıştır. Bu deklarasyon toplam 26 madde olup 1. Maddesinin ilk iki cümlesi ".İnsanın; hürriyet, eşitlik ve yeterli yaşam koşulları sağlayan onurlu ve refah içinde bir çevrede yaşamak temel hakkıdır. İnsanın bugünkü ve gelecek nesiller için çevreyi korumak ve geliştirmek için ciddi bir sorumluluğu vardır..." şeklindedir. İşte bu anlayışla kaleme alınan deklarasyon ile ilan edilen 5 Haziran Dünya Çevre Günü; tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çevre koruma bilincinin yaygınlaştırılması, en üst seviyeye çıkarılması, vatandaşlarımızın aktif katılımlarının sağlanması amacıyla çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bugün de aynı amaçla çevrenin tüm canlılar için önemini dile getirmek ve sesimizi daha geniş kitlelere duyurmak için bir araya geldik. Dünyanın yakın ve uzak geçmişine şöyle bir baktığımızda Ekonomik büyüme, nüfus artışı, üretim ve tüketim alışkanlıkları çevre üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır. Çevre yönetiminde uygulama, izleme ve denetim konusundaki yetersizlikler bu baskıyı önemli çevre sorunlarına dönüştürmekte, doğal kaynakların koruma-kullanma dengesi içinde değerlendirilmesi önünde engel teşkil etmektedir. Ayrıca, yerleşim alanlarında düzensiz ve izinsiz yapılaşma, yetersiz teknik altyapı, yüksek afet riski ve güvenlik sorunu gibi hususlar yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. ADNKS verilerine göre, 2010 yılında kentlerde 52,3 milyon kişi yaşamakta olup kentleşme oranı yüzde 71, kentleşme hızı ise yüzde 2,9´dur. Hızla artan dünya nüfusu yanında ülkemizin bu yüksek kentleşme oranı da dikkate alındığında, plansız sanayileşme, sağlıksız kentleşme, bölgesel savaşlar, verimi arttırmak amacıyla kullanılan tarım ilaçları, yapay gübreler ve deterjan gibi kimyasal maddeler giderek çevreyi kirletmeye başlamış bunun sonucu olarak büyük oranda kirlenen hava, su ve toprak canlılar için zararlı olabilecek boyutlara ulaşmıştır.

Tüm bu riskleri ortadan kaldırmak ve sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerini bir arada gerçekleştirebilmek amacıyla 29 Haziran 2011 tarih ve 644 sayılı KHK ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuş ve bu sayede köklü yasal ve kurumsal değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Henüz 1. yılını doldurmak üzere olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulması ile birlikte kentleşme münferit bir politika alanı olarak tanımlanmış olmaktadır. Bu sayede gerek çevre ve gerekse kentleşmenin sürdürülebilirlik hâkim teması altında bütünleştirilmesinin yolu açılmıştır. Kentlerimizde, kalkınma, yatırım ve mekânsal gelişme politikalarının uyumsuzluğu çeşitli boyutlarda sorunlar doğurmaktadır. İmar mevzuatının fiziki planlama, uygulama ve yapılaşmaya yön verecek stratejik bir yaklaşımla geliştirilmesi önem arz etmektedir. Afet risklerinin azaltılması, kentsel yaşam kalitesinin artırılması ve özgün mimariye dayalı kentsel estetiğin sağlanması amacıyla kentsel dönüşüm, yenileme ve imar haklarının transferi alanlarındaki uygulamalara yön verecek ve uygulamalarda standardı sağlayacak. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu´nda kabul edilerek, yasalaşmıştır. Yasa, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini oluşturmak üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair esasları düzenlemektedir.

Sevgili çocuklar insanlığın bugününü ve yakın geleceğini etkileyen çevre sorunları artık dünyada farklı sosyal ve siyasal özelliklere sahip ülkelerin üzerinde anlaştıkları ya da anlaşmak zorunda kaldıkları bir konu haline gelmiştir. Bildiğimiz gibi hava, su, toprak insan yaşamı için en gerekli unsurlardır. Bu unsurlardan birinin bozulması, doğayı tüm canlılar için yaşanmaz hale getirmeye yetmektedir. Bu açıdan çevrenin korunması, çevre bilincinin geliştirilmesi hayati bir öneme sahiptir. Sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesi, nüfusun hızla artması vb. sebeplerle hava solunamaz, su içilemez hale gelmekte, ormanlarımız hızla yok olmakta, bilinçsiz tarım uygulamaları vb. sebeplerle topraklarımız çoraklaşmakta ve çölleşmekte, bitki ve hayvan türleri hızla yok olmaktadır. Araştırmalara göre Dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin yüzde 50 sinin son 35 yılda meydana geldiği belirtilmektedir.

Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda yapılan tüm bu çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamalarının sağlanmasıdır. Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır. Çağdaş çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı insanların temel haklarından biri olarak kabul etmektedir. Nitekim Anayasamızın 56. Maddesinde "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.", "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir." hükmü yer almaktadır. Ülkemizde yaşanmakta olan çevre sorunlarının ana nedenlerinden birisi, bilgi edinme ve bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Çevre bilincinin oluşmadığı eğitilmemiş toplumlar yaşadığı dünyayı kendinden sonra başkalarının da kullanacağını idrak edemez. Oysa çevre, bize geçmişten bırakılan bir miras değil gelecek nesillere en güzel şekilde devredilmesi ve sürdürülebilmesi gereken bir emanettir.

Sevgili öğrenciler burada şunu vurgulamak isterim ki kirlenmiş çevreyi temizleyip yeniden yaşanabilir bir çevre haline getirmek, çevreye zarar vermeden korumaktan çok daha güç ve pahalıdır. Bu nedenle üretirken ve tüketirken canlı yaşamını, doğal çevreyi tehdit etmeyen tutum ve davranışlarla doğa-insan ilişkilerinin yeniden kurulmasına büyük önem verilmelidir. Tükenmez sanılan doğal kaynaklarımızın tükenebileceği bilinciyle gelecek kuşakların haklarına da sahip çıkarak yeni tüketim alışkanlıkları kazanmalı, toplumda çevre bilinci en üst düzeye çıkarılmalıdır. Çünkü dünyanın geleceği insanoğlunun tutum ve davranışları ile doğrudan ilgilidir. Çevre değerlerinin korunması ancak eğitim ve bireylerin bilinçlendirilmesi ile mümkündür. Toplumun tüm kesimlerinde çevre konusunda bilgilendirme, bilinçlendirme çalışmaları ile olumlu ve duyarlı davranış değişikliklerinin oluşturulması, doğanın bozulmadan kullanılabilmesi ve bozulmuş çevrenin yeniden kazandırılmasının temelinde eğitim yatmaktadır.

Şimdi size çevreyi kirletici ve alınacak tedbirleri açıklayıcı hususlardan bazılarını anlatmak istiyorum. Şöyle ki; etkili bir çevre yönetimi öncelikle atıkların kaynağında biriktirilerek,   toplanması, taşınması ve bertaraf ile mümkündür. Bu da atıkların düzenli depolanması, yakılması ve kompostlaştırma yani çürüme ve gübreye dönüştürülmesi şeklinde olmaktadır. Buradan şunu anlıyoruz. Katı atık üretiminde öncelikle, üretilen çöp miktarının azaltılması gerekmektedir. Ayrıca atığın kaynakta ayrıştırılarak toplamaya hazır hale getirilmesi için hane halklarının bilinçlendirilmesi ihtiyacı devam etmektedir. Ulusal düzeyde etkin bir katı atık yönetim sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar kapsamında evsel nitelikteki atıklar için Bakanlığımızca Katı Atık Ana Planı tamamlanmıştır. Ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, tekrar kullanımı, geri dönüşümü ve geri kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarın azaltılması, belirli bir yönetim sistemiyle kaynağında ayrı toplanması, taşınması ve ayrıştırılmasına ilişkin teknik ve idari standartların oluşturulması gibi hususları kapsayan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği 2011 yılı Ağustos ayında yürürlüğe girmiştir.

Evlerde kullanılan bitkisel atık yağların lavaboya dökülmemesi, atık piller ve akülerin, elektrikli eşyaların, ömrünü tamamlamış lastik ve motorlu araçların, cam, pet şişe, ambalajların, ayrı toplanması gerekmektedir. Ülkemizde 2009 yılında toplanan yaklaşık 27 milyon ton evsel nitelikli katı atığın yüzde 52´sinin düzenli depolama sahalarında, yüzde 1,2´sinin ise kompost tesislerinde bertaraf edildiği tahmin edilmektedir. Kalan yaklaşık yüzde 47´lik kısmı ise düzensiz, vahşi depolama yöntemiyle depolanmaktadır. 2011 yılı itibarıyla işletmede olan düzenli depolama tesisi sayısı 59 olup bu tesisler ile 756 belediyede 41 milyon nüfusa hizmet verilmektedir. 40 adet düzenli depolama tesisi ise inşaat ve ihale aşamasındadır. 2008 yılında toplam kapasitesi 551 bin ton/yıl olan 4 kompost tesisinde yaklaşık 47 bin ton kompost üretilmiştir. 2009 yılı itibarıyla üretilen yaklaşık 98 bin ton tıbbi atığın yüzde 16´sı yakılarak, yüzde 44´ü kireçle gömülerek, yüzde 40´ı ise sterilizasyon yöntemiyle bertaraf edilmiştir. 2011 yılı itibarıyla 17 ilde tıbbi atık sterilizasyon ünitesi bulunmakta olup bu tesislerden 54 il yararlanmaktadır. 10 ilde ise tıbbi atık sterilizasyon ünitesi kurulma aşamasındadır.

Belediyeler, katı atık yönetiminde toplama ve taşıma konularındaki görevlerini büyük ölçüde yerine getirirken, bertaraf konusunda gereken etkinliği ve hassasiyeti göstermemektedir. Özellikle düzensiz depolama, depo sahalarının yer seçiminde yapılan hatalar ile işletme koşullarındaki olumsuzluklar giderek büyüyen sorunlara sebep olmaktadır.

Sevgili çocuklar, peki atık yönetimi neden bu kadar önemli olmaktadır? Çünkü unutulmamalıdır ki 1 ton atık kâğıt eğer kaynağında ayrı toplanıp geri kazanılırsa tam 17 adet çam ağacı kurtulmuş olur. Böylelikle atıkların ayrı toplanması ile hem doğal kaynaklarımız korunmuş olur, hem enerji tasarrufu sağlanır, hem atık miktarı azalır ve hem de ülke ekonomimize katkı sağlanır. Çevrenin korunması geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilecek çabalar insanların daha sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşamalarına imkan sağlayacaktır.

Sürdürülebilir kalkınma ile refah seviyesi yüksek bir hayat yaşayabilmek her insanın hakkıdır. Ancak kalkınırken olumsuz etkilere sebep olmamak veya hiç değilse meydana gelebilecek çevre sorunlarını en aza indirmek insanların kaçınılmaz görevidir. Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda, insan sağlığını, doğal kaynakları ve estetik değerleri korumak suretiyle yeterli çevresel koruma düzeyine erişilmesi ve kentlerin temiz, güvenli ve yaşam kalitesi yüksek yerler haline getirilmesi temel amacımızdır. Bu duygu ve düşünceler ışığında herkesin Dünya Çevre Gününü kutlar saygılar sunarım” dedi.

Okullar seviyesinde öğrenim gören öğrencilerde; sanatlar zevkini geliştirmek, farklı yerleri tanımasını, sosyal ve kültürel faaliyetlerde etkin rol ve kendi aralarında dayanışmayı sağlamak, paylaşma duygusunu geliştirmek ve sınav unutturmak amaçlı ifade eden yetkililer önümüzdeki yıllarda bu etkinliğin daha kapsamlı gerçekleştirmeyi düşündüklerini ifade ettiler. Şenliğe Artvin İlinden katılan okullar 3´er adet grup çalışmasıyla katıldılar. 3 adet resim kendi okullarında sınıf ortamında öğretmenin gözetiminde yaptırıldı, konu serbest tutuldu. Yapılan resimlerde “Dünya Çevre Günü” konuları kapsamında gerçekleştirildi. Programın son bölümünde ise okulların öğretmen ve öğrencilerine katılım belgesi verildi. Ardından ise Etkinliğe Artvin Vali Yardımcısı Bahadır Güneş, Belediye Başkan Yardımcısı Zafer İnce, İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yanmaz, Çevre ve Şehircilik il Müdürü Hasan Bebek, Kültür ve Turizm müdürü Hüseyin Ateş sergide yayınlanan resimleri tek tek inceledi. Ardından programa son verildi.


Serhad Artvin Gazetesi © 2012 Tüm Hakları Saklıdır.
İnönü Caddesi. Karahan İşhanı No:16/A - ARTVİN -- Tel :0(466) 212 11 29 - Faks: 0(466) 212 38 84 - E-Posta: osengun{at}hotmail.com