

Orhan Kemal ve Bereketli Topraklar Üzerinde…
Efendim Serhad Artvin Gazetemizin bu haftaki konuÄŸu büyük usta Orhan Kemal ve baÅŸ yapıtı Bereketli Topraklar Üzerinde. Roman 1950’li yılları anlatıyor. 1954 yılında yazıldı, 1962 yılında yayımlandı. Bendeki 69.ncu baskısı… Kitabın konusu kısaca ÅŸöyle; Sivas’ın Ç köyünden para kazanmak için üç arkadaÅŸ İflahsızın Yusuf, Köse Hasan, Pehlivan Ali Çukurova’ya giderler. Dönemin toprak aÄŸalarının köylüler üzerinde kurdukları ağır baskıların yaÅŸandığı, güçlüyle zayıfın çatışması, sömürü düzeninin yoksul köylüyü nasıl ezdiÄŸini, yazar derin ifadelerle anlatır.
Orhan Kemal bu romanını yıllarca kafasında kurgulamıştır. İlk yüzde sürekli yer alan ve bu ülkede yazılmış en iyi romanlardan birisi gösterilir. 1979 da filmi çekildi. İlk yazılan senaryo Erdan Kıral tarafından beÄŸenilmedi. Senaryoyu ikinci kez Tuncer Kurtiz yazdı ve baÅŸ rolde oynadı. Sonra Yaman Okay, Nur Sürer, Bülent KayabaÅŸ, Menderes Samancılar, Osman Alyanak… Film Avrupa’da birinci seçildi, ancak ülkemizde gösterimi yasaklandığından yönetmen ödülünü alamadı.
Bereketli Topraklar Üzerinde bu ülkede yazılmış, yetmiÅŸ kez baskıya girmiÅŸ en önemli romanlardan birisi. Karmaşık kurgu düzeneÄŸi olmayan, geleneksel anlatı kalıpları içinde, büyülü anlatımıyla okuru derinden etkiliyor. Hemen söylemek lazım ki Orhan Kemal çok iyi bir gözlemci, sezgilerini çok iyi kullanan bir yazar. Türk romanının dokusunu, karakter tahlilini, okurun niteliÄŸini bilen en iyi yazarlardan birisi. Üretken, eserleriyle Türk edebiyatını önünü arkasını, yukarıdan aÅŸağısına her yanını besleyen, dönemin ruhunu çok iyi yansıtan, kendinden sonraki romancılara rol model olan bir yazar. Bir büyük usta.
Romanda kullandığı dil konuÅŸma dili, yöre aÄŸzını olduÄŸu gibi diyalektiklere aktaran bir bütünlüÄŸe sahip. “Evlimi, ergen mi? Kadere kırk beÅŸ… Oynamasını beÅŸir edemem, kumarda ütülmüÅŸ tekmil…” gibi okurun hala çok anlamadığı yöresel sözcüklerle dopdolu. Roman neredeyse diyalektiklerle baÅŸlıyor ve aynı zenginlikle sonuna kadar gidiyor. Bizim okurumuz sıkıcı uzun metinleri sevmez, hemen konuÅŸma diliyle baÅŸlayan romanlar baÅŸ tacıdır. Orhan Kemal’in ön yüzü arka yüzü hep Anadolu, hep Anadolu’dur… Romanlarında konu kapitalist sistemin halk üzerindeki yıkımı anlatılsa da birkaç fabrika, ırgatlar, ırgat başı, iÅŸçi kadınlar, genelevi, aÄŸalar, yöre aÄŸzı, yöre kültürüyle baskın lokal kalıbın içine gömülüyor. Her karaktere farklı bir biçim farklı bir canlılık katılmış. Her fırsatta öz ve kısa cümlelerle Çukurova’nın havası, suyu derinlikli sözcüklerle anlatılıyor. Çok severek okunan bir roman. Ama içinde gereÄŸinden çok küfür var, kadına farklı doneler biçiliyor. Cinsellik, küfür, kadın zaman zaman konunun ve romanın çok önüne geçiyor. Kadın hele ÅŸehirli kadın ırgatın gözünde cinsel bir obje haline getiriliyor. Kadın ırgatın ortak malı gibi, nikahsız, pek çoÄŸu birbirinin karısını alıp kaçıyor. Vaatler vaatler, elinde tutamıyor, sonra kadın bir baÅŸkasıyla, bir baÅŸkasıyla hendeÄŸe iniyor. Kimin eli kimin cebinde? Küfrün bini bir para! Orhan Kemal ve Fakir Baykurt aynı kulvarda aynı doneleri paylaÅŸan aynı geleneksel kalıbı kullanan yazarlar. OÄŸuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar, Sabahattin Ali daha farklı daha dünya edebiyatının içine giren Avrupai bir yüze sahipler. Ama diÄŸer ikisi gibi çok okunan yazarlar olamamışlardır.
Sonuçta üç arkadaÅŸtan ikisi Pehlivan Ali, Köse Hasan Çukurova’da hüzünlü sonla yaÅŸamını yitirirler sadece İflahsızın Yusuf geriye döner. Ve Bereketli topraklar bu dönüÅŸle sonlanır.
Konu kapitalist sistemi eleÅŸtiriyor yani evrensel bir konu ama yazar Çukurova’da sıkışıp kalıyor. Bölgeye hitap ediyor. DüÅŸünüyorum da günümüzde bir İtalyan gencinin bir Fransız’ın, bir İngiliz’in Bereketli Toprakları okumak için nasıl bir sebebi olabilir? Romanın Avrupai bir yüzü yok. Bizlik bir roman, çok sevildi ve çok okunan kitaplar arasına girdi. Büyük ustayı rahmetle, saygıyla anıyoruz.
Sevgiyle kalın.
Bu makale 550 kez okundu.
| 13.12.2025 | Ziyaretçi |
| Online | 47 |
| Bugün | 8691 |
| Toplam | 25181957 |