

Zeki PaçacıoÄŸulları…
Efendim bazı insanlar vardır hayat doludur. DuruÅŸu ile oturuÅŸu ile kalkışı ile konuÅŸması ile gülmesi ile bakış açısı, yorumu ile farklılığını ortaya koyar, insanları pek mutlu eder. Cana yakınlığı, sıcaklığı, mertliÄŸi, delikanlılığı, adamlığı ile de gönüllerde taht kurar. Bizim Zekimiz böyleydi. Hatilanın o büyülü vadisinde büyüdü. KuÅŸu kelebeÄŸi, çiçeÄŸi otu, bitkiyi aÄŸacı sevdi. DoÄŸa ile iç içe yaÅŸadı. Deresinde yüzdü serinledi. Alabalığını tuttu. ÇocukluÄŸu mutluluk içinde geçti. YüreÄŸi sevgi doluydu. Büyüdükçe biçim kazandı, kendini geliÅŸtirdi. Yüksek tonda çıkan o gürültülü sesi, espri anlayışı, mizahi yanı ona yeni deÄŸerler katıyordu. Aranılan bir isim haline gelmiÅŸti. Sezgileri, düÅŸünceleri o denli zengindi ki toplumun her kesiminde kendine yer edindi. GençliÄŸinde folklor oynadı komutlar verdi. Gazozuna, baklavasına futbol oynadı. Onun mayasında liderlik vardı. Her konuda kendini geliÅŸtirdi. SaÄŸlam, güvenilir oldu. İnsanların arkasında kale gibi dik dururdu. Onun dostluÄŸu dünya malı ile her ÅŸeye deÄŸerdi. Açık sözlüydü; lafını esirgemez söylenecekleri insanın yüzüne söylerdi. Kırılgan birisi deÄŸildi. ArkadaÅŸlığı insana keyiften öte huzur verirdi. Öylesine sosyal bir insandı ki yaÅŸamın her alanında anılarını anlatırken etrafını neÅŸeye boÄŸar kahkahalardan geçilmezdi. O bir candı, pek çoÄŸumuzun yaÅŸam suyu gibiydi. Onunla her ÅŸey güzeldi.
Efendim Serhad Artvin gazetenizin İz Bırakanlar köÅŸesindeki bu günkü konuÄŸu Zeki PaçacıoÄŸulları. 12.12. 1957 de Artvin de doÄŸdu. 3 Kasım 1995 yılında yaÅŸamını yitirdi. Tütüncüler köyüne damat oldu. EÅŸi Nazife PaçacıoÄŸulları’dır. Üçü kız üçü oÄŸlan altı çocuÄŸu dünyaya geldi. OÄŸulları Özcan, OÄŸuz, Miraç, kızları Gülcay, Öznur, Aynur… Zeki PaçacıoÄŸulları lise mezunudur. AskerliÄŸini İstanbul’da yaptı. Bir gün hafta sonu koÄŸuÅŸun kapısında güneÅŸin altında uzanmış ÅŸekerleme yaparken, sözde karate ustası diye geçinen birisi bizim rahmetliye bir iki hareket çeker onu rahatsız eder. Uyarıya raÄŸmen söz dinlemez. Ukalalığına devam eder. Sen kısmetten çıkmışsan ben ne yapayım der Zeki. AyaÄŸa kalkar, karateci bozuntusuna iki tane Osmanlı tokadı çeker. Adamı alıp revire götürürler. Onun askerlik anıları çok zengindir. Askerlik dönüÅŸü sanayide oto tamirciliÄŸine baÅŸladı. GüreÅŸe çok meraklıydı. Hemen hemen sanayide güreÅŸmediÄŸi kimse kalmamıştı. İşi iyiydi, dükkânı eÅŸi dostu ile dolar taÅŸardı. İş için gelen onun muhabbetini dinlemek için gelenlerin sayısı hiç azımsanacak deÄŸildi. Kara ÅŸanzımanlı kırmızı burunlu bir bedfort kamyonu vardı. Kamyonunu severdi, benim yürüyen ekmek teknem diyordu ona. Vadiden kütük taşıyordu. Sanayi yönetim kurulunda görevler aldı ve baÅŸkanlığa kadar yükseldi. Onun baÅŸkanlığında sanayi sitesinin pek çok sorunu çözüldü. GiriÅŸken tuttuÄŸunu koparan birisiydi. 1991 yılında kendisine gelen teklifle DSP birinci sıra milletvekili adayı oldu ve bir süre siyasetle ilgilendi. Ne yaparsa kendine yakıştıran birisiydi.
Rahmetli Zeki bu küçük ÅŸehrin en çok sevilen insanlarından birisi oldu. Onu seven herkes siyasi yanına bakmadan seviyordu. Bütün ömründe insanlara iyilik yapmayı kendine düstur edindi. Kimsenin kalbini kırmadı, kimseye zarar vermedi. Gezmeyi, eÄŸlenmeyi, arkadaÅŸları ile daÄŸ bayır gezmeyi, piknik yapmayı çok seviyordu. YaÅŸama dört elle baÄŸlıydı. O kadar canlı o kadar cana yakındı ki onu hepimiz çok seviyorduk. Evine, ailesine, çocuklarına çok düÅŸkündü. Üçüncü romanım “Küçük Åžehrin İnsanlarında” ona da yer vermiÅŸ, o bitmeyen canlılığını anlatmaya çalışmıştım.
Hiç beklenmedik bir anda o amansız hastalığın pençesine düÅŸmüÅŸtü. Erzurum’da ameliyat olmuÅŸ onu orada ziyaret etmiÅŸtim. Rahmetli Tahsin baba onunla çok ilgilenmiÅŸti. Erzurum sonrası günler onun adına hiç güzel günler deÄŸildi. Onu evinde ziyaret ediyor, moralini yüksek tutmaya çalışıyorduk. Ancak o öylesine güçlü bir karakterin adamıydı ki o hali ile bizi hala neÅŸelendiriyor, mutlu ediyordu. Son günleri olmalıydı ki hastaneye kaldırıldı. Onu en son ziyaretimde konuÅŸamaz kadar bitkindi. Elimi tuttu, sıkmaya çalıştı. Yorgun gözleri ile yüzüme bakıyor, beni tanıdığını göstermek istiyordu. Yüzünde hala mutlu bir insanın pırıltıları, hala yaÅŸama sevinci vardı. Kendimi zor tutuyordum. Onu kaybetmiÅŸtik. Kasım ayının soÄŸuk bir gününde onu son yolculuÄŸuna uÄŸurladık. Küçük ÅŸehrin insanları cenazesine akın akın koÅŸmuÅŸtu.
Zeki PaçacıoÄŸulları bu ÅŸehrin yetiÅŸtirdiÄŸi en gözde en yürekli adamlarından birisiydi. Hep içinden geldiÄŸi gibi davrandı. Aleni ve açık oldu. Onun yalınlığı hep iÅŸe yaramış o hali ile de herkesin sevgilisi olmuÅŸtu. Hepimizin anılarındaki en canlı karakter belki onundu. Küçük ÅŸehrin insanları onu hala özlüyor. O bizim arkadaşımız, kardeÅŸimiz, aşımız, ekmeÄŸimiz, soframız gibiydi. Son yolculuÄŸu ile hepimizin yüreÄŸini yaktı. Yüce Allah ona yardımcı olsun. Makamı cennet olsun. Ne mutlu onun çocuklarına… Sokak manzaraları isimli köÅŸemizden paçacıoÄŸullarına selam olsun…
Sevgi ile kalın.
Bu makale 667 kez okundu.
| 13.12.2025 | Ziyaretçi |
| Online | 47 |
| Bugün | 8703 |
| Toplam | 25181969 |